Arama

Popüler aramalar

‘’Nedir bu kin-nefret?‘’

Trabzon deplasmanı dönüşü Fener’in otobüsünün kurşunlanması... Şoförün ustalığı büyük bir facia’yı önledi. Sadece bol bol kınama mesajları okuduk.
Ya kurşunla camları parçalayanlar?
Hâlâ bulunamadı, aranıyor.
Sahada olanların sahada kalması gerekirken olayların boyutları birden büyümeye başladı. Kin, nefret, küfür ve şimdi de saldırı. Emre’ye yapılanlar bana göre büyük ayıp. Arkadaşlar, Emre’ye kızabilirsiniz, sevmeyebilirsiniz. Ama ne olursa olsun Emre milli takımın, Fenerbahçe’nin kaptanı. Yıllarca İtalya’da, İngiltere’de ve de İspanya’da top koşturdu. Ülkemizi temsil etti. Gurur abidelerimizden biri oldu.
Yazılanları okuyunca, görüntüleri izleyince, karşılıklı konuşmaları işitince ve de holigan olduklarıiddia edilen bir kişinin sosyal medya hesabından, “Emre Belözoğlu’nu dövdük Akhisar’a gidiyoruz. Pişman değiliz” mesajını okuyunca tüylerim diken diken oldu.
Ya karşılıklı konuşmalar sırasında, “Aziz Yıldırım’ı ben tokatladım ulan sen kimsin ki” sözcükleri...
Bu işe artık dur demenin zamanı geldi geçiyor. Hatta geçti bile. 7-8 holiganın yaptıkları elbetteki tüm Beşiktaş taraftarlarını bağlamaz.
6222 sayılı kanun tüm yaptırımları ile uygulanmalı. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalıdır. Ayrıca verilecek ceza da ders alınacak kadar ses getirici olmalıdır. Eskiden hangi kulüpten olursa olsun ünlü bir futbolcuyu yolda, alışverişte görenler imza alırlar, fotoğraf çektirirlerdi. Şimdi sevgisizlik diz boyu. Olmayan futbolumuz bu tip olaylarla daha da dibe batıyor haberiniz olsun.

İş kazası mı?

Erciyes beraberliği iş kazası değil göz göre göre gelen bir faciadır.
Sakın, bu ‘2’ puan kaybını hakem Mete Kalkavan’a yıkmayın.
Faturayı O’na çıkarmayın.
Diego’nun Ethem tarafından çelmelenmesine penaltı düdüğünü çalmadı ama Sylla’nın da buz gibi golü ofsayt gerekçesi ile güme gitti.
Bunu da hiç unutmayın.
Haftalardır ‘formsuz’ olduğu halde oynatıldığı için yerden yere vurduğumuz Emenike’yi bile bu maçta aradık.
Şu işe bakın:
Daha birkaç hafta öncesine kadar, “Fener ipi göğüsler” diye tahminler yürütülürken ucuz yenilgiler ve beraberliklerle iş içinden çıkılmaz bir hale geldi?
“Matematiksel olarak şampiyonluk şansı var” diyenlere de benim bir çift sözüm olacak;
Sizler, Fenerbahçe’nin bu futbolla son üç maçı kazanacağına, Galatasaray’ın çelme yiyeceğine veya yemese de Arena’da Beşiktaş’a yenileceğine inanıyor musunuz?
Yanılabilirim ama ben
cak-cuk’la bu işin olacağına ihtimal vermiyorum.

Neden İsmail? Ya O’na görev verenler

“İsmail istifa etsin” diyenlere de bir çift sözüm var.
Arkadaş, neden İsmail?
Niye İsmail’e kızıyorsunuz?
O’nu göreve getiren ve, “Başarı hocanın, başarısızlık benim” diyenlere niçin kimse bir çift laf etmiyor?
Eğer bu takım şampiyon olamazsa tahminim o ki İsmail istifa eder veya görevine son verilir.
Ancak O’na destek verenler, takımın patronu yapanlar görevi bırakmayı düşünürler mi acaba?
Hiç sanmıyorum.
Onun için boşuna yazıp çizmeyin, konuşmayın.
Ve de beklemeyin.

Bu artık gelenek oldu


Evet, devre olmuş, başkan Aziz Yıldırım soyunma odalarına gitmiş.
Bu artık Fener’de bir gelenek.
Doğru mu, değil mi?
İsmail sesini çıkarmadığına göre ne kadar yorum yapsak hepsi boş.
İsmail Kartal’ın bu ziyareti, “Başkanımız takımı motive eden konuşma yaptı” diyerek geçiştirmesine hayret ettim.
Benim bildiğim, futbolcuları ateşleyen sözleri başkan değil, teknik direktör söyler...

16 Mayıs 2015, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bir dakika...‘’

Baktım da millet çalakalem Volkan’a yükleniyor. “Hatalı iki gol yedi” deniyor. Doğru. Ancak benim sizlere bir sorum olacak: Fener, Balıkesir maçı dahil bugüne kadar Volkan’ın yediği ucuz bir golle yenildi mi? Hayır. Bu yüzden eleştirelim ama lütfen dozunu kaçırmayalım. En zorlu galibiyetlerde başrolde hep Volkan’ın olduğunu sakın unutmayın.

Çanlar Fener için çalıyor

Eğri oturalım doğru konuşalım. Beşiktaş ve Galatasaray ile birlikte şampiyonluk yarışı yapan Fenerbahçe’de tehlike çanları çalmaya başladı. Kimse masal anlatmasın, Fener iyi değil. Ve bu yüzden tribünlerdeki en büyük silah 12. adamın büyük bölümü artık maça gelmiyor. Kötü oyunu Emre’nin yokluğuna bağlayanlar, İsmail Kartal’ın durum 3- 3’ken Alper-Selçuk ve Kuyt-Emenike değişikliğini yapmasını ‘yerinde teşhis’ diye yorumlayanlar, Fener’in galibiyetini veya yenilgisini 2-3 futbolcunun attığı gollere veya beceriksizce kaçırdıkları fırsatlara bakarak konuşanlar, Yahu bu takımın sistemi yok! Taşlar hâlâ yerine oturmadı. Sezon başından bu yana şampiyonluğun en büyük favorisi olarak hep Fener’i gösterdim. Ancak Balıkesir maçını izledikten sonra aynı kanıda değilim. İnşallah yanılırım.

Albayrak’ı çok ararlar..

Galatasaray’da Dursun Özbek, Turgay Kıran ve Ahmet Özdoğan adaylıklarının yanı sıra çalışma arkadaşlarını da açıkladılar. Listelere baktım, futbolun renkli adı, taraftarların en tuttuğu isim Abdürrahim Albayrak yok. Kendisi ‘sağlık’ diyor. Sonra, “Biraz dinlenip daha formda döneceğim” şeklinde bir açıklama yapıyor... Albayrak, teknik işlere karışmazdı ama futbolcuların arkadaşı, dostu, moral hocasıydı. Onlar her dertlerinde yanlarında Abdürrahim’i görmeye alışmışlardı. Üzüntüyü, sevinci birlikte yaşarlardı. Başkan adayları elbette çalışma arkadaşlarını kendileri seçecek. Ancak benim inancım Abdürrahim Albayrak’ı çok ararlar çoook...

Trabzon’da kritik günler

Trabzon’da garip işler oluyor. Yönetimdeki 7 asil, 1 yedek üye istifa etti. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu yedeklerle işi götürme uğraşı içinde. Yıllarca şampiyonluk yolunda üç büyüklerle mücadele eden Bordo-Mavililer için Beşiktaş yenilgisine kadar, “Zirve yolu Trabzon’dan geçiyor” deniyordu, o da bitti. İşin kolayına kaçanlar başarısızlığın sorumlusu olarak Ersun Yanal’ı gösteriyor. Yanlışlıkların faturası Ersun hocaya kesilmek isteniyor. Kurtarıcı diye transfer edilirken “Fener’in elinden kaptık” diye yeri göğü inleten taraftarlar şimdi Erkan’ı ıslıklıyor. O’nu almak için büyük paralar saçan, İsviç’ten özel uçaklarla getirenlere, ‘kupa üç ay içinde Trabzon’da’ diye söz verenlere çıt çıkmıyor, varsa yoksa Ersun Yanal. Aslında bu yönetimin onca istifalardan sonra inatla işi sürdürmeye çalışması Trabzonspor’a büyük zarar veriyor.

05 Mayıs 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Huzurlarınızda Diego Ribas‘’

Biraz değil hayli geç oldu. Nihayet gerçek Diego, kupa maçında ortaya çıktı.

Eğer Diego, Bursa maçındaki performansını ligin başında sergilese inanın Fener’in puan cetvelindeki yeri üçüncülük olmazdı. Kalitesi, klası, futbolculuk kariyeri belli Diego’dan bugüne kadar verim alınamamasının nedenleri hâlâ tartışılıyor.

Bakınız, Bursaspor maçında enfes çalımları ile ortalığı kırdı geçirdi. Ancak faullerle durdurulabildi. Bana göre üzerine daha çok düşülmesi, özel olarak ilgi gösterilmesi ve de devamlı oynatılması gerekirdi. Olmadı, olamadı.

Neyse, ligde finişe 6 maç kaldı. Diego, Alex gibi tek başına maç alabilecek kapasitede olduğunu artık kanıtlamalı. Eğer böyle devam ederse ve de bir-iki gol atarsa bugüne kadar yapılan ağır eleştiriler de unutulur.

Nihayet

Emenike ne zaman patlayacak diyenler... “O’na iyi oynamadığı halde çok şanss verriyor. Niye bu kadar inat ediyor” diye İsmail Karrtal’a gönderrmede bulunanlar... Ne yalan söyleyeyim, aralarında ben de varrdım. Evet, Emenike aylardır akıl almaz goller kaçırdı. Haklıhaksız protestolara uğradı ve iş forma çıkarmaya kadar gitti. Başta Başkan Aziz Yıldırrım ve İsmail Kartal, O’na güvendiklerini her fırsatta beynine işlediler.

Ve sonunda tarrafttarrın özlediği, sağa-sola yıprratıcı deparlar atan ve bu güzel futbolunu 2.5 ay ssonra golle süsleyen bir Emenike ortaya çıktı..Bu arada şunu da söylemmeden geçemmeyeceğim. Ben şahsen Egemmen’siz bir Fenerrbahçe düşünemiyorrum. O’nun hırsı, havadan ve yerden her tehlikeyi önlemesi vazgeçilmez adam olduğunun kanıtıdır.

Ne demek vatan haini!

Volkan’a, ‘vatan haini’ diye bağıranları kınıyorum. Ayıptır yahu. Aslında bu çirkin tezahürat başladığı anda anons yapılması gerekirken kimseden çıt yok.

Arkadaş, ağzından çıkan laflara dikkat et. Hain diye bağırdığın kişi yıllarca milli formayı sırtında taşımış, başarılarında imza sahibi olmuş, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük kalecilerinden biri. TFF Başkanı Sayın Yıldırım Demirören, Kulüpler Birliği Başkanı Sayın Göksel Gümüşdağ ve futbolla ilgili tüm dernekler... Hiç olmazsa bir bildiri ile sizler de bu çirkin davranışları kınayın. Tribünlerdeki kameralardan, küfürlü tezahürat yapan, hakaret edenleri bulun ortaya çıkarın ve de teşhir edin.

Neden hep Fener?

Rize deplasmanı sonrası yolda otobüse kurşun... Büyük bir faciadan kıl payı dönüldü. Hâlâ yapanlar bulunamadı, aranıyor.

Fenerbahçe’nin Ankara şubesinde bir gece yarısı cam çerçeve yerle bir edildi. Ve son olarak da Bursa’da, şehrin göbeğinde futbolcuları taşıyan otobüse pet şişeli, meşaleli saldırı...

Futbolcular otobüsün içinde maça gidiyor. Etraflfları sarılmış, kendini bilmeyen öfkeli insanlar...

Her an ne yapacakları belli değil. Ve sen o atmosferde sahaya çıkıp top oynuyorsun. Az kalsın unutuyordum. Türkiye’nin medar-ı iftiharı, gelmiş geçmiş en büyük hakemi Cüneyt Çakır da minibüste iken protesto edilmiş. Teknik direktör İsmail Kartal sonunda haklı olarak isyan etmiş, “Maçlara saklanarak gidiyoruz. Bizim kadar taşlanan bir takım var mı ?” diye sormuş. Bu sorunun cevabını verecek kim? Vallahi ben de çok merak ediyorum.

30 Nisan 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kime inanalım?‘’

Birileri diyor ki;
Belluschi’nin golü ofsayt değildi...
Maçı tribünden veya televizyonlardan takip edenlerin görüşü bu...
Bir de pozisyonun içinde yardımcı hakem Orkun Aktaş’ın ofsayt bayrağı var...
Hadi diyelim pozisyonu atladı..
Peki, adı “Piero” olan ölçüm aleti 11 cm ofsayt olduğunu gösteriyorsa o zaman kime inanacağız ?
İşine geldiği zaman, “Piero” diyeceksin. Gelmediği zaman Piero’yu “es” geçeceksin.
Arkadaş ben sana değil , Piero ’ya inanıyorum..
Az daha unutuyordum. Bursaspor Kaptanı Serdar Aziz, “Harun benimle çarpıştı” demeseydi...
İnanın Webo’nun golü için faul diyenler bile çıkardı.
Galiba söyleyenler de oldu.

Başkan istedi ama...

Aziz Başkan Emenike için seyirciden destek istedi.
Taraftar da O’nu ilk on birde gördüğü anda bağrına bastı.
Hele hele Emenike yumruk şovla bu tezahürata karşılık verince bayağı ümitlendim.
Ama, ne gezer gene sahada dolaştı durdu.
Görünen o ki bu saatten sonra ne yapsan nafile.
İsmail hoca Emenike’yi denemekten vazgeçmeli.
Artık, keskin virajlar başladı. En ufak bir hata işleri onarılmaz hale getirir.
Kartal’ın, Emenike’yi oyundan aldıktan sonra çoğunlukla kulübede gördüğümüz Hasan Ali sahada adeta şov yaptı... Fener’in pozisyon zenginliğini artıran adam oldu.
Hırsının yanında Volkan’ı aşan topu çizgiden çevirerek galibiyette golü atan Webo kadar pay sahibi oldu.

İsmail hoca haklı...

Nedendir bilinmez Fenerbahçe’nin her maçından önce ve sonra “hakemler” gündeme getirilir...
İsmail hoca, Şenol Güneş’in seyircinin baskı yaparak hakemleri etkilediği şeklindeki demecine çok sinirlenmiş olacak ki.
“Her maç öncesi ‘hakemlerden korkuyoruz’ diyenler, burada 4-5 yiyip hâlâ hakemde arıyorlar bazı şeyleri” diyerek isyanını dile getirdi...
Şenol hoca için söylemiyorum...
Ama, Fener’in her galibiyetine bir kulp takanlar olduğu da bir gerçek...

Alex’e yapılanları yadırgadım...

Fenerbahçe’de 8 yıl top koşturan, kaptanlık yapan, iki kez gol kralı olan ve üç kez şampiyonluk yaşayan Alex’e gösterilen ilgisizlik inanın sadece beni değil tüm Fenerliler’i şaşırttı...
Alex, yanında Coritiba ikinci başkanı ile İstanbul’a geliyor... Belgeseli için tesislerde, stadyumda görüntü aldırmak istiyor. İzin yok... İşin tuhafı açıklama yapan da yok...
Yanında eşi ve arkadaşları ile Fenerbahçe Ülker Maccabi Electra basketbol maçına gidiyor... Seyirci ayakta... Salon ‘Alex, Alex’ diye inliyor... Biraz ötede Başkan Aziz Yıldırım ve arkadaşları...
Sanki hiç tanışmıyorlar...
İşin acı yanı ne biliyor musunuz ?
Alex, Fenerbahçe-Bursa maçına gidecek. Gazeteler, “Kaptan maça gelecek” diye yazıyor... Kulüpten bir Allah’ın kulu da çıkıp “Gel davetlimiz ol” diye teklifte bulunmuyor... O da Passolig’den bilet alıyor maça giriyor...
Fenerbahçe kulübünde görmediği ilgiyi Beşiktaş gösteriyor... Başkan Fikret Orman; Alex ve Coritiba İkinci Başkanı Andre Luiz Macias’ı ağırlıyor... Yan yana fotoğraf çektiriyor.. Ve de Alex için şunları söylüyor:
“Ünlü bir futbolcu. Her ne kadar rakibimizle anılsa da Türk insanının sevdiği centilmen bir oyuncu...”
Allah aşkına cevap verin. Ne yaptı Alex size?

22 Nisan 2015, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kuyt gibisi gelir mi?‘’

Bana yazımın başlığındaki bu soruyu soranlara hep aynı cevabı verdim:
“Gelmez kardeşim, gelmez.”
Hele hele o iğrenç kurşunlama olayından sonra ‘hiç gelmez’.
Hollandalı’nın veda konuşmasından çok etkilendim:
“Her güzel hikayenin bir sonu vardır. Bu bu bir elveda değil, bu bir görüşmek üzere.”
İçi böylesine sevgi dolu, örnek bir aile babası, aldığı paranın hakkını veren, arkadaşlarına özellikle de hocalarına saygılı, yol gösterici, özü sözü doğru, adı hiçbir dedikoduya karışmamış süper bir profesyoneldi Kuyt...
Fener’de üçüncü sezonunu tamamlıyor. Ve sonra Feyenoord forması ile yeni bir maceraya başlayacak.
İlk sezonda 56 maç oynamış, 17 gol atmış. İkinci sezonda 37 karşılaşmada, 10 gol. Ve 8 maç sonra bitecek son sezonda bugüne kadar 27 maçta rakip filelere 8 gol bırakmış. Asistlerini saymıyorum.
Bu devirde Kuyt gibisini bulmak zor. O’nu hiç unutmayacağız.

Doğruyu Kartal söyledi

40 Fenerbahçeli’nin hayatı ile oynayanlar hâlâ bulunamadı.
Hatırlayın;
Önce ‘taş’ dendi.
Meğer kurşunmuş.
Olaydan sonra zırhlı araç istendi.
Karşılığı ‘abartmayın’ oldu.
Ama nedense araç sonradan geldi.
“Türkiye’de güvenlik bakımından ertelenmeyi veya iptal edilmeyi gerektirecek bir durum yoktur” diyenler çıktı.
Sadece, “Ya, öyle mi?” diye şaşırdım.
O korkuyu futbolcularla birlikte yaşayan Mahmut Uslu’nun, “Bu olaylar aydınlanana kadar maçlara çıkmayacağız” şeklindeki konuşması için içimden, “Haklılar ama yapmazlar” dedim.
Arkasından Göksel Gümüşdağ, “Fener sahaya çıkmazsa bunun hukuki boyutu olur. Sonuçlarına katlanır” dedi.
“Bunu Gümüşdağ değil, Yıldırım Demirören’in söylemesi gerekmez miydi?” diye kendi kendime sordum.
O günden bu yana olay hâlâ kınanıyor.
En doğrusunu da Fener’in patronu söyledi:
“Takımın yarısı ölse belki bizi anlarlardı...”

Diego’nun yaptığına bak

Süper Lig’de 8 maçlık maraton başlıyor. Fenerbahçe de Galatasaray da 4. yıldızın peşinde.
Beşiktaş “şampiyonlukta ben de varım” diyor.
Ve işlerin kızıştığı bir anda, büyük umutlarla getirilen Diego Ribas, “Taksidin birini alamadım” diye Fenerbahçe’yi Türkiye Futbol Federasyonu’na şikayet ediyor.
Bugüne kadar hiçbir Fenerli futbolcu maddi sorunları gündeme getirmedi. Paraları tıkır tıkır bankaya yatırıldı. Aylık aksama normal karşılandı. Çünkü yerli- yabancı hepsinin yönetime itimadı tam. İnanıyor, güveniyorlar.
Diego, alacağını elbette isteyecek ama zorlu maçların arefesinde yaptığı bu hareket doğrusu tüm Fenerliler’de soğuk duş etkisi yarattı.
Baktım da 19 lig maçında ilk 11’de oynamış. Bir tek golü bile yok. Kupada iki gol atmış, o kadar.
Bu performansı ile Diego’ya başarılı diyebilir miyiz?
Asla!
Sonra düşündüm, ben dahil bir çok yazar İsmail Kartal’a, “Bu Diego’ya neden şans vermez kardeşim” diye eleştirilerin babasını yapmışız. Seyirci de her oyuna girdiğinde bağrına basmış.
Yorumu sizlere bırakıyorum...

14 Nisan 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Büyük Fenerli Alex‘’

Alex’in, Türkiye’den giderken attığı ‘tweet’i hiç unutamam.
Fenerbahçe sevgisini şu cümlelerle anlatmıştı kaptan:
“Yüzde 100 Brezilyalı doğduk ama kesinlikle yüzde 50 Türk, yüzde 50 Brezilyalı öleceğiz. Türk halkına her şey için teşekkürler. Sizi çok seviyoruz.”
O jübilede takım arkadaşlarından sadece efsane kaleci Rüştü ve hâlâ yeri doldurulmayan Tuncay vardı.
Keşke, Fenerliler’in çok sevdikleri ve heykelini diktikleri kaptanlarının jübilesi eski takım arkadaşlarının katılımıyla Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynansaydı.
Futbolseverlerin yıllarca unutamayacağı bir şölen olurdu.
Ve de gişe rekorları kırılırdı.
Kaptan, teknik direktörlük lisansını seneye alacakmış.
Göreceksiniz, çalıştırıcılıkta da futbolculuğu kadar başarılı olacak.

Ve yine Emenike...

Emenike, Beşiktaş maçındaki forma çıkarma eyleminden sonra İngiltere’ye gitmişti.
“Dönmez” diye yorum yapanları yanılttı ve geldi.
Teknik direktör İsmail Kartal’a; “Kendimi toparladım” demiş ve dışarıdan gelen hiçbir sesi duymayacağını söylemiş.
Defalarca yazdık... “Seyircinin protestosu yanlış” dedik.
Hatta geçen hafta bu köşede Fener’in şampiyonluk yarışında Emenike’nin kaprislerine değil, huzura ihtiyacı olduğunu söyledik.
Emenike gibi bir profesyonelin duygusallığı ön planda tutmasının yanlış olduğunu belirttik.
Teknik direktör İsmail Kartal, “Emenike’ye gol kaçırdı diye arkamı dönsem ne olur!” demiş.
Takımın patronu o... Şu anda ligde 9 zorlu maç var. Ayrıca Emenike’ye inanıyor.
Şunun altını özellikle çizerek söylüyorum. Kimse Emenike’nin düşmanı değil.
Keşke bir sezon önceki gibi golleri sıralasa da kendisini protesto edenlere iyi bir ders verse.

Hiddink’i gördünüz mü?

Hollanda, 90+2. dakikada beraberliği getiren şans golünü atınca saha kenarında Hiddink’in nasıl sevindiğini gördünüz mü?
Mağrur, maç öncesi kendinden emin, iddialı Hiddink’in coşku içinde yumruğunu havaya kaldırarak zıplaması...
Tam 55 dakika Fatih Terim’in talebelerinin galip oynadığı o maçı korku filmi gibi izledi.
Onun, bu beraberliği bir bayram havasında kutlaması, Terim ve talebelerinin üzüntüsü Milli Takımımız’ın ne denli güçlü olduğunun bir kanıtıdır.
Dünyanın sayılı teknik direktörlerinden Jose Mourinho’nun Fatih Terim’e gönderdiği kutlama mesajında, “6 dakika uzatma olmasaydı iş farklı olurdu” demesi de Ay-Yıldızlılar için artı bir nottur.

Terim’e güvenin

Evet, büyük bir fırsat kaçırdık. Ancak, dünya üçüncüsü Hollanda’nın, millilerimiz önünde zaman zaman ne kadar güç durumlara düştüğüne de şahit olduk.
Ben, Hollanda maçını gördükten sonra Fatih Terim’in talebelerinin 5 maçta 15 puan toplayacaklarına yürekten inanıyorum.
Çünkü Fatih hoca, bugüne dek her zorluğun altından kalkmasını bilmiştir.
Ayrıca Burak’ın, “Keşke ben gol atmasaydım da kazansaydık” demesi, Terim’in futbolcuları bu maça nasıl motive ettiğinin de bir kanıtıdır.

31 Mart 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Merak ettim de ondan‘’

Evet, çok merak ediyorum. Acaba seyirci protesto etmese İsmail Kartal, Emenike’yi oyundan alır mıydı? Bana göre alamazdı. Çünkü; Gençlerbirliği yenilgisinden sonra Emenike’yi eleştirenlere Başkan Aziz Yıldırım şu karşılığı vermişti; “Bir tek Emenike sahada bir şeyler yapmaya çalıştı. O da yalnız kaldı.” Sakın tribünleri desteklediğimi sanmayım. Aksine o ıslıklara, ‘çık’ diye bağırmalara herkesten fazla üzülenlerden biriydim. Ve de yanlışların en büyüğü olduğu kanısındayım. Ancak gel gör ki, haftalardır formsuz Nijeryalı, İsmail’in vazgeçilmezi. Ve o Emenike’yi, “Bugün gol atar”, “Yarın düzelir” diye sahaya sürme düşüncesi bana göre akıl dışı bir olay. Nijerya’nın patronu Emenike’yi milli takıma davet etmiyor. Keza Meireles, Portekiz Milli Takımı’na çağrılmıyor. Ancak ikisi de ‘olmak ya da olmamak’ derbisinde ilk 11’de. İsmail Kartal’ın hâlâ, “Emenike için çok dua ettim o arada inşallah gol atar, herkese gösterir diye. Ama olmadı” demesinin yorumunu sizlere bırakıyorum.

Sadece Emre mi? Ya Bilic...

Emenike formayı üzerinden çıkardığı zaman, Bilic’in, üstüne vazife olmamasına rağmen hakeme (eğer doğruysa) ‘sarı kart’ diye ikaz etmesi... Caner’le tartışması... Ellerini kollarını sallayarak Emre ile ağız dalaşına girmesi... Emre’nin saha kenarına kadar gelerek, Bilic’le münakaşası... Küfürleştikleri iddiaları... Bu, Emre ve Bilic’in ilk olayları değil ki... Hatırlayın, Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki maçta da bunun değişik versiyonu yaşanmıştı. Hadi sahada birbirlerine girdiler, soyunma odaları koridorları ne oluyor? Şimdi iki taraf da kayıtlarla, “Ben haklıyım” kavgasına başladı. Fenerbahçe’nin nasıl galip geldiğini, Beşiktaş’ın neden yenildiğini tartışacağımıza manşetlerde hep ‘küfür- kavga’. Yüz yıllık dostluk adliyeye düşerse söylenecek tek söz var: Yazıklar olsun...

Bunun adı disiplinsizlik...

İsmail Kartal da defalarca söyledi. Eski hocası Yücel İldiz de. Emenike duygusalmış... Ancak futbolda duygusallığa yer var mı onu bilmiyorum. Emenike’nin seyirci tepki verdi diye öfkelenerek, formasını çıkarıp, “Beni oyundan alın” diye saha kenarına gelmesi affedilir gibi değil. Rica-minnet sahaya döndürülmesine inanamıyorum. İsmail Kartal bir yandan, kaptan Emre diğer yandan. Bir de menacer Hasan Çetinkaya. Adam sanki bulunmaz Hint kumaşı. Hem bu onun ilk kafa kaldırışı değil ki. Gaziantep maçında Emre ile tartışması, Kayseri karşılaşmasında Alper oyuna alınınca direkt soyunma odasının yolunu tutması, Akhisar maçında yine tepki görünce oyundan çıkmak istemesi... Bunun adı disiplinsizlik. Bırakın yakasını gitsin. Çünkü Fener’in şampiyonluk yarışında Emenike’nin kaprislerine değil, huzura ihtiyacı var.

Araba da alır uçak da...

Galatasaray Divan Kurulu’nda bir üye Sabri’yi eşine 1 milyon liraya araba aldı diye eleştirmiş. Gazetelerden okuduğuma göre de divandaki konuşmasında, “Kanıma dokunuyor. 35 bin liralık araba alsan ne olurdu?” demiş. Beyefendi; Sabri yıllarca Galatasaray’da oynadı. Kaptanlık yaptı. Transfer ücreti aldı. Her maçta da aldığının hakkını verdi... Sabri’nin avukatı değilim ama isterse eşine araba değil uçak da alır, ev de... Sakatlanıp çıktı diye bu şekildeki konuşmanız biraz acımasız olmuş. Bir hatırlatayım dedim.

27 Mart 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şaka ile karışık‘’

Işık karardı

5 Kasım’da ‘Tünelin ucundaki ışık’ başlıklı bir yazı yazmıştım ve de Fenerbahçe’yi, şampiyonluğun en büyük favorisi olarak göstermiştim. Aldanmışım...

Şu anda bu ışık iyice karardı. Hatırlayın; Fener’in patronu, Galatasaray maçı sonrası ne demişti? “Türkiye’de en iyi futbolu oynayan takım Fenerbahçe’dir. Bunun aksini iddia eden art niyetlidir”

Sorum şu:

En iyi futbolu Fener oynuyorsa nasıl oluyor da 6 maçta 10 puan havaya uçuyor? Fenerbahçe, Beşiktaş’ın 4, Galatasaray’ın 2 puan gerisine düşmüş. İsmail hoca hâlâ sahanın ağır olduğunu, oyun anlayışlarını etkilediğini, Fener’in iyi mücadele ettiğini söylüyor.

Görünen köy kılavuz istemez. Fenerbahçe sadece 72-82. dakikalar arasında 10 dakika top oynadı. Gerisi ‘yok’. Kendi alanında, “Al gülüm-ver gülüm” top çevirince istatistiklere göre Fener’in topla oynama yüzdesi 53. Maçın galibinin ise yüzde 47. Bu rakamlara bakarak yorum yapmak aldatıcıdır.

Volkan ne yapsın ?

Galatasaray zaferinin mimarı kimdi? Volkan...

Gençler karşısında golü yiyene kadar takımın en iyisi kimdi? Yine Volkan...

Kaç gollük şutta inanılmaz kurtarışlar yaptı. Bunu herkes gördü. Kağıt üzerinde en iyilerin olduğu Fenerbahçe’de, her hatanın faturasını ödemek son adama kalırsa kusura bakmayın bunalır ve o da bir yerde pes eder. Bu yüzden, Volkan eleştirilerine katılmıyorum.

Emenike futbolu unutmuş

Emenike şu anda bal yapmayan arı. Pas atamıyor, koşuyor da koşuyor. Ama nereye? Onun bu köşede en büyük savunucularından biri bendim. “Varlığı yeter” diyordum. Ama daha sonra, “İsmail Kartal, Emenike’yi kazanayım derken Fener elden gidiyor ama farkında değil” diye eleştirilerde bulunmuştum. İsmail hoca da ‘Emenike ha attı, ha atacak’ diye bekliyor olmalı ki ilk 11’de yer veriyor.

O da oyuncusundan bir patlama bekliyor, Fener’e gönül verenler de... Fenerbahçe, Beşiktaş’ı yenerse arada yine l puan olacak. Aksi halde fark 7’ye yükselecek, Yani bu, Fener’in ‘olmak ya da olmamak’ derbisidir. “Böyle oynarsa Beşiktaş’ı yener mi?” diye sorarsanız cevabım, “Zor. Hem de çok zor” olur.

Neden Kuyt?

Haftalardır sahada gezinen Kuyt’ın 90 dakika sahada kalması akıl alır gibi değil. İsmail hoca herhalde Galatasaray’a bir gol attı diye bu kadar tahammül ediyor. Onun da Emenike’den farklı yanı yok. Derbideki golden sonra çıkan haberlere bakın:

”Fener sözleşmesini bir yıl uzatacak”, “Hollanda’dan teklifler yağıyor”. Kuyt kötü futbolcu mu? Elbette hayır. Hizmetleri asla inkar edilemez ama şu anda maçın tamamını tamamlayacak güçte değil. Tabii bu benim görüşüm. Geçen sezonun golcüleri Sow, Emenike, Kuyt dökülürken tek golü orta sahanın bel kemiği Mehmet Topal atıyorsa İsmail Kartal’ın şapkasını önüne koyup düşünmesi lazımdır. Ayrıca yönetimin de Fener’deki bu düşüşü acil olarak masaya yatırması şart.

17 Mart 2015, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI