Arama

Popüler aramalar

‘’Devler müthiş başladı‘’

Yıllar sonra ilk kez Milli Takım’lar sezon içinde kendi taraftarı önüne çıkıyor. Müthiş bir heyecan yaşanması beklenirken, FIBA’nın anlamsız inadı, takımların sahaya eksik çıkmalarına neden oluyor. Herşeye rağmen tribünler tıklım tıklım ve coşkulu, A Milli Takım ise muhteşemdi ilk maçta. Bütün ülkelerin NBA ve çoğu Euroleague oyuncusu yoktu. Hazırlanma fırsatları da bulunmadı. Ama Ufuk Sarıca ve ekibi az zamanda büyük iş çıkardı. Melih’in son anda kadroya dahil olması ise galibiyetin anahtarı oldu. Avrupa Şampiyonası’nda bir maçta 7 üçlük atıp rekor kıran Melih, dün de Letonya potasına 6 üçlük bıraktı, tam 24 sayı üretti. Gerçek bir yıldız gibi oynadı, Euroleague’de yüzüne çok bakılmasa da, sorumluluk verildiğinde neler yapabileceğini gösterdi.

Herkesten büyük katkı

Sertaç Şanlı 15 sayı, 3 ribaund 3 asistin yanı sıra tam 5 blok yaptı, potayı Letonyalılar’a kararttı. O da Euroleague seviyelerine geliyor. İşler kötü girerken, maçı çeviren isim ise Göksenin oldu. Savunmayı ateşledi, kaptığı toplarla rakibin ritmini bozarken en çok ihtiyaç duyulan anlarda ise sorumluluk aldı ve 11 sayı üretti. Açıklanan 24 kişilik geniş kadroda olmayan, her ne hikmetse sonradan 12’ye girip takımın birinci oyun kurucusu olan Barış Ermiş, Tofaş’ta yükselen grafiğini Ay-Yıldız’a da yansıttı. İlk kez A Milli olan Metecan ve Metin, kulüp takımlarında süre almanın faydasını çok fazla görmüş. Burada da önemli katkı verdiler. 2019 için yola güvenli ve moralli çıktık. Sırada Ukrayna deplasmanı var. Takımın mücadelesi, savunması, yardımlaşması harika. Umarız Kiev’de de bu şekilde devam ederiz.

25 Kasım 2017, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Moskova'dan Melli geçti‘’

Son finalist Olympiakos’a evinde uzatmada kaybeden Fenerbahçe Doğuş, sevdiği deplasmanda önceki yılın şampiyonu CSKA Moskova karşısına çıktı. Moskova’da 4 maçtır kaybetmiyordu Kanarya, geleneği devam ettirdi. Olympiakos karşısında takımın enerjisi ve mücadele seviyesi düşüktü.

Bir gün aradan sonra müthiş bir reaksiyon gösterdiler, yorgun olmalarına rağmen. Yorgun diyorum çünkü Olympiakos maçını 7 kişiyle oynamışlardı, dün de 8 kişi ile maçı tamamladılar. Oyunun başında pas ritmi müthişti. İkili oyunlar sonrası Vesely, CSKA potasını smaç bombardumına tuttu.

Thompson geldiği günden bu yana en konsantre ve iyi maçını oynuyordu. İki oyuncu kurucu Sloukas ve Wanamaker bu kez kontrolü eline almış, asist üzerine asist yapıyordu. Fark ilk yarıda 18 sayıya kadar çıktı. Melli girince rüzgar tersine döndü. Arka arkaya blok yiyen ve top kayıpları yapan Melli’nin yüzünden, 11-0’lık seri yakalayan CSKA, bir anda oyunun içine girdi. Burada İtoudis, savunma stratejisini değiştirdi. Bazı coachlar inat eder. Maç öncesi ‘doğru plan yaptım’ der, onda ısrar eder.

İtoudis hemen vazgaçti. 4 kısaya döndü, her perdelemede adam değiştirdi. Fenerbahçe de o ikili oyunların hiçbirini oynayamayınca, maç yeniden başladı. Bundan sonrası ise adeta yıldızlar savaşı gibiydi. İzlemesi müthiş bir mücadele vardı sahada. Bir tarafta Rodriguez, De Colo, Higgins, diğer tarafta Vesely, Datome, Melli resital sunuyordu. Fenerbahçe’nin bu yılki en büyük sorunu, maç sonunu oynayamamak. 1.5 dakika kala 7 sayı öndeyken, bunu koruyamadılar.

Melli’nin hatası ile bir hücumda 4 sayı bulan Rodriguez maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada Vesely’nin hücum ribauntları ile fark yine açılsa da, CSKA yine yakaladı. Wanamaker çok yanlış bir tercih yaptı ama, Melli mucize basketle hem kendi, hem de Wanamaker’ın hatasını telafi etti.

Kanarya, kaybettiği maçlarda ribauntlarda hep yeniliyordu. Dün 37’ye 26 üstünlük sağladılar. Tam 18 hücum ribaundu aldılar. Bu, maçı ne kadar istediklerinin ve mücadele ettiklerinin göstergesiydi. Wanamaker- Sloukas ikilisi 9’ardan 18 asist yaptı. Hep böyle oynamaları dileğiyle...

18 Kasım 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes fırsat tepti‘’

EuroLeague’e 0-5’le başladıktan sonra alınan 2 deplasman galibiyeti Efes’i tekrar umutlandırmıştı. Dün Panathinaikos’u yenseler, bir anda üç galibiyete ulaşacaklar ve yarışa ortak olacaklardı. Gerçi hala erken ama iç sahada alınan 4 yenilgi, ilerisi için tehlike arz ediyor. Moralli ve özgüvenli olarak Panathinaikos karşısına çıkan Lacivert- Beyazlılar, motive ve agresif başlamadı maça. Panathinaikos potaya çok rahat giderken, yüzde 70’e yakın şut yüzdesi ile 28 sayı üretti. Daha sonra Efes yavaş yavaş oyuna ortak oldu.

Özellikle Motum’un kenardan gelip skora yaptığı önemli katkıyla Efes momentumu eline geçirmeye başladı. Savunma da sertleşmişti. 32. dakikada skor 69-62 olduktan sonra, Calathes sazı eline aldı. Perasoviç bu anlarda Motum ve McCollum’u kenara alınca, Efes ritmini de kaybetti. Özellikle Calathes savunmasında sınıfta kaldılar. Tecrübeli oyun kurucu, 29 sayı 10 asistle oynarken, en kritik basketleri de attı.

Kötü niyet!

Panathinaikos ise McCollum savunmasında oldukça başarılıydı. Özellikle perdelemelerde adam değiştirdikten sonra uzun oyuncuları, McCollum’a ya geçilmedi, ya da şutunu bozdu. Nitekim maç topunda da Gist, McCollum’u bloklayınca Efes salondan 82-81 mağlup ayrılıp, önemli bir fırsatı tepti. Calathes takımını 82-79 öne geçirdiği üçlüğü attıktan sonra uzun süre tribünleri tahrik edici hareketler yaptı. Tam da hakemlerin gözü önünde. Fauller falan çalınmayabilir ama o teknik faulü atlamak, kötü niyet göstergesi.

Cesur oluyorlar

Geçen yıl da Papanikolau, Efes’le oynanan Play-Off serisinde, tribünlere terbiyesiz hareketler yapmıştı. Bu oyuncular nedense Efes maçlarında cesur oluyorlar, Fenerbahçe ya da Galatasaray’a karşılaşmalarında ise ‘süt dökmüş kedi’ gibiler!

17 Kasım 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe'ye şok!‘’

Ülker Arena’ya üst üste iki yenilgi ile gelen Olympiakos’un, bu maçı çok daha konsantre oynayacağı belliydi. Ama kapasiteleri de belliydi. Spanoulis’in yokluğunda, özellikle hücumda çok zorlanıyorlardı. Burada savunma yaparak kazanmaktan başka çareleri yoktu. Onu da çok iyi uyguladılar. Hücumda ise, bir gün önce McCollum’un Maccabi’ye yaptığını, dün Roberts, Fenerbahçe’ye yaptı. İkinci yarıda 5/5 üçlük atıp, oyunun bütün gidişatını değiştirdi. Fenerbahçe ikinci yarının başında 45-32 öndeyken, rahat galip gelecek havadaydı. Ama basketbolda rüzgar her an tersine dönebiliyor. Düne kadar 10’da 1’le üçlük atan Roberts, Olympiakos’u ayağa kaldırırken, Fenerbahçe’nin iki oyun kurucusu inanılmaz kötü performans sergiledi. Özellikle ikinci yarıda ne pas trafiği vardı, ne doğru dürüst bir organizasyon. Nitekim 37. dakikada skor 60-71’di, Sarı-Lacivertliler, 17 dakikada sadece 18 sayı atabilmişti.

Thompson’un yaptığı hatalar...

Son 3 dakikada can havliyle atılan üçlükler, mucizevi bir şekilde maçı uzatmaya götürdü ama yorgunluk son 5 dakikada fazlasıyla kendini gösterdi. Obradoviç’in bütün maçı 6 kişiyle oynamasını da anlayamadım. Bazı maçlarda dar rotasyon kullanır ama kötü oynayan bir çok isim varken, Wanamaker, Sloukas, Nunnally, Datome, Vesely ve Melli 30 dakikanın üzerinde oynatmak, Ahmet’i, Melih’i hiç denememek tuhaf kaçtı. Thompson’un öğreneceği şeyler var diyorduk ama yaptığı hatalar Avrupa basketbolunu bilmemekle değil, basketbolu bilmemekle alakalı. İlk 3 faulunu hücumda yaptı. Perdeleme yaparken, ribaunda girerken, savunmada ellerini kullanarak faul yapıyor sürekli. Yıllarca NBA’de oynamış ama temel bilgileri çok zayıf. Belki erken ama ondan bu yıl için ümidi kestim.

16 Kasım 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener, rövanşı vermez‘’

Olympiakos, Spanoulis, Printezis ve Papanikolau üçlüsünün üzerine kurulu, yabancıları rol oyuncuları olan bir sistem takımı. Yıllardır aynı basketbolu oynuyorlar. Ama düzen oturduğu için, ne yapacakları bilindiği halde kolay önlem alınamıyor. Bu üçlünün en önemli parçası Spanoulis sakat. Sisteme adapte olan Mike Green de Valencia’ya gitti.

Avrupa tecrübesi çok olmayan Brian Roberts ve Hollis Thompson takviyeleri yaptılar. Geçen yıldan güçlü değiller. Hata şu an çok iyi durumda oldukları da söylenemez. İlk 4 maçı kazanmışlardı ama 3’ünü evde oynamışlardı. Ardından Barcelona ve Panathinaikos’a mağlup oldular. Çok formda değiller. Fenerbahçe ise çıkış trendinde.

Özellikle savunma oturdu. Ligin en az sayı yiyen takımı onlar. Hücumda da topu ve sorumluluğu paylaşıyorlar. Yunan ekibine oranla kadro kalitesi de yukarıda. Euroleague finalinin rövanşı oynanacak. Fenerbahçe bu şartlarda galibiyete fazlasıyla yakın görünüyor.

15 Kasım 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kusursuz fırtına‘’

Fenerbahçe, 6. Euroleague maçında 4. galibiyetini alırken uzak ara ligin en iyi savunma yapan takımı konumunda. Şampiyon kadrodan ayrılan ve sakat olan 5 oyuncuyu gözönüne aldığımızda, kısa zamanda savunma düzenini oturtmak kolay değil.

Obradoviç’in takımı her geçen gün vidaları sıkıyor. Valencia’yı 66’da tutan Fenerbahçe, dün de 57 sayı imkanı tanıdı Bamberg’e. Savunmada kaymalar, ters taraf yardımları, pas açılarını kapamak, birebirde mümkün olduğunca az yenilmek, top çalmak ve blok yapmak. Neredeyse kusursuza yakın müdafa yaptılar takım olarak, bunun karşılığı da farklı galibiyet olarak geldi.Hücumda ise paylaşım ve saha yerleşimi yine çok iyiydi. 21 asist yaptı Sarı-Lacivertliler. İç dış dengesini çok iyi kurdular. Vesely’nin orta mesafe şut atmaya başlaması, Fenerbahçe’nin hücum zenginliğini de artırdı. Gelişmenin yaşı yok. NBA yıldızıydı, Euroleague şampiyonu oldu ama 3 sezon sonra şapkadan yeni birşey çıkardı Çek oyuncu.

Wanamaker yıldızlaştı

Wanamaker eski takımını fazlasıyla üzdü. Brose Arena’da bu tip performansları fazlasıyla çıkarmıştı Amerikalı oyun kurucu. Dün de sevdiği salonda yıldızlaştı.Datome ve Sloukas’ın form grafiği de giderek yukarı çıkıyor. Guduriç ve Thompson’un ise öğrenmesi gereken şeyler var hala. Yine de katkı veriyorlar. Kanarya eksik ve sezon başı itibariyle bazı sorunları var ama kazanmaya devam ediyor. Sarı-Lacivertliler, büyük sakatlık sorunları olmazsa, her ay üstüne daha da koyacak gibi görünüyor

11 Kasım 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kriz kapıya dayandı‘’

FIBA-EuroLeague savaşında bir çözüm gelişmesi olmazken, oyuncular zor durumda kalıyor. Fenerbahçe’nin oyuncuları Milli Takım’a göndermeme kararı tartışılırken, sorun sadece bizim milli takımı etkilemiyor.

Sarı-Lacivertliler’in elinde 6 farklı ülkeden 11 tane milli oyuncu var. Hepsi gitse, Euroleague maçına çıkamayacak duruma gelecekler. Avrupa’da Fenerbahçe’nin durumunda 16 takım daha var

Fenerbahçe Doğuş’un, milli oyunculara yaptırdığı açıklama zaten belli olanın ilanını biraz erkene çekti. Yazın FIBA, Dünya Kupası Eleme Grubu maç programını 15 yıl sonra sezon içine koyarken, Euroleague de geri adım atmadı ve süregelen normal takvimini açıkladı. Çakışan takvimler sonrası olan oyunculara oldu. Bir tarafta antrenman ve maçlara çıkma yükümlülüklerinin bulunduğu bağlayıcı sözleşme, diğer tarafta milli takım. Bir kere oyuncuları arada bırakmaya kimsenin hakkı yok diyelim, devam edelim.

Elinde oyuncu kalmıyor

Fenerbahçeli oyuncuların açıklamalarından sonra, Fenerbahçeli olmayanlardan ağır eleştiriler geldi, bu durum vatan hainliğine kadar götürüldü. Olaya geniş pencereden bakmak gerekiyor. Bu sadece Fenerbahçe ve Türk Milli Takımı’nı etkileyen bir durum değil. Kendimizi dünyanın merkeziymişiz gibi görmeyelim. Sarı-Lacivertliler’in elinde 5 Türk oyuncunun yanı sıra, Datome ve Melli (İtalya), Guduriç (Sırbistan), Sloukas (Yunanistan), Vesly (Çek Cumhuriyeti), Ahmet (Ürdün) olmak üzere 11 milli basketbolcu var. Kaliniç de sakat olmasa o da Sırbistan Milli Takımı’na çağırılabilirdi.

Böyle bir durum yok

10 oyuncu da takımdan ayrılsa, Sarı-Lacivertliler EuroLeague maçlarına çıkamaz ve hükmen mağlup olur. Fenerbahçe, Türk oyuncuları milli takıma göndermeyip, diğerlerini gönderseydi o zaman bu vatan hainliğine kadar uzanan saçma eleştirilere maruz kalabilirdi. Ama ortada böyle bir durum yok. ‘Türkler zaten Euroleague’de çok oynamıyor, milli takıma gelsin düşüncesinde olanlar var. Türkler’i gönderirsen, Guduriç’i, Sloukas’ı nasıl takımda tutacaksın. ‘Türkler gidiyorsa, biz de gidiyoruz’ deme hakkına sahip olurlar.

FIBA’nın NBA’e gücü yetmiyor

Hadi bizi geçtik, İspanya ne yapsın? Kadroda 11 EuroLeague oyuncusu var. 7-8 tane de NBA oyuncusu çağrılmadı. Bu şartlarda elemelerde en iyi 20 oyuncusu olmadan mücadele edecekler. Federasyonlar, EuroLeague oyuncularını kadroya çağırdılar ama NBA oyuncuları neden yok. Mesela Furkan ve Cedi zaten oynamıyor mantığıyla hareket edip, 3-5 günlüğüne onlar da gelsin diyebiliriz. Zaten asıl sıkıntı burada. FIBA, NBA oyuncularını getiremeyiz, gücümüz yetmez, EuroLeague oyuncularını getirtmeye çalışalım mantığı ile Federasyonlara baskı yapıyor. Bu pencereleri sezon içine açarak, zaten ‘Ülkeler en iyi oyuncuları (NBA’de forma giyenler) olmadan mücadele edecekler’ dedi. Euroleague kulüpleri de haklı olarak, bu çifte standarda isyan ediyorlar. Ayrıca oyuncularını milli takıma göndermeyen kulüp konumuna düşmek de istemiyorlar.

Devlet baskısı

Bazı ülkelerde ise durum farklı. Devlet baskısı var. Mesela CSKA Moskova ve Khimki’nin üzerinde. Onlar büyük olasılıkla oyuncuları gönderecekler ama bu sefer de ortada haksız rekabet olacak. Onlarla oynayayan takımlar, bu ekipler tam kadroyken oynayanlara karşı haksız bir avantaj elde etmiş olacak. Panathinaikos’un da oyuncuları serbest bırakacağı konuşuluyor ama ortada henüz net bir durum yok.

Litvanya çağırmadı

EuroLeague’de oynadığı 5 maçı da kaybeden Anadolu Efes, oyuncularını serbest bırakacağını açıkladı. Bunun üzerine de Doğuş ve Birkan, milli takım’ı seçtiklerini söyledi. Kadro şu anda 24 kişi. Büyük olasılıkla nihai kadroda onlar da olmayacaklar. Stimaç kadroya çağrılmadı. Simon ve Muriç’in gitme ihtimali var. Efes, bu dönemde Zalgiris Kaunas ile oynayacak. Litvanya Federasyonu, EuroLeague oyuncularını kadroya çağırdı. Onlar tam kadro, Efes ise çok düşük bir ihtimal eksik olacak.

Peki şimdi TBF ne yapacak?

Asıl soru şu; TBF ne yapacak? Yönetmelikler açık. Milli Takım’a gelmeyenler ceza veriliyor. Sadece bizim federasyon değil, diğerleri ve kulüpler de tehlike yaklaşmasına rağmen bir hareket planı belirlemediler. ‘O gün gelince’ bakarız mantığı ile sorunu ertelediler. Ama o gün geldi çattı. Şimdi bir şekilde oyunculara ceza vermeden nasıl pozisyon alacaklar, onu düşünüyorlar. Büyük olasılıkla, EuroLeague oyuncuları aday kadrodan çıkarılacak ve diğer ülkelerin yapacağı gibi eldeki mevcut kadroyla eleme maçları oynanacak.

08 Kasım 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener farka koştu‘’

Fenerbahçe Doğuş’ta taşlar yerine oturdukça, oynanan basketbol da gelişim gösteriyor. Euroleague’in en zor rakiplerinden biri olan Valencia’ya karşı, gerek savunma, gerekse hücumda bu sezonun en iyi oyunlarından birini sergileyen Sarı- Lacivertliler, Pınar Karşıyaka’yı da 97 sayılık bir performansla farklı yenmeyi başardı.

Dixon’ın dönüşü...

Galibiyetin yanı sıra uzun süredir sakat olan Bobby Dixon’un takıma katılması, Fenerbahçe için önemli kazanımlardan biri oldu. Obradoviç, 12 oyuncuya da dakika verme şansı bulurken, 11 isimden skor katkısı aldı Kanarya. Pınar Karşıyaka sadece bir devre dayanabildi, güçlü Fenerbahçe’ye. İlk yarıda başa baş oynadılar ama Sarı- Lacivertliler’in giderek artan agresifliği ve savunma konsantrasyonu karşısında yapacak fazla da şeyleri yoktu. Son 8 dakikada oyuna girip 4/4 üçlük atan Melih’in performansı onun için sıradandı belki ama, en üst düzey Euroleague yıldızları bile belki senede bir kez bu isabet oranını yakalayabilir.

İşler yoluna girdi

Melih’in üçlükleri farkın giderek açılmasını sağladı, Thompson hiç kaçırmadan 13, Sloukas ise 12 sayı attı. Diğer bir yeni Guduriç ise 1 şut kaçırıp 12 sayıya ulaştı. Geçen hafta Galatasaray’a karşı yüzde 75 iki sayı yüzdesi yakalayan Kanarya, dün de 30 asist üzerinden yüzde 70 iki sayı, yüzde 55 ile üçlük attı. Pas temposu üst düzeydeydi. Gerçi Galatasaray ve Karşıyaka’nın savunma direnci çok zayıftı belki ama bu yüzdeler, hücumda işlerin yoluna girmeye girdiğinin göstergesi.

06 Kasım 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI