‘’Efes dibe vurdu‘’
Anadolu Efes’in, mental olarak ayakta kalabilmesi için mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Maç Sinan Erdem’de, rakip de Play-Off adayı olmayan Unicaja Malaga’ydı. İlk çeyrekte yapılan felaket savunmanın ardından Lacivert- Beyazlılar oyunun kontrolünü eline aldı. Özellikle Stimaç’la bulduğu ikinci şans sayıları ile rakibin moralini de oldukça bozdu. Çok iyi hücum etmedi belki Efes ama, her topu kovaladı, tam 17 hücum ribaundu aldı, potaya rakipten 15 fazla top attı ama yenilmekten kurtulamadı. Karar anlarında, önemli savunmaları yapamadı Efes. 4. periyotta 7 sayı öne geçmesine rağmen, üç hücumda üst üste üçlükler yedi. Bütün momentum Malaga’ya geçinde zorlama hücumlar deneyen bunda da başarılı olmadı. En büyük sorun takımı Euroleague tecrübesi olmayan iki oyun kurucu McCollum ve Adams’a emanet etmeleri. Dün biraz tecrübeli bir oyun kurucu olsa, sonuç da farklı olurdu.
19’da 3 isabet
Ledo’nun da basketbol bilgisizliği, Efes’in başını fazlasıyla ağırtıyor. Ledo dün 13’te 2 ile oynarken, 4 serbest atışın da üçünü kaçırdı. McCollum ise 6’da 1’le şut attı. Takımın en önemli iki skoreri 19 şutta sadece 3 isabet bulursa, maç da kazanamazsın. Sonuçta Efes’in önünde 25 maç var ama ışığı yok. Kısa zamanda, çok yol almaları gerekiyor. Belki beraber oynamayı, Euroleague takımı olmayı öğrenecekler ama umarış iş işten geçmez.
‘’Fener, zoru kolay yaptı‘’
Valencia, ligin en organize ve disiplinli takımlarından biri. Hücumları müthiş bir düzen içinde oynuyor, savunmaları da aynı şekilde... Pas alanlarını kapamaları, kaymalar ve yardımlaşmalar oturmuş. Zaten şu ana kadar yedikleri sayı da ortada. Bu nedenle dünkü galibiyet, hem de farklı galibiyet çok değerli bence. Fark şuydu, Fenerbahçe, Valencia’nın övdüğüm şeylerini onlardan daha iyi yaptı. Hücumda çok yerleştiler, çok iyi paslaştılar. 22 asist üzerinden, ligin en iyi savunma yapan takımlarından birine 79 sayı attılar. 39 yakın mesafe atışın 26’sında isabet bulmaları, sadece 8 top kaybetmeleri bu maçı ne kadar istediklerinin ve konsantre olduklarının göstergesiydi. Savunma ise kusursuza yakındı. Valencia 66 sayının çoğunu, süre biterken el üstü zor üçlüklerden buldu. Neredeyse 50’lerde kalacaklardı.
Ribaunda katkı
Fenerbahçe defalarca çift haneli farklara ulaşmasına rağmen son 3 dakikaya kadar maçı bir türlü koparamadı. Her türlü hamleyi yaptı, bir çok darbe vurdu ama Valencia bir şekilde ayakta kalmayı başardı. Aynı zamanda çok da inatçıydılar. Ama son çeyrekte onların her yaklaşmaya çalışmasında önce Nunnally, sonra Sloukas ‘izin yok’ dedi. Öldürücü vuruşu ise maçın en iyisi Vesely yaptı. Olumsuz taraflar, yenilerden Thompson ve Guduriç’in hale sistemin için dahil olamaları. Kolay değil. Şampiyon olmuş, oturmuş bir düzenin içinde kendine yer bulmak... Zamanla o da olacaktır. Ribaunt sorunu da halen devam ediyor. Bobby ve Kaliniç’in dönmesiyle, kısaların da ribaunda daha çok katkı yapmasını bekliyorum.
‘’Fener, derbide aktif dinlendi‘’
Çift maçlı EuroLeague haftası sonrası, hele bir de son saniyede kaybedilen Panathinakios yenilgisini hesaba katınca, Galatasaray Odeabank derbisinin zor geçmesi beklenebilirdi belki Fenerbahçe Doğuş için. Ama Sarı-Lacivertliler, derbiyi güle oynaya kazanırken, Obradoviç de as oyuncularını fazlasıyla dinlendirme fırsatı buldu. Düşünün Galatasaray’ın halini...
Vesely’nin kenarda, Wanamaker ve Datome’nin 7, Thompson’un 13 dakika oynadığı maçı, genelde çok az süre alan oyuncularıyla 21 farkla kazandı Kanarya. Guduriç, Sinan, Egehan, Ahmet, Barış ve sahanın yıldızı Melih’in çok fazla oynadığı Sarı-Lacivertliler, çok da fazla zorluk yaşamadı Galatasaray savunması karşısında. Galatasaray toplama takım. Kariyerleri boyunca hiçbiryerde barınamayan, aidiyet hissi olmayan Amerikalılar’dan bir kimya yaratmaya çalıştı Erman Kunter. İşi zordu, düne kadar da bunu başaramadı.
Bir takımı Alex Renfroe’ya emanet etmek, risklerin de en büyüğüydü. Son 7 sezonda 10 takımda forma giyen Renfroe’nun yanı sıra Summers, Hendrix ve Hopson da çok gezen oyuncular. Galatasaray bu yıl da yabancı transfer hakkını sonuna kadar kullanacak gibi gözüküyor!.
‘’Yeni Fenerbahçe!‘’
Yeni Fenerbahçe! Başlık ilk 4 haftayı anlatıyor sadece. Oynanan 3 deplasman ve 3 deplasmanda da 4. periyotları farklı kaybeden bir Fenerbahçe Doğuş izledik. Malaga ve Atina’da maç gitti, Milano’da ise uzatmada galip gelinebildi. Şu an 4’te 4 yapmak işten bile değildi. Gidenlerden bahsetmenin artık anlamı yok.
Ama görüyoruz ki Fenerbahçe’nin basketbol aklında bir azalma var şu an için. Bogdanoviç ve Udoh’un yetenekleri kadar oyun zekalarının, ‘winner’ karakterlerinin ne kadar önemli olduğunu gördük ilk 4 haftada. Thompson atletik, istekli, yetenekli belki ama o oyun zekası çalışmayla da gelişebilecek birşey değil.
Daha önce de yazmıştım. Wanamaker çok iyi oyuncu ama ‘büyük’ oyuncu mu, onu bize ispatlaması lazım. Bamberg ve Darüşşafaka gibi orta sıra takımların lideri olabilir ama, şampiyonluğa oynayan bir takımın beyni olmak başka birşey. İlk yarı sonrası yazının başlığı, ‘Bogdan yoksa, Brad var’ olabilirdi aslında. Ama ikinci yarıda herşey değişti. Fenerbahçe 3. periyotta 11 sayıda kalırken bir tane bile asist yapamadı.
Geçen yılı unutmak gerekiyor
Aslında Panathinaikos’un da bu maçı çevirecek hali yoktu. Fenerbahçe’nin aklını karıştıracak çok farklı şeyler de yapmadılar aslında. Sadece daha çok istediler kazanmayı, daha önce 3-0’la elenen Maccabi ve Real Madrid gibi. 10 top çaldılar. Fenerbahçe ise sadece 5. İkinci yarıda agresif oynamaları, Pappas’ın ekstra performansı kazanmalarına yetti. Yoksa oyunun çok büyük bölümünde iyi oynayan Fenerbahçe’ydi, ama kaybeden yine Fenerbahçe oldu.
Normal şartlarda Pappas’ın tek başına Fenerbahçe gibi bir takımı yenmesinin imkanı yok ama oldu. Olympiakos’lu Sloukas, OAKA’da her zamanki gibi konsantre olamıyor, kötü oynuyor. Wanamaker’ın burada dizginleri ele alması beklenirdi ama o da saklandı. Değişim hayatın gerçeği. Geçen yılı tamamıyla unutmak gerekiyor. Bobby ve Kaliniç’in de katılmasıyla Fenerbahçe gelişime hazır bir takım. Aynı şeyleri Panathinaikos için söyleyemeyeceğiz. Calathes ve Lekavicius guard ikilisi ile önleri çok açık değil. Her zamanki gibi normal sezonda Fenerbahçe’yi yenebilirler belki ama, önemli olan nisan ayında kazanmak...
‘’Bu kez Fenerbahçe‘’
İki takım, 10 gün aradan sonra bu kez Euroleague’de karşı karşıya geldi. Efes, Ledo’nun yokluğu nedeniyle biraz daha kontrollü oynamaya çalıştı. McCollum da çok iyi savunulunca, Lacivert-Beyazlılar’ın hücumu pota altına yıkmaktan başka çaresi kalmadı. Stimaç ve Dunston oldukça etkili olurken, Simon bu sezonki en iyi oyununu oynadı. Ama yine de 70 sayıda kaldı Efes.
Bu sistemde McCollum ve Adams’ın her maçı efektif oynaması gerekiyor. McCollum dün hariç skor yükünü sırtlıyordu ama Adams hala ortalarda yok. Son şampiyon Fenerbahçe, ilk kez taraftarı önüne çıktı. Obradoviç, Euroleague CEO’su Jordi Bertomeu’dan ‘yılın coach’u ödülünü alırken, Kanarya da üçüncü periyottaki oyunuyla 2. galibiyetini aldı.
Henüz tam randımanlı oynayan yok
Sezonun başı. Favori takımlardan henüz tam randımanla oynayan yok. Fenerbahçe de bunlardan biri. Henüz Thompson ve Melli, sistemin içine tam olarak girebilmiş değil. Vesely, Sloukas ve Datome’nin sezona formda başlaması, bu isimlere Nunnally’i de ekleyebiliriz, Sarı-Lacivertliler’in kazanması için yeterli oluyor. Udoh’un yokluğunda çember altı savunması eskisi gibi değil. Bu kez Efes’e ribauntlarda üstünlük sağladılar. 21 asist, topu paylaştıklarını gösteriyor. Dixon ve Kaliniç döndüğünde takımın enerjisi daha da yukarı çıkacaktır.
Efes geçen yıl olduğu gibi sezona 3 yenilgi ile başladı. İki takım için de önlerinde kat edecekleri uzun bir yol var. Özellikle de Efes’in... Bir an önce beraber ve daha iyi oynamayı öğrenmeliler. Bunu yaparken de aynı zamanda kazanmaları da gerekecek.
‘’Euroleague Fanatik'ten izlenir‘’
Fanatik markası olarak yıllardır yaptığımız basketbol yayınlarının yanına, şimdi yeni bir heyecan eklendi. İki yıl boyunca, THY Euroleague’in ‘Official Premium Media Partner’i olduk. Gerek uzun yıllar çıkardığımız Fanatik Basket haftalık gazetesi, şu an devam etmekte olan aylık basketbol dergisi ve kurulduğu ilk günden bu yana sayfalarında basketbola en çok yer veren gazete olarak, artık Euroleague ile Eurocup heyecanını hep beraber daha fazla yaşayacağız.
Gazetemizde Euroleague ve Eurocup’ta bizi temsil eden coach ve oyuncularla yapılacak çok özel röportajlar, www.fanatik.com.tr/euroleague adresinde özel videolar, maç özetleri, analizler, istatistikler ve haberlerle siz basketbolseverlerle beraber olacağız. Euroleague’in son şampiyonu Fenerbahçe... Eurocup’a katıldığımız son sene de şampiyonluğu Galatasaray kazanmıştı. Bu yıl da Fenerbahçe, Anadolu Efes, Galatasaray, Darüşşafaka ve Tofaş bu kupalarda ülkemizi temsil edecek. Taraftarların tutkusunun üst seviyeye çıkacağı, takımlarımızın zaferler kazanacağı bir sezon dileğiyle...
‘’Hoşgeldin şampiyon‘’
Euroleague’in son şampiyonu Fenerbahçe Doğuş için bu yılın daha zorlu geçeceği ortada. Hem Antiç, Bogdanoviç ve Udoh gibi önemli karakterlerin takımdan ayrılması, hem de bütün rakiplerin şampiyonu yenmek için iki kat motive olarak maça çıkmaları, Sarı-Lacivertliler’in işini biraz daha zorlaştırıyor.
Bu duruma alışmalı Fenerbahçe. Bütün bir sezon böyle geçecek çünkü. Sarı-Lacivertliler, Malaga’dan sonra, dün de elindeki maçı veriyordu az daha...
3 dakika kala skor 68-77’ydi, maç 80-80 sona erdi. Uzatmada Wanamaker’ın bireysel yetenekleri, sezonun ilk galibiyetini getirdi. Fenerbahçe’yi geçen yıl başarılı kılan şey, kazanma alışkanlığıydı. Kötü de oynasa, başa baş geçen maçları bir şekilde alıyordu Kanarya. Bu sezon ise iyi oynayıp, son çeyreğe çift haneli farklarla önde girmesine rağmen ya kaybetti, ya da dünkü gibi yenilginin kıyısından döndü. Milano karşısında yine maç topunda kritik savunma ribaundunu alamadılar. Malaga’ya bu yüzden kaybetmişlerdi, Efes’e bu nedenle yenildiler dün de iki kez potayı iyi savunmalarına rağmen bir türlü o savunma ribaundunu alamayınca Micov 3. denemede üçlüğü attı.
Milano, coach Pianigiani, Micov, Theodore, Goudelock, Bertans gibi yolu Türkiye’den geçen oyuncular başta olmak üzere neredeyse bütün kadroyu değiştirmiş, yıllardır alışılagelmiş ‘toplama takım’ görüntüsüne bürünmüş. Bu yıl da çok para harcamalarına rağmen Play-Off’a kalamazlar. Fenerbahçe Doğuş’un ise önünde kat edeceği uzun bir yol var.
Galibiyet güzel ama Fenerbahçe taraftarının şu an için çok mutlu olduğunu sanmıyorum. Bobby ve Kaliniç dönerse, ribaunt sorunu biraz olsun azalır gibi görünüyor. Gecenin sevindirici yanı 15 sayı, 11 ribauntla oynayan Melli’nin kendine gelmesiydi. Guduriç uyum sağlasın diye koca bir ilk yarı heba oldu ama o çıkınca, Datome, Sloukas, Melli üçlüsü Fenerbahçe’nin çift haneli farklara ulaşmasını sağladı. Guduriç oynarken, Efes maçının yıldızı Melih’in hiç dakika alamaması umarım kaptanın moralini bozmaz. Çünkü sezon çok uzun ve zorlu. Tüm oyuncular, her an hazır olmalı ve dakika aldığında katkı vermeli. Bu yolda kadrodaki tüm isimlere büyük ihtiyaç olacak.
‘’Efes, Fener'in dengesini bozdu‘’
Anadolu Efes’in, Doğuş dışında Türkiye Ligi’nde kullanacağı tecrübeli yerlisi olmadığı için, bu maçta ibre Fenerbahçe Doğuş’tan yana gözüküyordu. Ama Perasoviç, 6 yabancı artı Doğuş’la, son Euroleague ve Türkiye Ligi şampiyonunu geçmeyi başardı.
Efes, geçen yılki gibi çok fazla işi set oyununa bırakmayan McCollum ve Ledo’nun bireysel becerileri üzerinden üretmeye çalışan bir takım. Fenerbahçe ise iç-dış dengesini koruyabilen, oturmuş bir sisteme sahip.
Ama dün Efes savunması, Sarı-Lacivertliler’in tüm dengesini bozdu. Kanarya, hiç alışık olmadığımız bir şekilde 33 üçlük denerken, sadece 29 kez yakın mesafe atışı kullanabildi.
Bu üçlüklerin 23’ü tanesi kaçtı.
Malaga yenilgisindeki en önemli faktör, rakibe çok fazla hücum ribaundu vermiş olmalarıydı. Dün de son çeyrekte 13 sayıdan geldiler ama son dakikada Dunston’un iki hücum ribaundu sonrası attığı 4 sayı, tüm emeklerin heba olmasına neden oldu.
Anadolu Efes maça çok daha iyi hazırlanmış.
Özellikle savunmaya. Pınar Karşıyaka ve Real Madrid’den tonla sayı yiyen Efes, dün de potasında 80 sayı gördü belki ama en azından çember altını iyi savundu. Fenerbahçe’nin uzunlara top indirmesine, kısaların da potaya gitmesine engel oldu.
McCollum özel bir oyuncu. Bazen kontrolü kaybedebiliyor ama Efes böyle oynamaya mecbur.
Zaman geçtikçe daha da iyi olacaklarını düşünüyorum.
Obradoviç, maç yerine Melli ve Guduriç’i kazanmayı deniyor sezon başında. Guduriç çok tecrübesiz. Melli ise formsuz. Dün ikisi de hiç katkı veremedi.