Arama

Popüler aramalar

‘’Serenata Napuletana...‘’

Trabzonspor ülkemize, hiç olmazsa 1 puanlık prestij ve moral sağlama amacıyla çizmeye gitmişti. Gitmişti de, İtalyan'lar Trabzon'daki futbol serenatına evlerinde de devam etti! Bordo Mavili ekip Avni Aker'de yaşadığı felaketin daha da beterini yaşamadıysa kalecisi Hakan'a dua etmeli. Calleson denemekten, kalecimiz kurtarmaktan bıkmadı. Serenata Napuletana'yı Pavoretti&Bocelli veya Franco Tenelli'den değil de Higuain, De Guzman, Meston, Gökhan İnler ve arkadaşlarından dinledik.

18. dakikada 'Trabzonspor Salih'le gole yaklaştı' derken, vurduğu top rakip kale alanı önünde Napoli savunmasından döndü ve o Napoli hücumu gol olarak ev sahibi adına yazıldı 1-0. Açıkçası Bosingwa sol stoperde olmamış! Uzun atılan, arkasına düşen her top tehlike olarak Hakan'a yönlendi, çocuk hem çok çekti hem de çok çeldi ama sektirdiği topların biri de gol olarak DeGuzman'ın ayağından geldi. Dakika 19'da 5-0 olunca ev sahipleri stres yapmadan bol bol konuk alanında gezindi fakat ille de gol atmak için açıkçası zorlamadı... O sınırlı sorumlu baskı uygulanan halde bile topları, arkadaşına iftira atar gibi kullandı bizim çocuklar Trabzonspor'un çok ciddi bir rektifiyeden geçmesi gerekiyor. Mehmet Ekici'den başka Napoli'li futbolculara doğru anlamda cevap verebilen başka biri yoktu. Napoli tıkır tıkır ayağa top oynuyor, bizimkiler de sanki topla didişiyor. Bloklar arası kopuk, sıkıştıkça yapılan uzun toplar ortaya karışık ve genelde rakipte. Adamların yaptığı en ufak bir baskı dahi takımda külliyen hasar yaptı. Şöyle çatır çatır, şakır şakır bir direniş, 'Trabzonda olan kazaydı' başkaldırısı bekledim ama göremedim yani. Orta alan ve hücum bölgesinde de doğru dürüst top alışverişi yapılamayınca mecburen İtalyanları hem seyretmek hem de dinlemek zorunda kaldım.

Uzun lafın kısası Napoli - Trabzonspor kapışmasında, Ferrari ile Karadeniz montaj Laz Rover yarışını büyük üzüntüyle izledim ve aradaki farka harbiden kahrettim. Böylesi harcanan paralara ve savrulan dövizlere vallahi yazık, billahi yazık. Trabzon sevdalılarına da yazık. Bu şehrin futbolcu üretimi yapan şahane seralarına ne ettinuz da bunca masrafla bu hale geldinuz? İnanamıyorum...

26 Şubat 2015, Perşembe 23:50
YAZININ DEVAMI

‘’İdam gelmeli!‘’

Yürekler yakan vahşet 'idam gelmeli' talebime adeta tavan yaptırdı. Insanı erkek olduğuna pişman eden vahşetin yapımcısı çakallara lanet olsun. Özgecan Aslan evladımızın da mekanı cennet olsun. Sabırlar hepimize.
Adnan Öztürk çok doğru bir çağrı yapmış. TSE belgeli, iktidar onaylı, sözde Galatasaraylı Nihat Doğan derhal ihraç edilmeli. 500 yıllık bilim eğitim kültür yuvasında böylesi modellere yer olmaz.

Hamza Hamzaoğlu skoru çabuk bulabilecek yapıda bir düşünceyle Arena'daydı. Bu arzuya paralel olarak Sercan'ın ortasında Tarık mükemmel vurdu ama kendi kalesine vurdu! Direk sağ olsun. Genç futbolcunun digitalmetresi uzun süre sıkıntıda kaldı, çok dalgalı ve telaşlıydı. Sakin olmak zorunda. Başında çok sabırlı ve futbolcusunu kazanmayı iyi bilen bir teknik adam var.

Beşiktaş'ın kazandığı penaltı pozisyonunun aynısını Galatasaray da yaşadı ama M.Kamil Abidoğlu'nun yüreği demekki M. İlker Çoşkun'da yoktu. Olmalıydı oysa.

16. Dakikada gün geçtikçe defansa yakışan Koray, Sneijder'in korner topunu indirdi Burak dokundu, Chedjeu diziyle itti acaba hiç eklemese miydi? 1-0... Sneijder bir bozoka salladı adeta ve 2-0. Mükemmel bir pas alış verişi izledim sonra. Ardından da Burak'ın Şahane vuruşu 3 - 0 Ikinci yarı Balıkesirspor 10 kişi kaldı, Galatasaray maalesef saldı. Gözden kaçmaması gereken bir zafiyet olmalı bu. 80'de Zec 3-1'i sağladı. Bilmem gereken mesaj not alınır mı?

Penaltı cezasının futboldan kaldırılmasıyla, idam cezasının memleketimizde yürürlükten kaldırılması pek farklı değildir. Ikisinde de akıl almaz sıkıntılar oluşur ve yaşamak zorunda kalırız. Benden uyarması!

17 Şubat 2015, Salı 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Ya sonra ?‘’

Galatasaray'ın kadro oluşumunda ciddi Sıkıntılar var. Bu olumsuz manzara nedeniyle hiç kimse Hamza Hamzaoğlu ve ekibine bakmasın sakın! Vaziyetin bir Numaralı sorumlusu Ünal Aysal ve danışmanıysa, iki numara da TFF, Fenerbahçe ve RC'ye daim yeşil Işık yakan baysuvatla, önüne gelene öpücük atan hersurat olmalı,bilmem anlatabildim mi?

Teknik kadro yoktan yonga çıkarmaya çalışıyor yani. bu kadar para saçıp böyle kadro darlığı oluşturmak her baba yiğidin harcı olamazdı ama bunlar el Birliği'yle başardı. Kalan paralar da Harcandı bakalım bundan sonra ne nasıl olacak, Galatasaray'ı acaba öpücük mü kurtaracak? Oyuncular mutsuz olunca sahneye konulan eser de tatsız oluyor! Eskişehirspor oyuna öyle bir başladı ki, ilk pozisyonda Muslera ikincisinde Manitu olmasa 2 farklı öne geçmesi işten dahi değildi Şimşeklerin.

Bu arada Çörekçinin Umut'u Börek gibi yediği bir pozisyonun ardından Umut adeta Boffen'le duvar pası yaptı ve golü attı! Galatasaray 0-1 önde, golde Umut var da ya futbolda umut var mı peki? Bence yok! 27'de Muslera önce yüzde 100 golü kurtardı, sonra da Eskişehirspor'lu Sisocco'ya adeta asist yaptı 1-1 bitti devre. Sarı-Kırmızılı takım yerleşim ve savunma organizasyonunda çok ciddi sorunlar yaşadı ama Ev sahibi de bu zaafiyetten yararlanacak fırsatları kullanamadı. Emre Güral direkten döndü, dönen topu kullanan Eskişehirli yoktu. Umut gitti ama Boşa gitti, bu olan bitene gol vuruşu zafiyeti mi diyorlar ne! Eskişehir golü bulayım derken adeta davetiye çıkardı ve Selçuk attığı golle Galatasaray'ın ligden kopmamasını sağladı 1-2 Galatasaray hak etmediği bir müsabaka Kazandı ve tepeye yakın kalmayı başardı...Ya sonra?

10 Şubat 2015, Salı 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan'ın kalburmetresi!‘’

Günün, ekonominin ya da siyasetin parametresi var ya! Galatasaray defansif hallerini de, ‘Aslan’ın kalburmetresi’ diye tanımlamak sanırım hiç de yanlış olmaz! Şenol Güneş, Sarı- Kırmızılı ekibin kalburdan farksız defansını öylesi mükemmel analiz etmiş ki, ilk 15 dakikada Bursaspor’un tam 5 gol atması işten bile değildi. Bursaspor futbol resitali sundu harbiden. Muslera kurtardı, Sabri çizgiden kafayla çıkardı, top direği yaladı falan filan yani. Futbol fakiri Aysal’ın strateji denilen değerden de bi haber olduğu belgeseli külliyen sahnedeydi dün gece. Gözünü sevdiğim danışmanı kalburdan beter edecek işlerle pek güzel becermiş, Galatasaray’ın savunmasını da, kasasını da! Umut şık paşlaşmalar sonucu oluşan atakta çok şık kafasıyla 1-0 öne geçirdi renklerini. Sonra bir uzun pasta kurabiye gibi dağılan Aslan defansı ve Volkan’la 1-1. İkinci yarı yine bolca izlediğim Bursaspor gol pozisyonlarından birinde Fernandao vaziyeti 1-2’ye getirdi. Hamza Hamzaoğlu’nun teknik adam reçetelerinin devreye girdiğini izledim Bursaspor’un öne geçmesi sonrası. Hamzaoğlu’na, Hazreti Hamza olası felaket konusunda çok yardımcı oldu! Muslera bir sürü gol tehlikesinden kutuldu. Hiç kimsenin ummadığı bir isim çıktı sonra ortaya, Bursaspor kaptanı Volkan! Barajın arasına girdi ve topu elledi. İkinci sarı karttan dışarı gitti, giderayak da takımına penaltıdan 2. golü yedirdi. Emre Çolak nefis vurdu ve Galatasaray’ı yenilgiden 2-2 beraberliğe taşıdı. Yarsuvat, AİG işine baktığı gibi bakar, bu beraberliği de paralele bağlar...

Aysal ve danışmanlarını da aklar!

02 Şubat 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Abdürcambaz çözemezdi!‘’

Dünün hava ve saha şartları futbolunu, Abdürcambaz ve ekibi becerisi dahi çözemezdi, Beşiktaş ve Galatasaraylı sporcular nasıl çözsün? Olimpiyat projesi daha ortaya atıldığında yazmıştım Fanatik’te,
‘Esenyurt ve civarında yüksek atlayan uçağa çarpar düşer. Uzun atlayan da Marmara denizine iner!’ diye. Futbola dönüldü sonra ve Fransa’dan getirilen rüzgar önleyici paneller dahi dayanamadı uçtu gitti. Ardından seyirci vazgeçti gelmedi. Stat civarında galibe karışanlara bunca yıldır erişilemedi! Olimpiyat kazığını önce 120 milyon dolarla necip milletimiz yedi. Sonra Galatasaray ve şimdi de sıra Beşiktaş’a
geldi. Yazıktır, günahtır. Koskoca ilk devre Ferrari, Lamborghini, Maseratti hamili futbolcular, Vespa motorsiklet ya da Mobilet temposu dahi örnekleyemedi. Ayaz üstü rüzgar, sanki sulu kar ve kupkuru tatsız futbol.

Hak ettiği gibi...

İkinci yarı ıstıraba biraz daha alışmış, soyunma odasında ısınmış futbolcuların farklı direnişi sahnedeydi. Devre arası önce Biliç sonra da Töre’nin omzuna asılan Melo, oyun başlayınca dakika 50’de Sabrinin asistine de asıldı ve top Beşiktaş ağlarına takıldı 0-1. Melo yattı kaldı, 62’de Kavlak’ta Çakır’ın kırmızısına takıldı, atıldı. Veli’nin Sneijder’e kroşesi? Selçuk’un şahane aparkatı, Tolga’nın mükemmel eskivi 4X4 Navigatör’ü hak etti gibi. Şey! Şutu ve kurtarışı olacaktı! 10 kişi kalan Beşiktaş vitesi yükseltti, Kerim Fray etkiliydi. Bruma da hücum için girdi ama savunma etkinlikleri gösterdi! Bu arada Sneijder cansiperane bir müdahalede bulunup uzandı, yerine Olcan geldi. Turan Selçuk’un ölümsüz eseri kahramanı Abdürcambaz’ın çözemeyeceğini, Önce Brasillian Tarzan Melo çözdü ve Burak son anda attığı
2. golle de Cim Bom’u zirvede tuttu... ‘3 puan çok güzel’ product&tolking by Taffarel!

05 Ocak 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mutluluk çubuğu...‘’

Hamza Hamzaoğlu ve İrfan Buz işbaşı yaptıklarından itibaren, camialarına mutluluk çubuğu gibi geldiler. Yarsuvat'ta, Cavcav da dün gece oynanan futbola baktıkça, çok mutluydular kanımca. Aslında TFF'nin Galatasaray'a verdiği ceza, Cavcav adına 'şap' tan farksızdı ama ne yapalım? O kadar kusur Erdoğan'ın oğlunda da bulunur! Baba Demirören Yıldırım başkan kararlarına karışmıyormuş duyduğum kadarıyla ama Gençlerbirliği'ne bu ceza pahalıya patladı valla!

Karakterli iki teknik adam ve ekibinin, karakterli futbol sunumlarını keyifle izledim başkentte dün gece. Buz ve Hamzaoğlu sadece karakter değil, akıl dolu beyinler de taşıyor ve bu güzellik her açıdan sahaya yansıyor. Yürekli kendinden emin ve ne istediklerini bilen futbolcuların şık mücadelesi izlendi.

Başarı limitleri üst düzey olanlar da, durumu tartışılacaklar da var ama Emre Çolak ve İrfan Can artılarıyla kaldı dimağımda. Antalyaspor'da orta saha fenomeni olarak tanıdığım Burak öyle bir pas attı ki Emre'ye şahane. Selçuk'u, Olcan'ı. Burak'ı ve Emre'siyle virtüözler sunumu vardı sanki Galatasaray'ın attığı golde 0-1.

Stancu ve Ahmet Çalık'ın Muslera maharetleri izlememiz nedeni şık vuruşları ve heyecanlandıran keyif veren zerre iç karartmayan mücadele. Stancu konuğu boş geçmeme alışkanlığını sürdürebilmek için itinayla uğraştı ve 71'de attığı şık kafa golüyle de muradına erdi 1-1. 90'da Burak'la gol şansı yakaladı ama Ramazan izin vermedi. Son bölümü adeta nefes kesen mücadelenin birlik ve beraberlikle sona ermesi, kısmen de olsa iki tarafı da mutlu etmiştir mutlaka!

27 Aralık 2014, Cumartesi 10:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bal gibi zafer‘’

Balıkesirspor’da olumlu yönde bir kıpırtı göze çarpmaktaydı son haftalarda. Ama bu uğraşı sonuca dönüşemiyor, onca emek kurufasulye kaynaklı tabii gaz misali havaya karışıp zayi oluyordu. Oysa tek
kıvılcım çakılsa dahi belki de rakip berhava olacak, birçok kaybedilmiş puan belki de sağlanmış olacaktı. Aslında dün anlaşıldı ki Balıkesir’in galebesi için sadece bir kıvılcım değil, çok kıvılcım gerekecek. Kolay teslim oluyorlar çünkü! Kasımpaşa henüz 8. dakikada Scarione ile öne geçti: 0-1. Topu Kasımpaşa ceza alanı civarına taşımaktan öteye geçemeyen, 44’te mutlak bir golden Vargas hamlesiyle
kurtulan Balıkesirspor’un ikinci 45 dakikada tsunamiden farksız hale geleceğini acaba kim tahmin edebilirdi?

Şota’dan yanlış tercih

50. dakikada Uğur ve Sercan mükemmel geldi ve Gökhan durumu 1-1’e getirdi. 53’te Vargas ve Burak adeta dejavu yaşattıkları bir pozisyonda yine geldiler ve Sercan Balıkesirspor’u 2-1’e taşıdı. 54’te bu kez Tunay Torun çok temiz vurdu: 2-2. Sonra Şota’nın pistte İsaksson’un da kalede yerle bir olduğunu görüyorum! Uğur mahareti Sercan becerisi dakika 65 ve skor: 3-2. 66’da Scarione’yle Kasımpaşa’nın
beraberlik şansı kaçtı. 78’de Ali Öztürk ev sahibini bir daha sevindirdi: 4-2. Külliyen hücuma geçen Sota ve ekibi 80’de Donk’la 4-3’ü yakaladı. Aynı Donk az sonra yüzde 100’lük gol şansını kullanamadı ve Muğdat işi Balıkesirspor lehine 90’da 5-3’e bağladı. Balıkesir gole yeterli kıvılcımı çakınca, emeğin berhava olmadığı, Kasımpaşa’yı gollerin yaktığı bir iklim yaşandı.

22 Aralık 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’ŞEB-İ ARUS‘’

Hamza Hamzaoğlu ve futbolcuları ŞEB-İ ARUS gecesini, şeb-i aşk mutluluğunda Galatasaraylı'lara armağan etti. Konyaspor taraftarının stadın hakkını verdiğini söylemeliyim. Düğün gecesi tadında ve güzelliğinde şahane bir ortam sunuldu futbol dünyamıza. Ev sahibi topa daha fazla sahip olan ve kontrolü elinde tutan kıvamda başladı müsabakaya. Fakat Galatasaray'ın başında da; çarşafa dolanmaktan ödü kopan telâş içinde bir İtalyan değil, kendinden emin ve güvenli üstelik de ne yapması gerektiğini iyi bilen bir Türk vardı! Orta alanda sibop kaçıran savunmada patlayan Galatasaray'ı tamir etmiş Hamzaoğlu. Emre'nin ne denli yararlı oynadığından söz etmiştim zaten, yanıltmadı şebâb aşısı. İlk gol Chedjou üretimi pozisyonda Umut'la geldi. Emre'nin attığı bir şahane gol var sonra. Selçuk'un soldan ortasına gelişine mükemmel bir iç vuruş ve ağlarla buluşan meşin yuvarlak 0-2. Şebâb aşısının şahane golü gecenin sonu nasıl olacak? Habercisiydi gibi! Konyaspor sezon başından itibaren evinde yemeyip biriktirdiği ne kadar gol varsa bu geceye saklamıştı sanki! Burak ev sahibi ikramını affetmedi 0-3 ve Sabri asistiyle de 4'ledi. Hamit de Sneijder'in direkten dönen topuyla 5'i de ağlara gönderdi. Bu gecenin şifresi orta alanda savunma aksiyonlarına katılan oyuncu sayısının daha yoğun olması ve zaten var olan hücum hünerlerinin de doğru anlamda skora katkı yapmasıdır. Galatasaray çok farklı ve olumlu bir karakterle taraftarlarına dönüyor az daha sabır, ŞEB-İ ARUS yeni başladı!

14 Aralık 2014, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI