‘’Hakedilmiş şampiyonluk‘’
Coach Obradoviç, bütün oyuncular, teknikidari kadro ve takıma bütün bir sezon boyunca destek veren taraftarla beraber sonuna kadar hak etmişti Fenerbahçe bu şampiyonluğu...
Finali de harika yaptılar.
Anadolu Efes, belki de 5. maçı kazandığına pişman olmuştur.
O kadar istekli, arzulu, agresif bir basketbol oynadı ki Sarı-Lacivertliler, belki de lig tarihinde bir finalde elde edilen en büyük farka ulaştılar.
3. periyodun sonuna doğru skor 78-38 olmuş, fark 40 sayıya kadar çıkmıştı.
Datome’nin MVP seçilen performansı, Bobby Dixon’un 3’ü üst üste Heurtel’den olmak üzere tam 5 top çalması, Play-Off’u durgun geçiren Bogdanoviç’in finale damga vurması gecenin akıllarda kalan anlarıydı. Sarı-Lacivertliler için de en güzel anlardan biri de kupayı kendi evlerinde taraftarı önünde kaldırmalarıydı.
Şampiyonluk kutlamaları erken başlayınca oyuncuların da konsantrasyonu bozuldu. Son periyot 6.5 dakika basket atamadılar ama ceplerinde çok büyük kredi vardı.
Fark 40 sayı olduktan sonra, Anadolu Efes’in maçı bırakmaması, basketbola gösterdikleri saygı açısından takdire değerdi. Tam 20-0’lık seriyle maçı makul sayılacak bir farka indirdiler. Gösterdikleri bu mücadele de tribünlerden fazlasıyla alkış aldı.
Sonuçta, bütün bir sezon en iyi basketbolu oynayan, oyununu sürekli geliştiren Fenerbahçe, ligin en büyüğü oldu.
Sarı-Lacivertliler’de şimdi en büyük hedef sözleşmeleri biten oyuncuları kadroda tutabilmek olacak. Bunu başarırlarsa gelecek yıl da yine 3 kupanın en önemli favorisi olur, uzatmada kaybedilen Euroleague şampiyonluğu da gelebilir.
‘’Efes teslim olmadı‘’
Maç öyle bir başladı ki, Anadolu Efes sanki yenilgiyi peşinen kabul etmiş, Fenerbahçe de şampiyonluğa çok rahat ulaşacak gibiydi. Efes’in ilk periyotta 6.30 dakika skor üretemeyip sadece 6 sayıda kalması,
Fenerbahçe’nin yakaladığı 18-0’lık inanılmaz bir seri ve 15. dakikada ulaşılan 17 sayılık fark. Her şey Sarı-Lacivertliler’in istediği gibi gidiyordu üç sayılık atışlar hariç. Bu farka 8’de 0 üçlük atarak ulaşmıştı Fenerbahçe. Pota altını kullanıp ve hücum ribauntları alarak oyunu kontrol ediyordu.
Ama Efes, devrenin son 5 dakikasında Heurtel’in çabalarıyla başlayıp, Sariç’le devam eden 15-2’lik bir seri yakalayınca maçın bütün rengi değişti.
Lacivert-Beyazlılar, Fenerbahçe’nin aksine üç sayı çizgisinin gerisinden fazlasıyla skor çıkarırken (21’de 11) Sarı-Lacivertliler 20 denemenin 14’ünde isabet bulamadı.
O hamle...
Geriden gelmenin avantajını çok iyi kullanan Efes, düşen Fenerbahçe savunmasına Granger’la da turnike basketler buldu. İlk çeyrekte sadece 6 sayı atabilen ev sahibi kalan periyotlarda sırasıyla 24-22 ve 28 sayı üretti. Kritik anlarda Kaliniç kaçan şutların takibini yapıp 3 hücum ribaundundan 6 sayı üretip takımını oyunun içinde tutarken, ki takım olarak tam 15 hücum ribaundu almalarına rağmen sadece çember altını kullanabilmeleri galibiyet için yeterli olmadı.
Ahmet Çakı’nın Brown’u tribüne göndermesi maç öncesi yaptığı en önemli hamlelerden biri oldu. Dönem dönem 4 kısaya dönmesi, Fenerbahçe’yi zor durumlara soktu. Heurtel gününde olunca, rakip savunma ne yaparsa yapsın durdurulamıyor. İstikrar sorunu olan Fransız yıldız, dün teslim olmamaya karar vermişti. Takımını da sırtlayan isim oldu.
Özgüvenleri geldi
Fenerbahçe halen çok avantajlı durumda. İç sahada rakibe büyük üstünlük kuruyorlar. Efes şu ana kadar Ülker Arena’da psikolojik direnç gösteremedi. Ama en azından dün 17 sayı geriden gelip kazanmaları onlar için moral oldu. Tekrar özgüven kazandıklarını düşünüyorum.
‘’Şampiyon gibi‘’
Serinin 4. maçı Fenerbahçe açısından en rahat kazanılanı oldu. Sarı-Lacivertliler’in müthiş hücum performansı, bu yılın en iyi oyunların biri, onları iyice şampiyonluk havasına soktu.
Öyle ki oyuncuların maç bitimi tekrar salona dönüp taraftarı selamlamaları, taraftarın da onları Abdi İpekçi’ye şampiyon gibi uğurlaması, bu sezon için bir- vedalaşma gibiydi sanki. Tabii ki her iki taraf için Efes’in son şampiyonluğunda Fenerbahçe’yi 3-1 geriden gelip geçmesi de unutulmaması gereken bir gerçek. Dünkü maça iyi başlayan taraf Anadolu Efes’ti. Hücum potansiyeli zayıf diye riske edilen Doğuş, aynı basketten üst üste 4-5 kere atınca Lacivert-Beyazlılar skoru önde götürdü.
Dixon, Datome ve...
Taa ki, Heurtel’in, Vesely’i kızdırıp rakibi ve taraftarı ateşlemesine kadar. Bobby Dixon ve Datome başta olmak üzere bir anda vitesi 5’e takan Sarı-Lacivertliler, 17-4’lük bir seri yakaladı. İkinci ve üçüncü periyotlarda da aynı tempo devam edince, farkı kademeli olarak açan Fenerbahçe, hem skor olarak, hem de mental olarak rakibe ezici bir darbe vurdu. Anadolu Efes’te istikrarlı bir şekilde oynayan yegane isim Dario Sariç. Ondan sonra takımın en skorerinin Doğuş olması, hücum düzenlerinin çok fazla işlemediğinin de bir göstergesi.
Fenerbahçe savunması...
Sezon başından bu yana hiçbir şey oynamayan Brown, final serisinde tamamen kayboldu. Fenerbahçe savunması, dün Heurtel ile Granger’ı da devreye sokmayınca, hücumda tamamen çaresiz kaldı Lacivert- Beyazlılar. Kullandıkları ilk 12 üçlüğün 11’i kaçtı, atamayınca moralleri bozuldu, bu durumdan savunma da etkilendi. Fenerbahçe çok iyi hücum etti belki ama Efes savunması da en ufak bir direnç gösteremedi. 7 yıl önceki gibi mucize dönüşleri basketbolda çok fazla görmüyoruz. Artık Fenerbahçe şampiyonluğa çok yakın.
‘’Fenerbahçe son çeyrekte‘’
Çok fazla değişkenin olduğu, iki takımın da iniş-çıkışlar yaşadığı bir maç izledik. Obradovic, dün Datome’yi sahaya sürüp, Antiç’i tribüne yollamıştı. Datome ilk periyotta faul problemine girince dün de fazla işin içinde olamadı. Taa ki 4. periyoda kadar. Maçın karar anında, İtalyan yıldız ilk 5 sayıyı attı, Vesely 4 sayıyla devam etti, 4.5 dakikada gelen 9-0’lık seri geriden gelip şans yakalayan Efes’in de tüm umutlarını bitirdi.
3. çeyrekte 2.5 dakikada Sariç ve Heurtel’le 12-0’lık seri yakalayıp 10 sayı mağlubiyetten 2 sayı öne geçen Efes, ivme de yakalamıştı ama panik yapmayan ve müthiş bir özgüvenle oynayan Sarı- Lacivertliler, iç sahadaki yenilmezlik unvanını sürdürüp, şampiyonluk yolunda da bir adım öne geçti.
İhtiyaç olduğu anlarda...
Oyun kuruculara baskı yapıp Dixon ve Sloukas’ı çok fazla oyuna sokmayan, savunmada da sürekli adam değiştirip rakibin ritim bulmasını engellemeye çalışan Efes, belli süreler amacına ulaştı ama Cedi gibi skorer forvetlerden gereken katkıyı alamayınca seride geri düştü.
Bogdanovic, Final-Four sonrası çok fazla ortalarda gözükmüyordu. Dizliği attıktan sonra kendine gelmiş göründü. Dün 17 sayıyla takımın en skoreri olan Sırp forvetin birçok basketi tam da ihtiyaç olduğu anlarda geldi.
Vesely enerji doluydu
Maça 6/6 serbest atış ile başlayıp 8/12 ile bitirip istatistikleri alt üst eden! Vesely yine fazlasıyla enerji doluydu. Udoh da ona 10 sayı ve 9 ribauntla katkı verdi.
Her ikisinin savunma gayreti ile Efes’i son çeyrekte 15 sayıda tutan Sarı-Lacivertliler için galibiyetin anahtarı bu bölümde müdafada gösterdikleri inanılmaz mücadele oldu.
‘’Final gibi final‘’
Play-Off maçları gün aşırı oynanıyor. Efes son 19 günde 7, Fenerbahçe ise 18 günde, 8 maç oynadı. Seri ilerledikçe yorgunluk faktörü de ön plana çıkacak. Burada Efes biraz avantajlı gibi. Daha geniş bir rotasyonla oynuyorlar. Ama burada en önemli unsur saha avantajı. O da Euroleague’de 21 maçtır, Türkiye Ligi’nde de 16 maçtır Ülker Arena’da yenilgi yüzü görmeyen Fenerbahçe’den yana...
Efes, Ahmet Çakı ile çıktığı 9 maçın 8’ini kazandı. Normal sezondaki Efes’ten farklı durumdalar. Fenerbahçe de şampiyonluğa çok motive ve kararlı. Serinin 3. maçı bugün oynanacak. Obradovic’in kimi tribüne göndereceği de önem taşıyacak. Kanarya, bir adım önde ama Efes de işin ucunu kolay bırakmayacağını gösterdi. Final gibi bir final serisi izlemeye devam edeceğiz.
‘’Efes finale tutundu‘’
Tam bir hücum çılgınlığı vardı ilk yarı. Her iki takım da potaya gidip rakip savunmanın dengesini bozarken, boş üçlükler buldu. Efes, Cedi ile Fenerbahçe de Antiç ile bu şutlarda isabet sağlayınca, skor da NBA maçı ayarında gitti. Attıkça attılar, devre başa baş bitti.
Ama kazanmaya daha çok ihtiyacı olan taraf olan Efes’in bir karar vermesi gerekiyordu. Bu şekilde maç kazanma ihtimalleri azdı. Nitekim 3. periyotta onlar savunmada agresif olmaya karar
verdi. İlk yarı sadece 5 top kaybı yapan Fenerbahçe, sadece 3. periyotta 7 top kaybı yaptı saldırgan Efes savunmasına karşı. Efes savunma yapmaya başlarken, Fenerbahçe aynı ilk yarıdaki gibi oynamaya çalışınca 10 dakikada 13 sayılık bir diferans yakaladı Lacivert-Beyazlılar, maçı da orada bitirdi.
Fenerbahçe dönem dönem karşılık vermeye çalıştı ama kazanmayı kafasına koymuş bir Efes buldu karşısında. Fenerbahçe’nin her hamlesine, Cedi’yle, Birkan’la, Heurtel’le, Granger’la karşılık veren Anadolu Efes, sonuna kadar hak ettiği galibiyete ulaştı. Abdi İpekçi’deki ilk maçta istediğini alan ve saha avantajını eline geçiren Fenerbahçe’de, bu sonucun getirdiği rahatlık da vardı. Maçı aynı konsantrasyonla oynamadılar. Belki de bu yıl potalarında ilk kez bu kadar çok sayı gördüler. Yedikleri 91 sayı da, özellikle müdafada hiç ama hiç çaba sarfetmediklerinin bir göstergesiydi.
Seri şimdi Ülker Arena’ya taşınıyor.
Fenerbahçe’nin müthiş iç saha performansı tabii ki onları hala biraz daha avantajlı kılıyor. Ama dünkü gibi oynamaya alkarlarsa, Ahmet Çakı yönetiminde  bambaşka bir havaya bürünen Efes’in
tekrar servis kırması sürpriz olmaz.
‘’Fenerbahçe istediğini aldı‘’
Final serisinin ilk maçı, öyle bir mücadeleye sahne oldu ki, kaybedene yazık olacaktı. Her iki takım da müthiş bir mücadele ve özveri ortaya koydu, gülen taraf Fenerbahçe oldu. Efes de, Fenerbahçe de birbirlerine çok iyi hazırlanmış. Hem rakiplerin silahlarını etkisiz hale getirmeye çalıştılar hem de kendi kozlarını oyuna sokmaya çalıştılar. Farkı ise mental üstünlük ve kazanma alışkanlığı getirdi. Kanarya, sezon başından bu yana kötü de oynasa bir şekilde kazanacağının mesajını rakiplere veriyor. Obradoviç, işler kötü gittiğinde de, doğru hamleleri yapıp hedefe nasıl gidileceğini çok iyi öğretmiş takıma.
18-5’lik seri
Dün, Galatasaray-Fenerbahçe arasında oynanan son maça benzer bir durum vardı Abdi İpekçi’de. Efes Coachu Ahmet Çakı, Doğuş’la Bobby Dixon’u etkisiz hale getirip rakibi hücumda düzenden çıkarırken, önce Heurtel, sonra da Granger’la Fenerbahçe savunmasını delmeyi başardı. 4 numarada Sariç, Kaliniç’e üstünlük kurarken, işler Efes için tıkırında gibi görünüyordu. İkinci yarının başında da aynı Galatasaray maçında olduğu gibi fark 12’ye çıktı. Olayın gidişatı da burada Obradoviç’in aldığı moladan sonra değişti. Sarı- Lacivertliler, mola dönüşü 18-5’lik seriyle -ki burada yine kenardan gelen Melih’in katkıları önemliydi- 58-57 öne geçti, 4. periyotta da işi bitirdi. Efes, son 1 dakikada 7 sayı gerideyken Fenerbahçe’ye üst üste 3 top kaybı yaptırıp sıra dışı bir istatistikle maça tekrar ortak olmasına rağmen taktik faulleri kaçırmayan Kanarya, ilk maçta servis kırmayı başardı.
İpekçi’de yine anons!
Abdi İpekçi’yi bu kez Fenerbahçe taraftarı doldurmuştu. Daha 1. periyot bitmeden atılan ses bombaları nedeniyle 2 anons yapıldı. Bir anons daha olsa final serisinde bu kez Ülker Arena kapanacaktı. Fenerbahçe çalışanları tribünlere kadar çıkıp, taraftar gruplarına durumu açıklamaya çalıştı ve 3. anonstan kurtulmuş oldular.
‘’Bir final klasiği‘’
Son 6 yılda 3 final kaybeden Analodu Efes’le, son 6 yılda 3 şampiyonluk kazanan Fenerbahçe, bu yılın en büyüğü olabilmek için, ilk maça çıkıyorlar. Normal sezonu ilk iki sırada bitiren iki takım, saha avantajlarını kullanarak, finale kaldılar.
Anadolu Efes, Euroleague’de büyük bir hayal kırıklığı yaşadığı sezonda, Türkiye Şampiyonu olarak teselli bulmak istiyor. Coach İvkoviç olsaydı, Fenerbahçe’nin 4-0 kazanabileceğini söyleyebilirdim. Ama İvkoviç gittikten sonra göreve gelen Ahmet Çakı ile beraber Efes, biraz daha savunmacı kimliğe büründü ve oynadığı 8 maçı da kazanma başarısı gösterdi. Fenerbahçe, Galatasaray serisinde hem mental hem de fiziksel olarak yıprandı.
Efes, Çakı’yla daha iyi
Sezonun geneline baktığımızda, Fenerbahçe’nin gösterdiği performansla şampiyonluğa yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ama Çakı yönetimindeki Efes, artık daha bir takım gibi oynuyor, sezon başından bu yana göremediğimiz rol dağılımı yapılmış durumda ve daha iyi savunma yapıyorlar. Maçların 2 günde bir oynanacağını gözönüne aldığımızda, Efes’in geniş rotasyonu onlar için bir artı gibi gözüküyor. 
Ama Obradoviç yönetiminde, özellikle Euroleague’de harika bir sezon geçiren Fenerbahçe, Efes’e göre daha hazır durumda. Bu seride saha avantajı da olmayacak. Abdi İpekçi’deki maçlara da Fenerbahçe taraftarının geleceğini gözönüne aldığımızda, tribün avantajı Sarı-Lacivertliler’den yana olacak.
Ersan’sız Milli Takım
Milli Takım aday kadrosu açıklandı. Bu yıl Türk basketbolu kulüpler bazında tavan yaparken, sıra Milli Takım’a geldi. Kulüp takımlarının başarısında başrolü yabancılar oynamıştı. Aday kadrodaki isimlerden Bobby Dixon, Cedi, Sinan, Kenan, Semih, Mehmet Yağmur, Sinan Güler dışındaki isimler kulüplerinde de fazla oynama fırsatı bulamadı. Ömer Aşık kötü bir sezon geçirdi. Melih, Göksenin ve Birkan biraz oynadı, biraz oynamadı. Ama katkı verecek kadar hazır durumdalar. 4 numaralı pozisyondaki yegane isim Ersan İlyasova da affını istedi. 
Ataman’ın 4 kısalı sistemi
Fransa Milli Takımı’nda 4 oyuncu aynı gerekçelerle aflarını istemişti, bizde de Ersan, NBA’de yeni sözleşme arayacağı için Milli Takım’da olmayacak. Bu eksiklik ama Ergin Ataman, Galatasaray kulübünde de 4 kısalı sistemle Eurocup şampiyonu olmuştu. Yukarıda saydığım isimlerin yanında Tolga Geçim, Furkan Korkmaz, Metin Türen, Metecan Birsen gibi Türk basketbolunun geleceği olan basketbolcular var. Bunlardan da alınacak katkı ve en önemlisi yaratılacak takım kimyası ile Manila’da bir sürpriz peşinde koşacaklar. 










































