Arama

Popüler aramalar

‘’Ufuk Sarıca doğru tercih‘’

Türkiye Basketbol Federasyonu, A Milli Takım’ın yeni coachu olarak Ufuk Sarıca’yı açıkladı. Uzun süredir takımın başına kimin geçeceği merak konusuydu. Yerli bir isim olacağı kesin gibiydi, favorilerden Ufuk Sarıca bu göreve getirildi.

Sarıca, yakın geçmişte kısıtlı imkanlarla önemli işler yaptı. Pınar Karşıyaka gibi bir takımla Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası ve en önemlisi Türkiye Ligi şampiyonluğunu kazandı. Eurochallange şampiyonluğunu son saniyede kaybetti. Şimdi Beşiktaş Sompo Japan’la, sezon yarısı olmasına rağmen yine beklenin üzerine çıktı.
Yıllardır A Milli Takım’da yardımcı coachluk yapan Ufuk, bu organizasyona yabancı da değil. Milli takım bir geçiş döneminde. Oyuncu havuzumuz çok dar. Evimizde bir Avrupa Şampiyonası var ve madalya adayı değiliz. Ama Sarıca, eldeki malzemeden maksimum verim almayı başarabilen bir coach. Bu nedenle, geçiş döneminde yapılmış doğru bir tercih olarak görüyorum.

Harun Erdenay federasyonu, coach ‘Milli takım ve kulüp takımı’nı aynı anda çalıştıramaz fikrine sahipdi. Türkoğlu ve ekibi de şartlar oluşsaydı aynı fikri benimsiyordu. Ama Ufuk Sarıca ismi ağırlık kazandığı için, bu düşünceden vazgeçildi. Sezon içinde milli takım için takvimde ‘pencereler’ açılacak. Bu dönemde Sarıca, Beşiktaş’tan ayrı kalacak. Ama Siyah-Beyazlı kulüp bu duruma onay verdiği için, ortada büyük bir sorun kalmıyor....Sarıca’ya yeni görevinde başarılar diliyorum.

15 Ocak 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan savaştı, kazandı‘’

Euroleague’de haftalar ilerliyor. Galatasaray Odeabank’ın, mantık olarak çok olmasa da, matematiksel olarak şansı devam ediyor. Cim Bom, bu hedefi doğrultusunda ağırladığı Zalgiris Kaunas’ı, 40 dakika boyunca domine ettiği maçta yenip 5. galibiyetini aldı, umutlarını kalan 13 haftaya taşıdı. Zalgiris, ligin en düşük bütçeli takımlarından biri olmasına rağmen, basketbol geleneği ve bilgisi ile beklenenden çok fazla galibiyet aldı.

Yine bu salonda Anadolu Efes’i deviren Litvanya ekibinin Pangos ve Westermann gibi iki kısa oyuncusunu devreye sokmayan Cim Bom, çok fazla hücum ribaundu almamasına rağmen sonuca gitmeyi bildi. 3 yabancısını gönderen, forma giyen iki Amerikalı Daye ve Diebler’den basket bulamadığı bir maçı daha geride bırakan Sarı-Kırmızılılar, son periyotta sorumluluğu ele alan Sinan
Güler’in müthiş performansı ile 10 sayıdan yakalanmasına rağmen, zafere ulaşmasını bildi.

Pleiss, her iki pota altında fazlasıyla etkili olurken, Fitipaldo geldiği günden bu yana en etkili performansını sergiledi. Savunma için oyuna alınan Göksenin, 12 dakika gibi kısa bir sürede 1/1 iki sayı, 2/2 üç sayı isabet oranı ile şut atıp, takımına çok değerli katkı verdi. Sarı- Kırmızılılar’ı, zorlu bir fikstür bekliyor. Henüz deplasman galibiyetleri yok ve fazla sayıda dış saha maçı oynayacaklar. Bu oyun ve kadro yapısı ile şansları az ama sonuna kadar deneyeceklerdir.

14 Ocak 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kurtarıcı gözüyle bakılmamalı‘’

Obradoviç transfer yapar mı, yapmaz mı diye beklerken, Kanarya’dan sürpriz bir hamle geldi. Zaten zayıf olan uzun rotasyonunda bu sene Antiç’ten de hiç faydalanılamadığı gözönüne alındığında, atletik ve ribauntçu bir pota altı oyuncusuna ihtiyaç olmuştu. Anthony Bennett müthiş bir kolej kariyeri sonrası 2013 draftinde ‘1’ numara seçildikten sonra beklentileri karşılayamadı. Hiç bir zaman süper yıldız, hatta yıldız statüsüne erişemedi. 4 yıllık inişli çıkışlı grafik sonrası, Euroleague’in yolunu tuttu Kanadalı power forvet.

Gherardini geldikten bu yana Fenerbahçe transferde çok az hata yaptı. Genelde nokta atışı yapıyorlar. Gherardini, aynı zamanda Kanada Milli Takımı’nın da Genel Menaceri... Bennett’ı çok yakından tanıyor, neler yapabileceğini, nasıl katkı verebileceğini iyi biliyor.

Ara transfer döneminde yapılan transferlerden çok fazla şeyler de beklememek gerekli. Fenerbahçe taraftarı şunu bilmeli ki, Bennett bir kurtarıcı değil. Oturmuş ve güçlü bir takıma yardımcı olmaya çalışacak bir rol oyuncusu olacak. Potansiyeli var mı? Fazlasıyla var. Eğer basketbola konsantre olur, takım düzenine çabuk uyum sağlarsa atletik yetenekleri ile Vesely-Udoh ikilisinin yükünü hafifletebilir.

14 Ocak 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe fırsat tepti‘’

Obradoviç ve Fenerbahçe'nin en sevdiği deplasmanlarından biriydi Belgrad. Kızıl Yıldız'ı son üç maçta çok kolay ve rahat geçmişti Kanarya. Dün, maçı defalarca koparacak noktaya getirdi belki Sarı-Lacivertliler, ama yaptıkları tercih hataları, bazı oyunculardan hiç verim alamaları, yenilgiyi getirdi. Kızıl Yıldız, ligin en düşük bütçeli takımlarından biri olmasına rağmen Belgrad'da Real Madrid'i, Barcelona'yı, Maccabi'yi ve CSKA Moskova'yı yenmeyi başarmıştı. Dün de bir başka Final-Four adayı Fenerbahçe'yi devirdiler. Kanarya, bu yıl ilk kez başa baş oynadığı bir maçı kaybetti. Ligin ikinci yarısında büyük bir fikstür avantajları var. Bu galibiyet onları fazlasıyla rahatlatacaktı. Artık kendi evlerinde hiç kaybetmemeye bakacaklar.

Daçka'dan harika rövanş

Küçük düşürücü bir yenilgi almıştı Darüşşafaka Doğuş, Baskonia deplasmanında. Sadece 52 sayı atabilmiş, 21 sayı fark yemişlerdi. Bu maçı çok daha konsantre ve istekli oynamaları bekleniyordu. Nitekim maça kötü başlasalar da, kenardan gelen ve kariyer maçı oynayan (29 sayı ve 5 asist) Bertans'ın ateşlemesiyle geriden gelip öne geçen Daçka, müthiş bir hücum performansı ile kritik bir galibiyete imza attı. Baskonia sezonun flaş takımı. İki oyun kurucu Larkin ve Beaubouis ile hücumları yönlendiriyor. Daçka, Semih'in sakatlığı, Furkan ve Ziziç'in varlığı ile yokluğunun belli olmadığı maçta, kısaları ile sonuca gitti. Rakibin iki oyun kurucu belki bu yılın en etkisiz performansını sergiledi. Daçka'da, Bertans'ın yanı sıra 5/5 ile üçlük atan Wannamaker, 4/4 üçlük atan Wilbekin, pivotların yokluğunda ligin en çok ribaunt alan Baskonia uzunları ile adeta savaşan ve ribaunt üstünlüğünü ele geçiren Moerman ve Harrangody'ın mücadelesi galibiyette kritik rol oynadı. Barcelona ve Maccabi deplasmanlarında iyi oynamasına rağmen son anda kaybeden Darüşşafaka, bu galibiyetle Play-Off iddiasını sürdürdü. 4 Türk takımın İspanya'da yenen Baskonia, ikinci yarıda 4 kez İstanbul'a gelecek. İlkinde bileti Darüşşafaka kesti. Darısı diğer 3 ekibimizin başına...

13 Ocak 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Dev derbi Fener'in‘’

Ligin iki formda takımı ezeli rakipler Beşiktaş Sompo Japan ile Fenerbahçe, Akatlar’da karşı karşıya geldi. Ufuk Sarıca yönetiminde yeniden yapılanan, yeni bir heyecan yakalayan ve evinde oynayan Beşiktaş için biraz daha önem taşıyordu dünkü derbi. Taraftar günler öncesinden biletleri bitirmiş, bu maçı bekliyordu. Nitekim Beşiktaş son derece agresif başladı maça. Sezonun MVP’si olmaya aday Stimac pota altında hegamonya kurarken, kenardan gelen Strawberry potaya gidip basket buluyordu. Ancak Fenerbahçe de hiç geri adım atmadı. Beşiktaş’ın agresifliğine cevap verdi. Sakatlıktan dönen Bogdanovic, ikinci maçında takımın liderliğine soyunurken, Nunnally ona yardımcı oldu. Devre 41- 37 bittikten sonra ikinci yarıya Roll’ün müthiş oyunuyla başlayan Kartal, 12 sayılık farkı yakaladı: 56-44. Mola dönüşü Kanarya’nın nasıl bir reaksiyon göstereceği önemliydi. Nitekim ilk yarı hiç basket atamayan Bobby Dixon ve Datome’nin üçlükleri ile 14-2’lik seri yakalayan Fenerbahçe, 60-59 öne geçti, maç da yeniden başladı. Bu dakikadan sonra baskı altına giren taraf evsahibi Beşiktaş oldu.

44 saniye kala...

Ribauntlarda 32’ye 22’lik üstünlük sağlayan Beşiktaş, bu avantajını top kayıpları ile ziyan etti (15’e 8), Dixon’un bitime 44 saniye kala attığı üçlük de sonucu belirledi: 79-76 Fenerbahçe’de 19 sayı atan Bogdanovic, ‘geri döndüm’ derken, ikinci yarıda Bobby ve Datome’nin yüksek yüzdeli şutları, bu zorlu deplasmanda zaferi Fenerbahçe’ye getirdi.

09 Ocak 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Datome&Nunnally ortak yapımı‘’

Euroleague’de kolay maç kazanılamayacağını bir kez daha gördük dün. Milano haftalardır galibiyete hasret, dibe vurmuş durumda. Takımın lideri Gentile takımdan ayrılmış, en önemli skoreri Sanders yok, buna rağmen Fenerbahçe dişleri ile kazıya kazıya galibiyete ulaşabildi, kaza kurşununa kurban gitmedi. Bogdanoviç’in dönüş maçıydı. Kötü hava şartlarına rağmen 9 bine yakın taraftar vardı Ülker Arena’da. Kanarya, Datome’nin sahada olduğu bölümlerde rakibe büyük üstünlük kurdu. Ama Bogdanoviç’i kazanma adına neredeyse maç kaybediliyordu.

Neyse ki, ikinci periyot ve ikinci yarının başında hiç oynatılmayan İtalyan yıldız maçın geri kalanında forma giydi, Nunnally de kariyerinin en iyi oyunlarından birini sergileyince, Kanarya zor da olsa kazanmayı bildi. Fenerbahçe aslında kazanacak kadar oynadı ama erken havlu atmaya hazır bir takım görüntüsü çizen Milano, 7/8 isabet oranı ile ilk yarıda 18 sayı atıp kendisini bile şaşırtan Kalneitis’le ayakta kaldı. İkinci yarıda da Kalneitis’in kaldığı yerden eski Fenerbahçeli Ricky Hickman devam etti. Bu iki ekstra performans Kanarya’nın tüm hesaplarını alt üst etti. Oyun stratejisinde ağırlıklı olarak pota altını kullanmayı hedefleyen Fenerbahçe’de, Udoh ile son dönemdeki davranışlarıyla bardağı taşıran ve Obradoviç’in fazla yüz vermediği Vesely’nin devrede sadece 2’şer sayıda kalması, oyunun sıkışmasındaki etkenlerden biriydi.

Ama ikinci yarıda Udoh normale döndü, Datome çok kritik sayılar attı. Bitime saniyeler kala da Nunnally, attığı üçlükle Milano’nun fişini çekti. Bobby Dixon ve Kaliniç’in yüksek yüzdeyle çift hanelere ulaşması galibiyete fazlasıyla yardımcı olurken, takım halinde yapılan 20 asist gecenin olumlu taraflarından biriydi.

07 Ocak 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Derbide sonuç yine değişmedi‘’

Bir hafta aradan sonra iki takım bir kez daha karşı karşıya geldi, sonuç değişmedi. Galatasaray, her geçen gün umudunun yanı sıra, direncini de kaybediyor. Dün skoru hep geride götürdüler ama hep maçın içinde kaldılar. Fakat bir an bile olsun, kazanabilecekleri izlenimini vermediler. O inancı taşımıyorlardı sanki. Micov, Tyus ve Sinan oynadı, diğerlerinden hiç katkı alamadılar. Hal böyle olunca da Euroleague’de maç kazanılmıyor. Galatasaray’ın kötü oynamasına rağmen maçın içinde kalmasındaki en önemli etken, Efes’in konsantrasyondan çok uzak oyunuydu. Lacivert- Beyazlılar Play-Off sınırında. İç sahada üst üste Zalgiris ve Real’e kaybettiler. Hedefleri doğrultusunda bir yenilgiye daha tahammülleri yok. Ama Euroleague değil de, sanki bir hazırlık maçı havası vardı sahada.

Enteresan istatistik

Yeni transfer Paul, henüz Euroleague’e alışmaya çalışıyor, yanlış tercihler yapabiliyor ama sahadaki en konsantre, en çok isteyen oyuncuydu. Sahanın her iki tarafını da aynı ciddiyetle oynuyor.

Can Maxim, Efes’teki en iyi oyununu oynadı. Galatasaray’ın yaklaştığı anlarda üç isabetli üçlükle takımını tekrar ileri taşıdı. O da, oyunu okuma ve doğru tercih yönünü geliştirirse, daha önemli
bir oyuncu haline gelebilir. Euroleague’in en iyi serbest atış kullanan oyuncularından Heurtel’ın 0/4, takımın da 8/16 faul atması enteresan bir istatistikti. Maçın erken kopmamasındaki nedenlerden biri de bu oldu.

Galatasaray, 7. deplasman maçını da kaybetti. Ligin dibindeler. Önlerinde de çok zorlu 8 dış saha maçı daha var. Şimdiden havlu atmış bir havadalar. Efes’in şansı sürüyor ama istikrar sorunu, onların en büyük handikabı. Böyle oynayıp, her zaman maç kazanılmaz.

06 Ocak 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener, başladığı gibi bitirdi‘’

Spor Toto Basketbol Ligi’nde, yeni yılda Euroleague heyecanı yaşandı iki derbide. Fenerbahçe, bu yıl iki kez yendiği Anadolu Efes’i, bir kez daha devirmeyi başardı Ülker Arena’da... Sürekli Fenerbahçe kaçtı, Efes kovaladı, oyundan kopmadılar belki ama Sarı-Lacivertliler, başladığı gibi bitirdi derbiyi. İki takım birbirini çok iyi tanıyordu.

Zaman zaman çok sert savunmalar oldu, kaç kere 24 saniye süresi doldu hatırlamıyorum. Son derece sert, keyifli, Euroleague takımlarına yakışır bir maç izledik. Datome’nin 3/3 üçlük isabeti ile maça başlaması, Bobby Dixon’un istikrarlı olarak skora katkısı, kritik anlarda da Sloukas’ın önderliği, zaferi Fenerbahçe’ye getirdi.

‘Gereksiz işler müdürü’ olmaya aday Vesely, yine kontrolsüz hırsına kurban gitti. İki yıldır Fenerbahçe’nin uzak ara en çok teknik faul ve centilmenlik dışı faul alan oyuncusu Vesely. Tribüne oynuyor, hakemlerle ve rakiplerle de oynuyor. Sadece basketbol oynasa, Fenerbahçe’ye katkısı çok daha fazla olacak.

Daha 2. çeyrekte 4 faul alıp kenara geldi. Agresif, hırslı ve istekli oynamak güzel birşey. Ama bunu kontrol altına alması gerekiyor. Efes iyi mücadele etti. Heurtel ve Cedi’nin skorer oyunuyla ayakta kalmaya çalıştı. Ama ribauntlarda ezildiler. Fenerbahçe’nin 5 kısa oynadığı dönemde de doğru basketbol oynayamayınca geri düştüler. Özellikle Heurtel, oyunu iyi okuyamadı. Rakip kısayken topu hiç pota altına indiremediler. Fenerbahçe’ye oranla düşük üç sayı yüzdesi de onların kaderini belirledi.

Aslan’ın nefesi yetmedi

Hafta içi Bamberg karşısında ağır bir yenilgi alan Galatasaray Odeabank, Euroleague’de yendiği Darüşşafaka Doğuş karşısında ayağa kalkmaya çalıştı. Giden oyuncular, Emir ve Daye’in yokluğunda çok dar bir rotasyonla oynadılar. 3. periyodun sonunda 52-49 öne geçtiler ama bu onların son iyi anlarıydı. Wanamaker önderliğinde 21-4’lük seriyle 56-70 öne geçen Daçka, Euroleague’in rövanşını aldı.

Aslan transfer hataları yapmaya devam ediyor. Yabancı seçimi, özellikle bu dönemde altın değerinde. Yazın fütursuzca bir haftada 9 yabancı ile imza hakkını kullanan Galatasaray, Fitipaldo
tercihinde de yaz döneminden ders almadığını göstermiş. Smith, Dentmon, Thompson en ufak katkı vermeden gitti. Sadece 1 imza hakkı kaldı Galatasaray’ın. Daha Euroleague ve Türkiye Ligi’nde koskoca bir ikinci yarı, Türkiye Kupası ve Play-Off var. Bu rotasyonla sancılı bir sezon onları bekliyor..

03 Ocak 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI