‘’Bu kez Efes‘’
Fenerbahçe Beko’ya üst üste iki kez yenilen Anadolu Efes, birşeyleri değiştirmek zorundaydı. Nitekim kupa finalinde çok kötü oynayan Beaubois ve Simon ikilisinin yerine, Larkin ve Anderson tercihi ile maça başladı Anadolu Efes. Yabancı tercihleri Fenerbahçe için çok fazla şey ifade etmiyordu. Obradoviç sürekli rotasyon yapıyordu. Zaten tüm varyasyonlarda oyuncular birbiriyle oynamaya alışıktı. Anderson tercihi tuttu gibi görüntü ama Larkin ve Miçiç gibi iki oyun kurucudan hiç katkı alamayan Efes, skoru istediği şekilde götüremedi. Ama sert savunma yapıp, özellikle yaptırdığı hücum faullerle oyunda kalmayı başaran Lacivert-Beyazlılar, öldürücü hamleyi son 5 dakikada yaptı.
Anderson'dan 9'da 6 üçlük
Fenerbahçe Beko da iyi savunma yapmasına rağmen, standartlarının çok üstünde top kaybetti. Buna rağmen Dixon, Datome ve Sloukas başta olmak üzere 35 dakikada tam 12 üçlük bulan Kanarya, rakibini üst üste 3. kez yenmek üzereydi. 49-59. Bu anda Ergin Ataman, Sertaç-Moerman ve Dunston’u sahaya sürüp, üç uzunla alan savunmasına döndü. Belki riskli bir hamleydi ama Fenerbahçe, kalan dakikalarda boş üçlükleri kaçırırken, Efes rakibin silahı ile maça ortak oldu. Miçiç, Moerman ve sahanın yıldızı Anderson’la (6/9 üçlük, 23 sayı) arka arkaya üç sayı isabet bulan Lacivert- Beyazlılar, Sloukas’ın kaptırdığı top sonrası 64-63 öne geçti. Bir anda gelen 15-4’lük seriye yanıt veremeyen Kanarya, son topu Sloukas’la çok kötü kullanınca ligdeki 3. mağlubiyetini aldı. Efes de liderle arasındaki puan farkını eşitledi.
‘’Kupanın kraliçesi Fenerbahçe‘’
Fenerbahçe Kadın takımı için sezon, inişli çıkışlı geçerken, 2019’un ilk kupasını kazanırlarken, belki de en iyi basketbollarını oynadılar. Çukurova’yı yenip sürpriz bir şekilde finale kalan Botaş karşısında, Plum ve Vaughn’un sayıları ile 11-2 öne fırlayan Kanarya, özellikle savunmada çok konsantreydi. Alan savunması yapan Botaş karşısında hücum ribauntlarını da alan Sarı-Lacivertliler, periyodu 21-10, devreyi de 37-23 önde bitirdi.
İkinci yarının başında da Ayşe ve Hartley’in basketleri ile farkı 23’e çıkaran Fenerbahçe, son periyotta sadece 9 sayı atabilmesine rağmen, 12. kupa zaferine ulaştı. 10 sayı ve 14 ribauntla finalin MVP’si seçilen Vaughn’un yanı sıra 12 sayı ve 3 asistle oynayan Plum, galibiyete önemli katkı yaptı.
Euroleague'ye hazır
Fenerbahçe için sezon en önemli haftası şimdi başlıyor. Euroleague’de son anda saha avantajını kaybeden Fenerbahçe, Play-Off’ta Prag karşısına çıkacak. Urfa’da çok konsantre görünen, iyi savunma yapan, hücumda da topu iyi paylaşan Kanarya, form olarak belki de bu sezonun en iyi seviyesinde. Prag deplasmanından bir galibiyet çıkaracaklarına inanıyorum. Son olarak Urfa seyircisi, kupaya büyük ilgi gösterdi. 11 Nisan Salonu yine tamamen doluydu. Basketbol Federasyonu, kupayı bu şehre alması, oldukça doğru bir seçim oldu.
‘’Yine Fener‘’
Fenerbahçe Beko, Türkiye Kupası finalinde devirdiği Anadolu Efes’i 11 gün sonra da Euroleague’de farklı yendi, normal sezonu lider bitirme yolunda büyük avantaj yakaladı. 17 sayı ve 5 asistle oynayan Kostas Sloukas, sahanın yıldızı oldu.
İki Türk devi; Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes, bu kez Euroleague’de kozlarını paylaştı. Düne kadar oynanan 4 maçta 2’şer galibiyet alan taraflar, 5. randevuda Ülker Arena’da sahne aldı.
9 yabancılı Anadolu Efes’in bu kez biraz daha direneceği tahmin ediliyordu belki ama Leuvergne’den yoksun Fenerbahçe, 6. dakikadan sonra oyunun tek hakimiydi.
Efes, Larkin ve Moerman’ın üçlükleri ile 6. dakikayı 17-9 önde geçtikten sonra, sahada tamamen Fenerbahçe basketbolu oynandı.
Sloukas ve Kaliniç’in oyuna girmesiyle 6 dakikada 16-0’lık bir seri yakalayıp 25-17 öne geçen Kanarya, rakibini bir daha da yanına yaklaştırmadı.
Saha avantajını garantiledi
İç sahada yenilmeyen tek takım olan Fenerbahçe’de 3/4 üçlükle 15 sayı atan Kaliniç, 3/4 üçlük ile 11 sayı atan Guduriç, 3/5 üçlük isabetle 13 sayı üreten Datome ve 2/3 üçlük isabetle 8 sayı atan Bobby Dixon ve 3/5 üçlük isabet oranı ile Sloukas’ın 17 sayısı, bu muhteşem hücum performansının mimarları oldu.
14 üçlük isabeti ile 84 sayıya ulaşan Kanarya, savunmada da rakibin tüm silahlarını susturmayı başardı. Efes gibi skorer bir takımı 66 sayıda tutmayı başaran Fenerbahçe, liderlik yolunda büyük avantaj yakalarken, ilk 4’te bitirmeyi garantiledi ve saha avantajını ele geçirdi.
Bugün Real Madrid’i konuk edecek 5. sıradaki Barcelona’dan bir galibiyet fazlası olan Anadolu Efes, ilk 4 hedefini gerçekleştirme şansını kalan 6 haftaya bıraktı.
‘’Fener farklı‘’
Şanlıurfa’da düzenlenen Kadınlar Türkiye Kupası çeyrek finali derbiye sahne oldu. Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray’ı farklı yenerken, tam 12 üçlük isabet bulup yarı finale yükselen taraf oldu.
Türkiye Basketbol Federasyonu, Kadınlar Türkiye Kupası için Mardin’den sonra bu kez de Şanlıurfa’yı seçmişti.
Basketbolu Anadolu’ya yaymak adına, yapılan bu hamleler Mardin’de sonuç vermişti. Urfa’da da ilk gün maçlarına büyük ilgi vardı. 11 Nisan Spor Salonu tamamen dolarken, dışarıda da yüzlerce taraftar kaldı.
İki takım arasında oynanan son lig maçı çekişmeli geçerken, dün Fenerbahçe baştan itibaren oyuna ağırlığını koydu.
Maçın başında Tuğçe ile iki, Verameyenka ile de 1 üçlük bulan Kanarya, bir anda 20-4 öne fırladı, periyodu da 20-8 önde bitirdi.
Plum’un sayıları...
Galatasaray’ın yaptığı alan savunması karşısında isabetli dış şutların yanı sıra, çember altını da iyi kullanan Sarı- Lacivertliler, Plum’un sayıları ile devreyi 41-26 önde bitirdi.
İkinci yarının başında fark 22’ye kadar çıktı: 48-26. İlk yarıda sakatlanan Macaulay ikinci yarı sekerek oynarken, Işıl’ın 6’da 0’la şut atıp sayı üretemediği maçta genç İrem Naz ve Şerife önemli işler yaptı.
Cim Bom, adam adamaya döndükten sonra 11-0’lık seri ile umutlansa da (48-37), bu kez Ayşe Cora sahne aldı.
Tam 4 üçlük atıp, farkın tekrar açılmasını sağladı. Zandalesini ile de skor bulan Fenerbahçe, maçı 71-56 kazanıp, yarı finale çıkan taraf oldu.
Bugün Şanlıurfa’da Çukurova-Botaş ve Fenerbahçe-Mersin yarı final eşleşmeleri oynanacak. Kazanan takımlar, cumartesi günü finalde şampiyonluk mücadelesi verecek.
‘’Canınız sağ olsun‘’
Dünya Kupası’nı iki maç önceden garantilemiş, İspanya’ya grup liderliği için gelmiştik... Eksikler nedeniyle her iki takım da genç ağırlıklı oyunculardan kuruluydu. Tecrübesizlik faktörü işin içine girince, ev sahibi olmak tabii ki büyük avantaj sağlıyor. Yine de Milli takım, dönem dönem iyi basketbol oynadı, doğru hücum ettiği anlarda ise şut sokamadı. Farkı da dış şutlar belirledi aslında. Semih’e ikili sıkıştırma yapıp dışarıyı riske eden, zaman zaman da alan savunması yapıp içeriyi kontrol etmek isteyen İspanya, amacına ulaştı.
26 üçlükten 22'si kaçtı
Maç boyunca çok boş şut bulan Ay-Yıldızlılar, 26 üçlüğün tam 22’sini kaçırdılar. İspanya gibi bir deplasmanda bu kadar kötü şut atarsan, kazanman da mucizelere kalır. Maçın başında biraz da yüzdeli atabilsek, fark büyümeyecek ve takım oyunun içinde kalabilecekti. Ama olmadı... Oysa rakibi 74 sayıda tutmak bir deplasman için iyi sayılabilirdi. Semih dışında skorer çıkaramayınca, takım sadece 58 sayı atabildi.
Sonuçta 12 maçta 8 galibiyet önemli bir başarı. Hak ederek Dünya Kupası’na gidiyoruz. Maalesef orada takımı Çin’e götüren oyuncuların bazıları yer alamayacak. Bu takıma Cedi, Furkan, Ersan, Ömer Faruk, Wilbekin, Melih gibi oyuncuların da ekleneceğini gözönüne aldığımızda, Çin’e oldukça iddialı bir şekilde gideceğiz. Coach Ufuk Sarıca ve TBF yönetimi, bu geçiş döneminde hem gençleri kazanma yolunda önemli işler yaptı, hem de hedefe ulaştı. Emeği geçen herkese tebrikler...
‘’Dev fark‘’
Dünya Kupası’na gitmeyi garantileyen A Milli Takım, bir yandan liderlik mücadelesi verip kura çekimine 1. torbadan girmeye çalışırken, diğer yandan da gençleri Çin’e hazırlıyor. Son Avrupa Şampiyonu Slovenya da genç oyunculardan kurulu bir kadro ile Ankara’ya gelmişti. Maçın başında 10 farkla öne geçtiler ama sonra Buğrahan’ın skorer oyunuyla 16-1’lik seri yakalayıp, 29-24 öne geçen Milliler, bir daha da arkasına bakmadı.
Sarıca takımı iyi hazırlamış
Ufuk Sarıca, kısa sürede takımı yine çok iyi hazırlamış. Kendi kulüplerinde fazla oynamayan, oynasa da çok verimli olmayan oyunculardan, maksimum katkı almayı başarıyor Sarıca... Buğrahan’ın 22 sayı ile en skorer ve 8 ribaunt ile en ribauntçu oyuncu olması, Tolga’nın özgüvenle gönderdiği üçlükler, Yiğit’in A Milli Takım’da ilk basketlerini atması, ilerisi için sevindirici unsurlardı. Takımın en tecrübeli ismi Sinan Güler de üstüne düşeni fazlasıyla yaptı.
Takım ilk yarıda sadece 11 sayı atabilirken, oyuna giren Sinan hücumları yönlendirdi, hem sayı attı hem de genç oyuncuların maça girmesini sağladı. Hedef yolunda keyifli bir galibiyet oldu. Kaptan Semih de pota altında büyük hakimiyet kurarken, bir ara 25’lere çıkan maç 19 farkla; 77-58’lik skorla bitti.
Skorboarddan destek mesajı
NBA oyuncularımız Ersan, Cedi ve Furkan’ın da gönderdikleri video mesajların skorboarddan yayınlanması, bu oyuncu grubunun gerçek bir takım olma yolunda hızla ilerlediğinin bir göstergesiydi.
‘’Anadolu Efes hedefi vurdu‘’
Anadolu Efes’in ilk 4 yolunda mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Sonuçta, hem galibiyet hem de ikili averaj geldi. Lacivert- Beyazlılar, bu sonuçla artık Olympiakos’la galibiyet farkı 4’e çıktı. Tek rakip kaldı, o da Barcelona.... Maça 4 üçlükle başlayan Anadolu Efes, ikili oyun savunmasını çok kötü yapıp, ribauntlarda da Atina’da olduğu gibi ezilince, Spanoulis’ten yoksun oynayan Olympiakos, yürüye yürüye 17-0’lık bir seri yakaladı ve öne geçti. Sezonun belki de iç sahadaki en kötü ilk yarısını oynuyordu Efes. Formunun zirvesinde olan Beaubois, bir anda dibe vurdu.
Miçiç de, hem savunma, hem hücumda hiç etkili olamazken, Ataman’ın Doğuş-Anderson hamlesi, Efes’i tekrar oyuna ortak etti. Bu iki savunmayı toparlarken, Larkin sezonun belki de en faydalı oyununu oynadı. İkinci yarıda da Olympiakos iki kez çift haneli farklardan Strelnieks’in sayıları ile geri gelirken, Larkin bu bölümlerde oyuna ağırlığını koydu. Özellikle potaya gidip Dunston’a yaptığı asistler ve turnikeler galibiyette faktör oldu. 11 ribaunt ve 8 asist, kısır geçen maçta oldukça değerliydi. Kritik anlarda Efes, topun değerini de bildi. Rakipten 7 az top kaybı yaptılar. Efes’i şimdi zorlu bir fikstür bekliyor. Ama ilk iç saha maçında en önemli rakibi Barcelona’yı ağırlayacak olan Lacivert-Beyazlılar, galip gelirse hedefleri olan ilk 4 için büyük bir avantaj elde edecekler.
‘’Fenerbahçe rövanşı aldı‘’
Sezon başında bu salonda oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası finali oynayan iki takım, bu kez Türkiye Kupası’nda finalde karşılaştı. Takımlar aynıydı, kazanan ise farklıydı. Vesely’nin sakatlığı sonrası yarı finalde de Leuvergne’in sakatlanması, maç önü ibreyi Efes’e yaklaştırmıştı biraz. Pota altı rotasyonu iyice daralan Kanarya, oyunun büyük bölümünü 4 kısa oynadı. Aslında bu sisteme yıllardır alışıktı Obradoviç’in öğrencileri. Nitekim iki pivotun yokluğu çok fazla hissedilmedi. Efes de, 3. periyot hariç Dunston’u çember altında neredeyse hiç kullanamadı.
Farkı kısalar yaratacaktı. Larkin mi, Beubouis mi derken, Ataman tercihini Fransız’dan yana kullandı. Takımın en önemli skor kozu Beaubois son dakikaya kadar 8’de 0’la oynadı. Miçiç’in de 14’le 5’le şut atıp yanlış tercih sayısını artırınca, Efes normal hücum düzenlerini oynayamadı. Bunda tabii ki Fenerbahçe Beko’nun yaptığı üst düzey savunmanın da rolü büyüktü. Maçın renginin belli olduğu çeyrek, 2. periyottu. Bu bölümde Efes’i tam 7 top kaybına zorlayan Fenerbahçe Beko, Sloukas’ın üçlükleri ile skoru lehine çevirdi. Efes dönem dönem iyi oynayıp, öne de geçti ama çok iniş çıkış yaşadılar.
Fenerbahçe Beko’nun istikrarlı savunması, hücumda Datome’nin çoğu geri çekilerek el üstü attığı uzak mesafe şutlar, kupanın kazanılmasında etkili oldu. Melih de, iki maçtır önemli süreler alıp skora ciddi katkılar verdi. Kanarya, Obradoviç yönetiminde sadece 1 kupa kazanmıştı. Bu ikinci Türkiye Kupaları oldu. Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko rekabeti, Türk basketboluna büyük katkı veriyor. Dün, iki kaliteli takımın mücadelesini zevkle izledik. Ama maalesef düdüklerde aynı kaliteli göremedik.