Arama

Popüler aramalar

‘’Tünelin sonundaki ışık‘’

Fenerbahçe bana göre büyük virajı döndü. Şu anda averajla lider koltuğunda. En büyük avantajı, şampiyonlukta iddialı Beşiktaş ve Galatasaray’la ligin ikinci yarısında kendi evinde oynayacak olması.

Yani deplasman korkusu ortadan kalktı. Çok erken ama bana göre tünelin sonundaki ışığa en yakın olan taraf.

İsmail hoca, eğer Beşiktaş maçının ilk yarısındaki oyunu bundan sonraki maçlarda tekrarlatırsa bu Fenerbahçe zor tutulur.

“Caner’i niye oyundan aldı?” diyenler, herhalde bir sarı kartı olduğunu unuttu. Sahadaki atmosferin gergin olması İsmail hocayı bu kararı almaya itti. Emenike’yi “formsuz” diye eleştirenler ve çok gol kaçırdığını söyleyenlere bir çift lafım var;

bu Emenike formsuz da olsa Fenerbahçe’nin değişmezidir. Elinizi vicdanınıza koyun ve öyle konuşun.

Süper Lig’de var mı onun gibisi?

Gelelim Emre’ye:

Bu takımın kaptanısın. İsmail hocanın en büyük kozusun. Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından birisin. Artık olgun bir de yaştasın. Tahrik de olsa kendine fren yapmasını bil.

Son sözüm artık taşları yerine oturtmaya başlayan İsmail Kartal’a; hocam, bu Diego’yu bir an önce forma sok ve sahaya sür...

Külahıma anlatın

167 gün kadro dışı kalan (Bana göre büyük haksızlık yapıldı) Sabri’yi kim 24 saat içinde ilk 11’e aldı? “Prandelli” diyenlere cevabım, siz onu benim külahıma anlatın...

Aslında sahaya sürülmesi çok büyük kumardı. Kötü oynasa ve Galatasaray yenilse kıyamet kopardı.

Bereket Sabri inanılmaz bir oyun çıkardı. Hem kendini kurtardı hem de sahanın en iyisi oldu.

Gençlerle antrenman yaptığı sırada sayısız teklifler alan ve hepsini geri çeviren böylesine hırslı... İçi Galatasaray sevgisi ile dolu Sabri neden kadro dışı kaldı veya kim bıraktı hala bilinmiyor. Zaten bu saatten sonra bilsen de ne yazar...

Az kalsın unutuyordum, Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat, “Prandelli gidecek mi?” diyenlere “7 gol yiyen Roma hocasını bıraktı mı?” diye karşılık vermiş.

Ben çok “Hocamızın arkasındayız” diyenler gördüm. Bakalım göreceğiz...

Kime inanalım?


Hakemler formsuz tamam ama eleştirenler de bir alem. Hele sonradan yorumcu olan eski hakemler...

Bakınız, Galatasaray’ın Kasımpaşa’yı yendiği maçtan sonra hocaların hocası Bülent Yavuz, “Galatasaray’ın Burak Yılmaz ile attığı gol açık ofsattı” diyor. İkinci gol için ise “Chedjou kolu ile Umut’a asist yapıyor. Bu kurala göre net bir elle oynamaydı” şeklinde bir ifade kullanıyor.

Ya Ahmet Çakar? İşte onun yazısından alıntı: “Karşılaşmanın hakemi Hüseyin Göçek’e gelince tartışmasız Türkiye’nin Cüneyt Çakır’dan sonraki 2 numaralı hakemi. Dün gece de iyi bir maç yönetti.”
Ve Piero’daki ölçüm: Burak 20 santim önde...

Buyurun buradan yakın.

Trabzonlular da bıktı

Trabzonspor Teknik Direktörü Vahit Halilhodzic, “Beraberlikten bıktım“ demiş.

Trabzon’a gönül verenler de öyle...

Onlar da, “Beraberliğe abone olduk” diye yakınıyorlar.

Geçenlerde Trabzon’da çıkan gazetelerden biri Karadenizspor attığı başlıkla Halilhodzic’e göndermede bulunmuş:

“Uçak biletin bizden durma hemen git.”

Biraz değil bayağı ağır ama haksız da değiller hani...

05 Kasım 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Utandılar mı?‘’

Bununla kalsalar iyi. Devre golsüz kapanmış, bu defa hedefte Başkan var, “Taktik versene, taktik versene Aziz Yıldırım taktik versene...”
Maçın sonu Fenerbahçe galip ama o şahıslar sus-pus.
Gazetem FANATİK‘in attığı başlık son derecede anlamlı, tabii anlayana: “AĞLATANLAR UTANSIN”
Utandılar mı acaba?
Hiç sanmıyorum ve hiç kusura bakmayın ben bunda art niyetle hareket edildiğine inanıyorum.
Ancak İsmail hocaya da bir çift lafım var; Fenerbahçe Teknik Direktörü ‘ağlamaz, ağlatır...’ Sen galip gel, takımın iyi oynasın, bak kimler ağlar o zaman görürsün.
Hocam; çok çalıştığını bilmeyen yok. Ancak, “Her şeye kötü deniyor. Biz kötü değiliz ki” diyorsun. Ama iyi de değilsiniz. Yine aynı şeyi söylüyorum, geçen yıl Ersun’la birlikte çalıştığın şampiyon Fenerbahçe ile bu yılki Fenerbahçe’yi kıyasla gerçek ortaya çıkar. Ayrıca eleştirileri saldırı olarak görmen çok yanlış.

Şu işe bakın..

Başkan Aziz Yıldırım, yakın arkadaşı ve Fenerbahçe Başkan vekili Abdullah Kiğılı için “Ona kırgınım” demiş.
Sayın Başkan; Kiğılı’ya haber vermeden, Fenerium mağazası genel müdürü Aydın Kirman’ın görevine son verdin.
O da gerekeni yaptı ve istifa etti.
Burada kimin kırgın olması lazım.
Bana göre Abdullah Kiğılı’nın.
Bilmem haksız mıyım!

Şampiyon kim?

Dortmund’un hocası Klopp, 4-0’lık Galatasaray galibiyetinden sonra “Başkanım Türk mantalitesinde olsa bugüne kadar gelemezdim. Benim patronlarım Galatasaray’ın patronları ile aynı kafada olsa Dortmund’un başında olamazdım” dedi. Hay demez olaydı.
Tartışmaya bayılırız. “Haklı-Hayır haksız” diyenler derken bir de suya sabuna dokunmayanlar ortaya çıktı.
Yahu adam gerçeği söyledi. Tartışmayı bırakın 10 yıl öncesine gidin.
Ve lütfen araştırın, ondan sonra konuşun. Bakın, hangi başkanlar, takımlarını şampiyon yapmış, kupalar kazandırmış, başarılı-başarısız kaç hocayı göndermiş, bir yılda kaç hoca değiştirmiş... Rekor kimde?
Vallahi şimdiden beni merak saldı. Bu konuda hangi başkan şampiyon çok merak ediyorum.

Kerim’i gördünüz mü?

Bu sütunlarda aynen şunları yazmıştım: “Bu takımda rakibinden umulmadık anda top kapma özelliği olan süratli, çalımları, ani şutları ile göze çarpan bir de Kerim Frei gerçeği var. Gözardı etmek haksızlık olur. Biliç’in 20 yaşındaki Kerim’i takıma monte etmesi şart.”
Biraz geç oldu ama Kerim, Kayseri Erciyes maçında attığı 2 şık golle Biliç’i uykudan uyandırdı. İddia ediyorum 20 yaşındaki Frei bu takımda her maçta ilk on birde sahaya çıkar.

Halilhodzic ne demek istedi?

Halilhodzic, Lokeren maçı öncesi basın toplantısında telefonuna gelen mesajı gazetecilere göstermiş ve demiş ki: “Buraya gelmeden önce iki teklif aldım.” Bu teklifi kimler yapmış, neden yapmış, neye göre yapmış anlayamadım doğrusu. Çünkü Halilhodzic’in 7 maçlık karnesi hiç de iç açıcı değil. Şu anda 8 puanı var ve puan cetvelinde 12. sırada.

29 Ekim 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece Alves mi?‘’

Evet, Alves akıl dışı bir hareket yapmıştır, Fenerbahçe’yi 10 kişi bırakmıştır. Ama “ihanet etti, ülkesine gönderilmeli. Saygısızlık yaptı” gibisinden yapılan eleştiriler bana göre biraz ağır kaçtı. Bizler, yenilgiyi sadece Alves’e fatura edip gerçekleri “es” geçme yolunu seçersek yanlış bir iş yapmış oluruz. Geçen yılın şampiyonu ve Süper Kupa sahibi Fenerbahçe, 6 maçlık periyotta iki yenilgi almışsa ve bir de beraberlik elde etmişse, İsmail Kartal’ın bir değil iki defa başını ellerinin arasına alıp düşünmesi lazımdır.

Sadece İsmail değil ona bu görevi verenlerin, “Patron sensin, arkandayız” diyenlerin de bu aksak gidişatı masaya yatırmasının vakti geldi sanırım. Fenerbahçe ilk yarıda çok iyi oynamış... Tamam da ya sonuç? Kocaman hüsran...

Görünen o ki; İsmail hocanın kredisi yavaş yavaş tükeniyor. Derbide 2-1 yenilmişsin, “Her geçen gün gelişen bir takımız” diyorsun.
Hangi gelişme?
Yahu biz kör müyüz hocam!

Emenike niye
ilk 11’de çıktı? Milyon eurolar verilen, Alex’in boşluğunu dolduracağı söylenen Diego, kenarda oturtulursa bunun bir açıklaması olması lazımdır. Herkes “Emenike’yi niye çıkardın?” diye seni eleştiri yağmuruna tuttu. Ben de döndüğü gün Emenike’yi tek antrenmanla bu büyük derbide neden oynattın diye soruyorum. Sahi niye hocam? Anlaşılır gibi değil... Yerli-yabancı her teknik direktörün “Ah bizde olsa” diye iç geçirdiği Sow ile Webo forma için sıra beklerse burada bir yanlışlık var demektir İsmail hoca.

Geçen yılın ilk 6 haftasına bakın...
İsmail hoca, geçen yıl Ersun Yanal ile birlikte çalıştığı zaman ilk 6 haftada Fenerbahçe 15 puan toplamış, 5 galibiyet, bir yenilgi almış. Ayrıca 16 da gol atmıştı. Şampiyon takımın bu yıl altı haftalık karnesinde 10 puan yazıyor. 3 zaferle biten maç, 2 üzücü sonuç, 1 beraberlik ve atılan gol sayısı 7... Eğri oturalım doğru konuşalım. Eleştiri yapanları Fenerbahçe düşmanı görenlere sesleniyorum; şöhretler topluluğu Fenerbahçe’de taşlar şu anda yerine oturmuş değil. Oynanan futbolu beğenene hiç rastlamadım.

Sneijder‘in ‘atıyorum’ diye bağırmadığı kaldı

Sakın yanlış anlaşılmasın, Sneijder’in gollerine şapka çıkarılır. Fenerbahçe’de artık tarih olan Alex neyse Sneijder de Galatasaray’ın değişmezidir. Sneijder’in o gün sahada “Ben gol atacağım“ diye bir bağırmadığı kaldı.
Emre de çıkınca orta alanda sanki zelzele oldu. Alarm zilleri çalmaya başladı ve de Sneijder meydanı boş bulunca, istediği gibi top koşturdu. Oysa onun gibi tek başına maçı biranda çevirecek zekaya ve ustalığa sahip birinin başına bir veya gerekirse iki adam dikilmeliydi.

Büyük ayıp...
Ertuğrul Sağlam‘ı protesto eden Bursasporlu taraftarlara şaşırdım. Yadırgadım ve de üzüldüm. Arkadaşlar; Ertuğrul Sağlam’ın 2009-2010 sezonunda Bursaspor’u Süper Lig Şampiyonu yaptığını ne çabuk unuttunuz. O zaman ayakta alkışladığınız, omuzlara aldığınız, methiyeler düzdüğünüz soyadı gibi “sağlam” özü-sözü doğru eski hocanıza yapılanlar çok ayıp. Sağduyulu Bursaspor taraftarlarının benim gibi düşündüğüne inanıyorum.

22 Ekim 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İsmail hocaya açık mektup‘’

Hocam çok merak ediyorum:

-Fenerbahçe ilk yarıda döküldü. Baktım ikinci devre aynı kadro sahada... Devre arasında değişiklik yapılmaz diye bir kural mı var?
-Dünya markası diye transfer edilen Diego yerden kalkmıyor. Oysa ben dahil herkes onun Alex’in yerini dolduracağını sanıyorduk. Nedenlerini bir açıklar mısınız?
-Kuyt’a -nasılsa bu defa 70. dakikada çıkardın- 90 dakika nasıl tahammül ediyorsun?
-Gekas dört gol pozisyonuna girdi. 2’sini filelere bıraktı. Bir haftadır yazılıyor-çiziliyor, “Gekas‘a dikkat" deniyor. Adam, Fenerbahçe defansını yerle bir etti. Onu durdurmak için ne gibi tedbirler aldın?
-Fenerbahçe ilk ciddi gol pozisyonunu 90+3’te yani uzatmada yakaladı. Bu seni hiç rahatsız etmedi mi?
-Bugüne kadar Webo kaç maçta ilk onbirde sahaya çıktı? Böylesine kritik bir maçta Emenike gibi bir yıldızın 63 dakika kulübede kalmasının nedenleri doğrusu merak konusu...

Neresi harika?

Kuyt maşallah kulüp sözcüsü gibi. Takımla ilgili haberlerin gerçekleri yansıtmadığını söylemiş.
"İnsanlar soyunma odalarında neler olduğunu bilmez" demiş ve eklemiş:
"Bazıları takım olmadığımız yönünde eleştiriyor. 3 günlüğüne tesislere davet ediyorum. Geldiklerinde harika bir takım olduğumuzu görecekler.”
Merak etme Kuyt, Akhisar maçında sizleri gördük.
Akhisarlı taraftarlar beş dakika ayaklarında top dolaştıran futbolcularını "oley oley" diye coştururken Fenerbahçeliler kahroldu haberin var mı?

Lucescu’yu getirmek istemiş de...

Prandelli geçtiğimiz hafta içinde gazetecilerle yaptığı sohbette Galatasaray denildiğinde aklına Ünal Aysal’ın geldiğini söylemiş. Şu işe bakın; Ünal Aysal’ın kafasındaki ilk isim Lucescu imiş...
Başkanın konuşmasından kısa bir alıntı ile devam ediyorum: “Lucescu’yu getirmek istedik. Ancak Shakhtar Donetsk Başkanı onu bırakmadı. Cesare Prandelli’ye yöneldik ve kendisi ile anlaşmaya vardık.
Şimdi aldı beni bir merak...
Acaba Aysal’ın yerine gelecek başkanın aklındaki isim kim?

NOT: İçimdeki bir ses sayın Ünal Aysal’ın ısrarlara dayanamayıp yola devam edeceğini söylüyor.

Olcay tamam da ya Kerim

Bakıyorum hemen herkes Olcay’ı çıkardığı için Biliç’e yükleniyor.
Tamam ben de aynı kanıdayım.
Ama bu takımda rakibinden umulmadık anda top kapma özelliği olan, sürati, çalımları, ani şutları ile göze çarpan bir de Kerim Frei gerçeği var.Gözardı etmek haksızlık olur..Biliç’in , 20 yaşındaki Kerim’i takıma monte etmesi şart...

01 Ekim 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çizgi hakemi konu mankeni mi?‘’

Sadece “Auta, kornere, taca giden vuruşlara karar verir” diye bir madde mi var? Pozisyona en yakın adam Sinan Cem İyihuylu’ydu... Görevini yaptı, uyardı. Palabıyık ‘es’ geçse, o zaman da çizgi hakemi “Penaltı” dedi ama Palabıyık, “Kararları ben veririm” diyerek aldırmadı bile denecek ve yeni bir tartışma başlayacaktı. Zaten olmayan futbolumuzu saçma sapan gündemler yaratmakla, garip görüşlerle bu hale biraz da bizler getirdik. Ne ekersek onu biçiyoruz.

Emre de, Kartal da haklı
Kaptan Emre, bir hareketinden dolayı Emenike’yi uyarıyor. Normal, çünkü saha içinde patron o. Ama Emenike öyle bir sinirleniyor ki, tutabilene aşk olsun. Takım arkadaşları kendisini yatıştırmaya uğraşıyor. Aldırmıyor, hareketlerine devam ediyor. Ve de tribün beklenmedik bir şekilde patlıyor. Aslında seyircilerin Emenike’yi protestosu son derecede yanlış.

İsmail Kartal, ”Emenike‘yi niye oyundan?” aldı diye eleştiriliyor. Ben buna katılmıyorum. Eğer sahada herkes istediği gibi at koşturursa, kaptanın uyarısına tepki verirse ve de kim olursa olsun disiplinsiz
davranışlarına devam ederse, yapılacak iş onu soyunma odasına göndermektir. İsmail de bunu yapmıştır.

“Fenerbahçe, Emenike’yi nasıl kazanacak” diye merak edenler herhalde gazetelerde okumuştur. Emenike özür diledi beyler...

34. başkan kim?
Eski başkanlardan biri çıksa ve Divan Kurulu toplantısında, “Transferler başarılı olamadı. İtalya’dan büyük umutlarla ve büyük paralarla getirilen Mancini hayal kırıklığı yarattı. Bir yıl sonra gönderildi ve yerine yine bir İtalyan Prandelli getirildi. Neden İtalyan hoca?” diye sorsa... “Ve bütün bunlar 34. başkan zamanında yaşandı” diye konuşsa. Yani Ünal Aysal’ın adını anmasa şık olur mu? Elbette olmaz...

Ünal Aysal geçtiğimiz hafta divanda transfer harcamalarından bahsederken, Fatih Terim’in adını ağzına almadı, “Birinci teknik direktörümüz” dedi. Biri çıksa dese ki; “Ey Ünal Aysal, Galatasaray’da iki şampiyonluk yaşadın, ikisinde de takımın patronu Fatih’ti.” Sadece bu mu? Taraftarın “İMPARATOR” adını taktığı Terim, Cim Bom’u 4 kez üst üste şampiyon yaparak erişilmesi güç bir rekora imza attı. UEFA Kupası’nı kazandı. Yetmedi 2 Türkiye, 2 Cumhurbaşkanlığı ve 3 TSYD Kupası Galatasaray’ın oldu. Sarı-Kırmızılılar Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final sevincini tattılar. Sayın Aysal, işte bu yüzden Fatih’ten “Birinci teknik direktörümüz” diye bahsetmen çok hem de çok yadırgandı. Ayrıca Fatih bugün takımın başında olsa şu andaki kriz yaşanır mıydı, o da ayrı konu...


Mekanın cennet olsun İlhan
İhan Söyler’le Milliyet ve Hürriyet’te yıllarca birlikte çalıştık. İyi gazeteciliğinin yanı sıra beyfendiliği ile spor camiasının en sevilen insanlarından biriydi. Karşısında kim olursa olsun o hep gülen yüzü ile “Güzel kardeşim“ diye konuşmaya başlardı. Herkesin dostu, arkadaşı, abisiydi. Vefatı beni derinden yaraladı. Çünkü en büyük dostlarımdan biriydi. Mekanın cennet olsun güzel kardeşim...

24 Eylül 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Lefter ve heykeli..‘’

Geçenlerde Ada’ya giderken iki kişinin Lefter’in Büyükada’daki heykelinin yeri için konuştuklarına istemeden de olsa kulak misafiri oldum. Daha önce Hürriyet’de Ahmet Ercanlar’ın bu konudaki haberini okuduğum için dikkat kesildim. Konuşmalarından çıkardığım anlam, heykelin bulunduğu yeri Lefter’i sevenlerin beğenmediğiydi. Kimse kusura bakmasın, ben de onlar gibi düşünüyorum.

Lefter gibi adı Fenerbahçe Marşı’nda geçen Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından birinin heykeli bana göre vapurdan çıkar çıkmaz en görünür yerde olmalıydı.

Büyükadalılar’ın övünç kaynağı


Dünya’da her ülke yetiştirdiği bilim adamları, sanatkarlar, siyasetçiler ve sporcularla övünür. Büyükadalılar’ın da övünç kaynağı “Ordinaryüs“ lakaplı -O’na bu adı takan Manol abinin toprağı bol olsun - Lefter’dir. O hep ilklerin adamı olarak anılmıştır. Bir kere daha hatırlatayım:

-50. milli maçında altın şeref madalyası alan ilk futbolcudur.
-Adına jübile düzenlenen ilk futbolcu Lefter’dir.
-Kulübü tarafından bonservis ücreti alınmak suretiyle yurt dışına transfer olan ilk futbolcudur.
-Türk Milli Takımı forması ile en çok gol atan üçüncü futbolcu-21 gol- Lefter’dir.
-Fenerbahçe forması altında 615 maçta 423 golün sahibi yine Lefter’dir.
-3-1’lik Macar zaferinin başmimarıdır.
-Çizme’de Fiorentina, Fransa’da da Nice’de top koşturmuştur.

82 yaşındaki eşinin isteğine kulak verin

Tekrar ediyorum, heykel Ada’da herkesin göreceği bir yerde olmalıdır.

Niye olmalıdır?

Çünkü Lefter denince Fenerbahçe ve Büyükada... Büyükada denince Lefter akla gelir. Lefter gibisi gelmedi. Gelmez de... Fenerbahçe Asbaşkanı Turhan Şahin ile Ünal Uzun bu konu ile ilgili adaya gelmişler. Bilgi almışlar. Şimdi deniyor İskele Meydanı’na bir ikinci heykel dikilmesi için çalışmalar yapılacakmış ama konu o değil ki. Lefter’in eşi İstavrini hanımefendi anlatılanlara göre şu andaki heykelin yerini hiç beğenmiyormuş. Kızı da öyle... Ancak aileden bazıları da heykelin yerinde kalmasını istiyorlarmış. Sayın Belediye Başkanı Atilla Aytaç ve Belediye Meclisi üyelerinin bu konuda Lefter’in eşinin isteğine kulak vermesi en doğru hareket olacaktır.

10 Eylül 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Cevapsız sorular‘’

İsmail hoca, "Volkan Demirel’in aldığı cezadan ders çıkardığını düşünüyorum" demiş.

Merak ediyorum;

Arkadaşlarını Alves ile tribününde izleyen Volkan, Mert golleri yiyince acaba “Ben ne yaptım“ diye kendi kendini sorguladı mı, pişman oldu mu?

Merak ediyorum;

Erkan Kaş, Kuyt’ın ayağına öyle bir daldı ki, neredeyse kırılacaktı. Hakem Mustafa İlker Coşkun elini cebine götürdü. Kırmızı beklerken sarı çıktı. Acaba Mustafa bey akşam TV’de o pozisyonu izlerken ne düşündü?

Merak ediyorum;
İsmail Kartal, ”Bir oyuncu transferi istedim başkanımdan. Denedik, zorladık, olmayacağını bana söyledi" diyor. Hocam sendeki kadro geçen yıl şampiyon oldu. Kimi istedin, bari ufak bir tüyo ver.

Merak ediyorum;
Maç 2-2 olmuş. Millet heyecandan tırnaklarını yerken, Diego ceza alanında yere indirildi. Penaltıyı geç, bir sarı kart bile çıkmadı. Nedenini izah edecek birini arıyorum.

Merak ediyorum;

İşte size dört bilinmeyenli bir denklem. Volkan’ın yedeği Mert’ti. Mert’ten sonra gelen isim Ertuğrul. O da Sivas’a kiralık gitti. Karabük maçında Mertiğne ile oynadı. Trabzon maçına kadar Mert iyileşir deniyor. Ancak kafalarda bir soru var. Ya Mert’in o maçta sakatlığı nüksederse... Bu denklemi genç takım kalecisi çözer mi?

Sıra İsmail’de


Yerli hocalardan önce Mustafa Denizli, arkasından Aykut Kocaman Fenerbahçe’yi şampiyon yaptı. Ersun Yanal bu geleneği devam ettirdi. Sıra geldi İsmail’e...

Eğer Fenerbahçe bu yıl da ipi göğüslerse İsmail Kartal, Fenerbahçe’ye dördüncü yıldızı kazandıran teknik direktör olarak tarihe geçer.

Göreve geldiği gün “Bu yükü kaldırır-kaldıramaz” diyenler oldu. Hatta hatta daha ileri gidenlere de rastladık. ”Takımın resmi teknik direktörü Aziz Yıldırım” gibisinden ipe sapa gelmez görüşler yazıldı, konuşuldu.

Bunları söyleyenlere şunu hatırlatırım:

“İsmail Kartal, Aykut hoca ile şampiyonluk yaşadı. Ersun Yanal’la da öyle... Yani iki şampiyonlukta emeği var. Sezon başında ezeli rakibi Galatasaray’ı yenip Süper Kupa'nın sahibi olan Fenerbahçe’nin patronunun da İsmail Kartal olduğunu unutmayalım.

Hazır değili böyleyse!

Karabük maçında Diego 28 dakika oyunda kaldı. İstekli, arzulu ve de attığı paslarla, “Ben bu takımın değişmezi olurum“ mesajını verdi. İstatistiklere göre 31 defa topla buluşmuş, 23 isabetli pas atmış.
Bu kadar kısa sürede istatistiklere göre yüzde 82 başarı oranı yakalayan ve de “Şu an hazır değil“ denen Diego’nun tam kapasite sahaya çıkacağı zaman neler yapacağını kestirmek hiç de zor değil.
Diego şans verildiği taktirde Trabzonsor maçının flaş adamı olur. Hatta daha ileri gidiyorum Fenerbahçe’nin unutulmayan yıldızı Alex’in tahtına oturur.

03 Eylül 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Diego değil Caner‘’

Bana göre Fenerbahçe’de yılın olayı Diego’nun transferi değil...
Ya ne?
Caner’in Fenerbahçe’ye “evet” demesidir.
”Hayır” deseydi ne olurdu?
Kendisini isteyen Chelsea, Liverpool ve İnter kulüplerinden birine gider ve orada da Fenerbahçe’de olduğu gibi rahat rahat forma giyerdi.
Ancak Caner bol dedikodulu, “Galatasaray istiyor, Beşiktaş bekliyor“ gibi transfer haberlerine malzeme olmadan Başkan Aziz Yıldırım’a “Ben Fenerbahçe’de kalacağım” dedi.
Bu olay Fenerbahçe‘de “Biz bir aileyiz” sloganının ne denli tuttuğunun bir göstergesidir.

Zidane mi?
Hadi canım sen de!


Bazen küçük dilini yutası geliyor insanın. Baksanıza İtalya’nın ünlü spor gazetesi La Gazzetta dello Sport, Salih’i sayfalarda “Yeni Zidane” diye takdim etmiş. (gazetelerde okudum)
Aslında benim de hoşuma gitmedi değil.
Çizme basınında yazılanlar, çizilenler genç Salih’te, “Ya ben neymişim” diye bir duygu yaratırsa işte o zaman yolunu şaşırır sonra da zor toparlanır.
Salih’in daha yolun başında iken buna son derecede dikkat etmesi lazım.
Eğer Fenerbahçe’de kalırsa ve de formayı kaparsa, sadece Roma değil tüm Avrupa kulüpleri peşine düşer. Çünkü daha 19’unu yeni bitirdi. Ufku çok açık.

Nedenini çözmedim
Alex, Başkan Aziz Yıldırım ile konuşur-konuşmaz, yanyana gelir-gelmez; bu da beni hiç ilgilendirmez.
Gerçek olan şey; 8.5 yıl Fenerbahçe formasını giyen, 333 maçta rakip filelere 167 gol gönderen, istatistiklere göre 137 asist yapan kaptan Alex’i hiçbir Fenerbahçeli unutamaz.
Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay’la yaptığı söyleşide Başkan ve Aykut Kocaman için, “Asla kırgınlığım yok. Umarım mutlu olurlar” demesi programı izleyenlere “Bravo” dedirtti.
Ancak Alex’in, “Brezilya’ya döndüğüm andan itibaren bir kitap yazmaya karar verdim. Aykut Kocaman kitapta yer almak istemedi”şeklindeki sözlerine takılmadım desem yalan olur.
Niye, neden? Bunun bir açıklaması olmalı. Bekliyorum...

Beşiktaşlı bıktı


Hatırlayın 10 Ekim 2013‘te İbrahim Toraman ile Sezer kavga ettikleri için kadro dışı kaldılar.
Beşiktaş, Sezer için bir milyon 500 bin Euro bonservis bedeli ödemiş, kendisine de herhalde ona yakın para verdi.
O tarihten bu yana defalarca Başkan Fikret Orman istiyor, Biliç “Hayır” diyor. Kadroya alınacaklar-alınmayacaklar, af geliyor-gelmiyor“ haberleri gündemden hiç düşmedi.
Hatta Toraman’ın yerini doldursun diye Galatasaray’dan Dany kiralandı.
Bu kadro dışı olayı çok saçma. İşine yarıyorsa elinde tut ama öyle bir para cezası ver ki, bir daha ağzını açamasın. Veya sat, olmadı kirala...
Sezon sona erdi. Ne oldu? Şampiyonluk sloganı ile işe başlayan Beşiktaş ancak üçüncülüğü yakaladı. Maddi-manevi zarara uğrayan da Beşiktaş oldu.
Kusura bakmayın ama Sezer de, İbrahim Toraman da bu takımda bal gibi oynardı.

Hacıosmanoğlu devamlı konuşuyor

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu göreve geldiğinden bu yana futbol takımından çok konuşmaları ile manşetlerde.
Gündemden hiç düşmeyen konular 2010-2011 Kupası, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe iken bunlara yenileri eklendi.
Şimdi de hedefinde eski başkan Sadri Şener ve de Faruk Özak ile Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz... Az daha unutuyordum bir de Futbol Federasyonu var.
Sayın başkan göreve geldiğinden bu yana 10 arkadaşın istifa etti. Neden? Hep kabahatli olan taraf onlar mı?
Bakınız Trabzonspor lig yarışında başarısız oldu. Trabzonspor’a gönül verenler flaş transferler istiyor. Şampiyonluk özlemlerinin sona ermesini bekliyor.
Trabzonspor için artık laf değil icraat zamanı...

NOT: Futbol sezonu bitti. Uzunca bir tatile çıkıyorum. Bu nedenle yazılarıma ara veriyorum. Yeni sezonda buluşmak dileğiyle...

11 Haziran 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI