Arama

Popüler aramalar

‘’Fener, başladığı gibi bitirdi‘’

Spor Toto Basketbol Ligi’nde, yeni yılda Euroleague heyecanı yaşandı iki derbide. Fenerbahçe, bu yıl iki kez yendiği Anadolu Efes’i, bir kez daha devirmeyi başardı Ülker Arena’da... Sürekli Fenerbahçe kaçtı, Efes kovaladı, oyundan kopmadılar belki ama Sarı-Lacivertliler, başladığı gibi bitirdi derbiyi. İki takım birbirini çok iyi tanıyordu.

Zaman zaman çok sert savunmalar oldu, kaç kere 24 saniye süresi doldu hatırlamıyorum. Son derece sert, keyifli, Euroleague takımlarına yakışır bir maç izledik. Datome’nin 3/3 üçlük isabeti ile maça başlaması, Bobby Dixon’un istikrarlı olarak skora katkısı, kritik anlarda da Sloukas’ın önderliği, zaferi Fenerbahçe’ye getirdi.

‘Gereksiz işler müdürü’ olmaya aday Vesely, yine kontrolsüz hırsına kurban gitti. İki yıldır Fenerbahçe’nin uzak ara en çok teknik faul ve centilmenlik dışı faul alan oyuncusu Vesely. Tribüne oynuyor, hakemlerle ve rakiplerle de oynuyor. Sadece basketbol oynasa, Fenerbahçe’ye katkısı çok daha fazla olacak.

Daha 2. çeyrekte 4 faul alıp kenara geldi. Agresif, hırslı ve istekli oynamak güzel birşey. Ama bunu kontrol altına alması gerekiyor. Efes iyi mücadele etti. Heurtel ve Cedi’nin skorer oyunuyla ayakta kalmaya çalıştı. Ama ribauntlarda ezildiler. Fenerbahçe’nin 5 kısa oynadığı dönemde de doğru basketbol oynayamayınca geri düştüler. Özellikle Heurtel, oyunu iyi okuyamadı. Rakip kısayken topu hiç pota altına indiremediler. Fenerbahçe’ye oranla düşük üç sayı yüzdesi de onların kaderini belirledi.

Aslan’ın nefesi yetmedi

Hafta içi Bamberg karşısında ağır bir yenilgi alan Galatasaray Odeabank, Euroleague’de yendiği Darüşşafaka Doğuş karşısında ayağa kalkmaya çalıştı. Giden oyuncular, Emir ve Daye’in yokluğunda çok dar bir rotasyonla oynadılar. 3. periyodun sonunda 52-49 öne geçtiler ama bu onların son iyi anlarıydı. Wanamaker önderliğinde 21-4’lük seriyle 56-70 öne geçen Daçka, Euroleague’in rövanşını aldı.

Aslan transfer hataları yapmaya devam ediyor. Yabancı seçimi, özellikle bu dönemde altın değerinde. Yazın fütursuzca bir haftada 9 yabancı ile imza hakkını kullanan Galatasaray, Fitipaldo
tercihinde de yaz döneminden ders almadığını göstermiş. Smith, Dentmon, Thompson en ufak katkı vermeden gitti. Sadece 1 imza hakkı kaldı Galatasaray’ın. Daha Euroleague ve Türkiye Ligi’nde koskoca bir ikinci yarı, Türkiye Kupası ve Play-Off var. Bu rotasyonla sancılı bir sezon onları bekliyor..

03 Ocak 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan havlu atıyor‘’

Euroleague’in ilk yarısının son maçında alınacak bir galibiyet, Galatasaray Odeabank’ın ikinci yarı öncesi umutlarını sürdürmesini sağlayacaktı. Cim Bom, sorunlu çıkmıştı ligin en ‘disiplinli’ takımlarından Bamberg’e karşı. Ama Abdi İpekçi’de kazanılan Olympiakos ve Barcelona maçlarını düşündüğümüzde, Cim Bom’un bu kadar erken teslim olmasını beklemiyorduk açıkcası. İlk çeyrek başa baş geçerken, Strelnieks’in kendi sahasından attığı üçlükle Bamberg periyodu 24-19 önde tamamladı. Bundan sonrası ise çorap söküğü gibi geldi. Bamberg, Strelnieks, Causeur, Zizis ile attıkça attı. Devre 38-47 bittikten sonra ikinci çeyreğin başında Pleiss ve Micov’la 6-0’lık bir seri yakalayan Galatasaray, maça bir anda ortak olduğunu düşündü: 44-47. Ama takip eden 5 dakikada Alman ekibi 15-1’lik bir seri yakaladı, bir daha da Cim Bom’u yanına bile yaklaştırmadı: 45-62. Zizis’in üçlüğüyle 4. periyodun başında fark 25’e çıktı (77-52), geri kalan dakikalar adeta formalite icabı oynandı.

İkinci yarıda zorlu fikstür

Galatasaray’ın yazın yaptığı büyük hatalar şimdi onları fazlasıyla hırpalıyor. Smith, Dentmon gönderildi. Thompson da gidiyor. Yangından mal kaçırılır gibi 7 yabancı transferi yapıldı. Neredeyse hiçbirinden verim alınamadı. Sadece 1 yabancı ile imza hakları kaldı. Kurtarıcı diye bırakın Euroleague’i, hiç Avrupa tecrübesi olmayan, fizik olarak Smith’ten farkı olmayan Fitipaldo alındı. Uruguaylı oyun kurucuyu Acıbadem ya da Sakarya’ya teklif etseler ‘alsak mı’ diye bir düşünürler. Galatasaray hiç düşünmeden aldı.

Yine bir bildikleri var herhalde!!! Galatasaray’ı ikinci yarıda daha da zor bir fikstür bekliyor. 15 maçın 9’unu deplasmanda oynayacak. 9 iç saha maçının 5’ini kaybedip, dışarıda hiç kazanamadıklarını gözönüne aldığımızda, Play-Off şansı artık mucizenin de ötesinde.

31 Aralık 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efes zirveyi sevdi‘’

Spor Toto Basketbol Ligi’nin 12. haftası Euroleague derbisine sahne oldu. Euroleague’de olduğu gibi yine kazanan taraf Anadolu Efes oldu. Basketbol kalitesi olarak üst düzey bir oyun olmasa da, son ana kadar çekişme ve heyecan vardı sahada. Daha iyi savunma yapan, pota altını kullanan taraf olan Efes, Darüşşafaka Doğuş karşısında galibiyete ulaşmayı başardı.

Cedi fark yarattı

Darüşşafaka Doğuş, her zaman olduğu gibi birebirler üzerinden skor bulmaya çalıştı. Efes, savunmada sürekli adam değişip kolay geçilmeyince, Yeşil-Siyahlı hücumlar fazlasıyla tıkandı. Daçka; Fenerbahçe ve Maccabi maçının yıldızı Wilbekin’in üçlükleri ile ayakta kalıp, zaman zaman öne geçse de, doğru basketbol oynayan Efes zirvedeki yalnızlığını sürdürdü. Cedi Osman’ın ikinci yarıdaki performansı, Efes’in galibiyetinde büyük rol oynadı. Sürekli potaya giden ve basket bulan Cedi’nin yanı sıra Brown ve Honeycutt da aynı şekilde skora katkı yaptı.

Pota altı hakimiyeti

Darüşşafaka maç boyu tam 25 üçlük kullanırken, bu sayı Efes’te 12’de kaldı. Anadolu Efes 45 yakın mesafe atış denerken, Darüşşafaka sadece 30 deneme yaptı. Semih ve Furkan gibi uzunlarını, Dunston’un erken faul problemine girmesine rağmen kullanamayan konuk ekip, dış şutlara mecbur kalınca, iyi mücadele ettiği maç sonunda 4. mağlubiyetini aldı.

27 Aralık 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Potada zafer Fener'in‘’

Euroleague’de alınan üst üste iki yenilgi sonrası gelen CSKA Moskova zaferinin morali ile çıkmıştı Fenerbahçe, Trabzonspor Medical Park karşısına. Maç, Trabzon’un müthiş üç sayı yüzdesi ile başladı. Sarı-Lacivertliler bazı pozisyonlarda iyi savunma yapmasına karşın özellikle Moody ile çok uzak mesafeli üçlükler bulan Bordo-Mavililer, ilk periyodu 25-20 önde kaparken, 14. dakikada da 16 sayılık farka ulaştı: 24-40. Bu dakikada Obradoviç’in aldığı mola sonrası oyun döndü.

14 dakikada 40 sayı

Fenerbahçe, geçen sezondan çok uzak bir görüntü çizen Datome’nin önderliğinde, Dixon ve Vesely’nin sayıları ile yavaş yavaş oyuna ortak oldu. Moody, skorer bir guard ama baskı sonrası çok hata yapıyor. Savunma sertliği, Trabzon’un bütün hücum dengesini bozdu. 14 dakikada 40 sayı bulan konuk ekip son 6 dakikada sadece 2 sayı atabilince, Kanarya 18-2’lik seriyle devreyi 42-41 önde bitirdi. İkinci yarının başında da seri 31-2’ye çıkarken, skor da 55-42 oldu. 10 dakikalık bölümdeki müthiş diferans, maçın da hikayesini yazdı.

Nunnally’den 4’te 4 üçlük

4. periyotta Nunnally’nin 4/4 üçlük isabeti de farkın büyümesini sağladı. Kanarya’da galibiyetin yanı sıra Datome’nin 20 sayı, 8 ribaunt ve 6 asistlik performansı, uzun rotasyonun darlığında genç Ahmet, yüksek bir yüzdeyle attığı 15 sayı, aldığı 9 ribaunt ve yaptığı 2 blokla Obradoviç’e ‘hazırım’ sinyali verdi.

26 Aralık 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rövanş böyle alınır‘’

Fenerbahçe için çok dramatik bir şekilde bitmişti 2015-16 sezonu. Harika geçen bir yıl sonrası Euroleague finalini, uzatmada kaybetmişti Sarı-Lacivertliler CSKA Moskova’ya karşı.

Bu sezona da iki takım favori olarak başladı. CSKA, 13 maçın 12’sini kazanmıştı. Fenerbahçe ise 5 yenilgi almış, kötü basketbol oynuyor, Dixon, Vesel, Datome gibi yıldızlarının geçen
yılki performanslarından çok uzak oynadığı bir dönemden geçiyordu. Rus ekibi büyük favoriydi. Evinde 90’ın üzerinde sayı atıyordu. Ama Obradoviç, bütün maçı adeta nakış gibi işledi.Udoh, onun saha içindeki komutanıydı. Amerikalı 17 sayı attı, 11 ribaunt aldı, tam 5 blok yaptı. Melih kenardan gelip 8 sayı atarken, Teodosiç’in dengesini bozdu. Nunnaly 3/4 üçlük isabetiyle oynadı.

CSKA iki kere çift haneli farklara ulaştı ama Fenerbahçe savunmasıyla ayakta kalmaya başardı. Sonunda Udoh’a, Bobby Dixon da eşlik etmeye karar verdi. Rus ekibi, Vorontsevich, Antonov ve Kurbanov’la beklenmedik ekstra üçlükler buldu ama Dixon maçı uzatmaya götürmeyi başardı.

Uzatmada ise tüm psikolojik üstünlük Kanarya’ya geçti. Fenerbahçe, uzatmada kaybettiği Euroleague finalinin rövanşında CSKA’yı uzatmada adeta ezdi geçti. Bobby Dixon şov yaptı, 5 dakikada 20-4’lük seri yakalayan Fenerbahçe, hem kötü gidişi durdurdu, hem de kaybolmak olan özgüvenini geri kazandı.

Datome ve Vesely de geri dönerse, herşey çok daha güzel olabilir.

Daçka’dan müthiş dönüş

Önce Real Madrid’i, ardından Fenerbahçe’yi yenip büyük avantaj yakalayan Darüşşafaka Doğuş az kalsın büyük bir fırsatı elinin tersiyle itiyordu. İlk yarıda felaket oynadılar. Tam 17 sayı geri düştüler. Ama pes etmeyen karakterleri onlara hedefleri doğrultusunda çok önemli bir zafer getirdi. Fenerbahçe’yi tek başına yenen Wilbekin, 3 sayıyla bitirdiği ilk devrenin ardından ikinci yarı tam 20 sayı attı. Son iki galibiyette onun payı çok fazla. Blatt’tan özel bir teşekkürü hak ediyor genç Amerikalı...

24 Aralık 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efes, Aslan'ı çarptı!‘’

Micov ve Daye’den de yoksun olarak oynayan Galatasaray Odeabank, iç sahadaki 4 maçlık galibiyet serisini sürdürmek, Zalgiris karşısında beklenmedik bir yenilgi alan Anadolu Efes de, bu durumu telafi etmek için çıkmıştı sahaya. Efes, Zalgiris Kaunas maçından farklı başlamadı oyuna. Hiç konsantre değillerdi, hiç istekli değillerdi.

Galatasaray ise tam tersine son derece agresif başladı. Oyunun başında ikili oyunlarda Tyus’ı pota altında çok iyi kullandılar. Ardından geri koşmayı ‘zul’ gören Efes’e karşı geçiş hücumları ve fastbreak’lerden buldukları sayılarla farkı 11 sayıya kadar çıkardılar: 38-27. Kazan maçında ortalarda görünmeyen Schilb takımı sırtlıyordu. Ama Galatasaray, devre sonunda basit hatalar yapınca skor Efes için makul bir seviyeye geldi: 44-38.

İkinci yarıda ise Brandon Paul bir karar verdi. İlk kez Euroleague oynayan Amerikalı, 19 sayı atarken, savunmada takımını ateşleyen isim oldu. 5 top çaldı, uyuyan takım arkadaşlarını da uyandırdı. Ona Granger ve Derric Brown da eşlik edince, oyunun gidişatı tamamen değişti. Zaten dar bir rotasyonla oynayan Galatasaray’da yorgunluk başgösterirken, girmeyen üçlükler inançlarının da kaybolmasına neden oldu. Cim Bom, kullandığı ilk 17 üçlüğün tam 16’sını kaçırdı. Geri dönmek için yine de efor sarfettiler ama felaket üç sayı yüzdesi buna engel oldu. Bir önceki Türk derbisinde olduğu gibi hakemlerin kötü kararlar verdiklerini söyleyebiliriz. Ama skora da etki etmediler.

Gökhan German

23 Aralık 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener'e, Daçka darbesi‘’

İki takımın birbirini çok iyi tanıdığı, rakip silahlara fazlasıyla önlem aldığı bir maç izledik Ülker Arena’da. Basketbol kalitesi çok yüksek değildi belki ama çekişme ve heyecan vardı.
Çıkan gerginlik sonrası da oyun iyice soğudu.

İyi savunmalar nedeniyle hücumlar işlemeyince bireysellik ön plana çıkacaktı. Burada da avantaj Darüşşafaka’ya geçti. Darüşşafaka’nın hücum stratejisi daha çok birebirlere dayanıyor. Zaten ligin en az asist yapan takımı. Fenerbahçe ise daha çok düzen üzerinden sayı bulmaya alışık bir takım. Düzenler işlemeyince potayı görmekte çok zorlandılar.
Darüşşafaka cephesinde ise Wilbekin, adeta maçı tek başına kazandı. Aslında iyi de savunuldu ama el üstü uzak üçlükler, potaya gidip attığı çok zor turnikelerle farkı yarattı. 71 sayının 22’sini attı Amerikalı oyun kurucu.

Basketbolda bireysel performansların da gerektiği günler oluyor bazen.

Fenerbahçe’de bu tip bir oyuncu çıkmayınca, adeta savaş halinde geçen maçtan zaferle ayrılan taraf Darüşşafaka oldu.
Zorlu fikstürde dünkü sonuç Fenerbahçe’yi ağır yaraladı. Panathinaikos’tan sonra dünkü yenilgi ve bekleyen CSKA ve Olympiakos deplasmanları. Olası bir galibiyet, Fenerbahçe’yi ikinci yarıda fikstür avantajı da düşünüldüğünde biraz olsun rahatlatacaktı. Darüşşafaka, şok yenilgiler sonrası Real Madrid’den sonra Fenerbahçe’yi de yenerek önüne daha güvenle bakacak artık. Vesely’nin pozisyonunu net göremedim. Ama sürekli bu tip gereksiz işlerin içine giriyor. Dün de en kritik anda takımını yalnız bıraktı. Hiç de kabul edilecek bir davranış değildi.

22 Aralık 2016, Perşembe 12:10
YAZININ DEVAMI

‘’Fener yine sıfır çekti‘’

Fenerbahçe, OAKA’ya 9’da 0’la gelmişti. Obradovic ve öğrencileri şeytanın bacağını bu kez kırmak istiyordu. 17 bin 500 taraftarın bağrına bastığı Obradovic, bu salonda ilk kez bu kadar agresifti. Hatta hakemlere sürekli itiraz edince teknik faul aldı, rakip coach Pasqual ile maç içinde tartıştı. Ama sahadaki oyuncular, onun kadar agresif ve istekli değildi. Oyun planında ağırlıklı olarak pota altını kullanmak olan Fenerbahçe’ye, Panathinaikos çok iyi önlem aldı. Maçın başında toplar Udoh ve Vesely’ye inemedi. Kanarya, ilk periyotta bulduğu 3 üçlükle sadece 14 sayı üretebildi.

Basit hatalara yer yok

15’e (33-18) çıkan fark, ikinci çeyrekte Nunnally’nin hiç kaçırmadan attığı 10 sayı ile 4’e kadar indi ve devre 41-37 sona erdi. Fenerbahçe için maçın kilit noktası, yapılan top kayıpları ve kaçan serbest atışlardı. Panathinaikos daha rahat hücum ederken, Nichols’la çok kritik üçlükler attı. Cevap verilmesi gereken anlarda Udoh bütün sahayı topla geçip top kaybetti. Bu tip deplasmanlarda, böyle basit hatalara yer olmuyor maalesef. Nitekim Kanarya maçı 12 top kaybı ve sadece 2 top çalma ile tamamlarken, Panathinaikos sadece 3 top kaybetti, tam 10 top çaldı. Savunmadaki bu agresiflik ve motivasyon farkı, skora da yansıdı. Hücumda bu kadar zorlanılırken, kaçan 9 serbest atış da işin tuzu biberi oldu.

17 Aralık 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI