Arama

Popüler aramalar

‘’Trabzon'da Vahid Hoca etkileri!‘’

Elinde şu an son yılların en iyi kadrosunu bulunduran, her istediği, hatta istemediği bile alınan Boşnak teknik adam, Rostov gibi sıradan bir ekip için bile ‘elersek mucize’ demiş, ancak ilk maçta öğrencileri kendisini farkı kaçırarak mahcup etmişti. Pasaport kontrolünden başlayıp, maç yayın skandalına imza atarak ortamı geren Rostov’un saha içinde de hiç misafirperver olmayacağı ise Vahid Hoca’ya bırakılmayacak, bizim de paylaşacağımız bir öngörüydü.

Yani 2-0’ın rövanşının daha zor olacağı kesindi, bunu aşmanın yolu da belliydi. Topa çok sahip olmak, rakibin direncini kırmak, fauller alıp karta zorlamak, atılacak bir golle de rakibin fişini çekmek. Zaten sakat ve hastalardan dolayı ilk maça oranla zorunlu bir giden Halilhodziç bir fantazi yaparak Cardozo ile Yusuf gibi bu saydığımız işleri kolaylaştıracak 2 oyuncusunu da kulübede başlatarak mücadelenin zorluk derecesini bir kat daha artırdı.

Buna rağmen Rostov’un ite-kaka oynadığı, yaratıcılıktan yoksun futbolu genelde Trabzonspor duvarına, birkaç kez de direğe çarparak eridi. Fakat bu noktada şunu da söylemek... İlk yarıda rakibe bu kadar topla oynama izni vermek, kornerlerde 11’e 1 geride kalmak, sadece savunmak ne Vahid Hoca böyle istese bile ne de başka bir gerekçe ile Trabzonspor’a yakışmayan bir tabloydu. Geçilen tur dışında tamamen unutulması gereken bir geceydi Rusya’da yaşananlar ve çok net söyleyebilirim ki maçı izleyemeyenler hiç bir şey kaçırmadılar.

29 Ağustos 2014, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon kenti tarih yazarken!‘’

Cardozo’nun attığı gol kendisi için küçük ama Trabzonspor için büyük bir adımdı. Maalesef Trabzon şehrinin eksikleri takımın çok çok önünde.

Sezonun ilk resmi ama sonucu Avrupa macerasının geleceğini belirleyecek Rostov maçı, Trabzonspor kadrosu adına bize bazı ip uçları verdi elbette. Kamp kaçırdığı için arkadaşlarından geri olanlar da vardı, Avrupa-Süper Lig statüsü gereği kadroda olma ihtimali az bulunanları da kafamızda şekillendirdik, bazı eksikleri de tespit ettik.

Takımın eksikleri daha fazla çalışarak, sınırları zorlayarak, daha iyi motive olarak giderilir, giderilemeyen noktada en fazla puanlar kaybedersiniz ama Trabzon kentinin eksikleri takımınkilerin çok çok önünde. Anlamsız bir tablo vardı Avni Aker’de. Neredeydi futbol şehri Trabzon’un futbol aşıkları. Son dönemlerin en iyi kadrosu kurulmuşken, Vahid Halilhodziç gibi eski ve sevdikleri bir ‘dost’ takımın başına geçmişken, hedef çok yükseğe konmuşken! Nerede?

Neye, kime tepki bu! Anket yapmıştık Fanatik.com.tr’de geçen sene. Niye gitmiyorsunuz maçlara diye. Heyecan eksikliği öne çıkmıştı. Bilet fiyatları, stadın şartları da vardı sıralamada. Heyecan dediğiniz şeyin altını herkes başka doldurur ama futbola genellersek ‘iyi kadro, yüksek hedef’ diye özetleyebiliriz. Bu kadrodan bunu görmeyen Trabzonlular’ın beklenti çıtasını merak etmemek elde değil! Bilet fiyatları şikayetinin yerini yeni dönemde passolig kart meselesi aldı, biliyoruz ama ne kadar mazeret olur onu da takdirlerinize bırakıyoruz. Ve Avni Aker’in durumu! Şu an tam tersine bir motivasyon kaynağı. Birçok tarihin yazıldığı Avni Aker’in son yılı, tarihe tanıklık etme fırsatı. Vs Vs... Aslında ne desek boş, bunu gösterdi Trabzonsporlu taraftarlar. Vahid Hoca gider, Başkan Hacıosmanoğlu bırakır, sistem 4-4-2’den başka bir şeye, takım Avni Aker’den Akyazı’ya taşınır ama bu duygusuzluk, bir kentin en büyük markasının bu şekilde yalnız kalması da tarihe yazılır.

Vahid Hoca aslında ne diyor?
Vahid Hoca daha gelmeden yazmıştık, ne kadar net bir insan olduğunu, son söyleneceği ilk söylediğini, unutulacak değil hatırda kalacak demeçler verdiğini. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse tüm bunları bilen biri olmama rağmen kendisini beni Avusturya’dan beri hayretler içinde bırakıyor. Gerçekleşme olasılığı olmadığını bilmesine rağmen ilk 11’e 10 oyuncu istemesinden tutun da, Rostov hakkında konuşurken tur için mucize ifadesi kullanmasına kadar... Dobralık, samimiyet tamam ama bu Halilhodziç kendi çizgisinin de, sınırlarının da önüne geçmiş durumda sanki. Yönetim Trabzonspor tarihinin belki de en büyük operasyonunu yaptı, hocanın da istediği oyuncular aldı, her mevkiiye takviye yapıldı. Zamana ihtiyaç duymasına biz de saygı duyarız ama Rostov’u bir kabus gibi göstermek, sanki ‘gönderin beni daha ağır konuşmadan’ dercesine çıkışlar yapmak, kapalı kapılar ardında konuşulması gerekenleri aşırı kalabalıklarla paylaşmak bizim bildiğimiz Vahid Hoca profifilinin dışında. Çünkü hocaya kızmak kadar gülmek de yakışıyor, Rostov sonrası gördük.

Cardozo için küçük ama...


Attığı gol biliyoruz ki Cardozo için çok sıradan, onu çok uğraştırmayan, ezberlenmiş bir hamle ile gelen bir goldü. Ancak Paraguaylı’nın attığı gol kendisi için küçük ama Trabzonspor için büyük bir adımdı.

Çünkü Trabzonspor’un uzun zamandır tam olarak neye ihtiyacı olduğunu gösterdi. Tek vuruş yapacak, daha fazla oyalanmmaya ihtiyaç duymayacak, zeki ve özgüven yükseltecek bir forvete... Hep devşirme isimlerle çözülmeye çalışılan sorun Cardozo ile önce kağıt üzerinde, Rostov karşısında da yeşil zeminde çözülmüşe benziyor. Hocasının dediği gibi, bir de 2 ay sonra tamamen takım seviyesine ulaştığında patlama yaparsa o zaman Trabzonspor’un her maçtaki galibiyet oranına tek başına çift haneli sayılarda katkı yapar demmektir. Cardozo’nun en büyük yardımcısı ise takımdaki diğer forvetler olacaktır. Yaşı itibariyle, Avrupa, lig ve kupa etabında çok yıpranmması ona yeni sorunlar yaşatabilir. Bunun önüne geçecek olanlar da Gökhan ve Deniz gibi iki yerli ve hep hazır beklemesi gereken yerli forvetlerdir.

23 Ağustos 2014, Cumartesi 02:34
YAZININ DEVAMI

‘’Ayıptır Trabzon!‘’

Takım olma, bireysellikten birbirini ezberleyerek oynama noktasına geçişte Rostov ideal bir rakip. Zorla çıkıyorlar, dağınık savunuyorlar. Skorun büyümemesi rakipten ziyade Trabzonspor’un sistem ve takımının yeniliğinden. Ancak Rusya’da da Trabzon’a çok sorun çıkartacak bir halleri yok, bu da her idmanda biraz daha gelişen Fırtına için büyük avantaj.

Onur, Bosingwa ve Yusuf bıraktığı iyi yerden devam ediyor, Belkalem hem garanti savunuyor hem saldırıyor, Kevin organizasyon için önemli. Sefa 11’i zorlar, kamp açığına rağmen kalitesi ile skor bulan, fazlasını kaçıran Cardozo’nun sezonda çok iş yapacağı kesin. Zaten bu kadroda kulvara göre daha çok taş yerinden oynar.

Bu kadar maç yeter. Daha rövanşı var, oynanacak bi sürü başka karşılaşma da. Ama bazı durumların rövanşı da telafisi de yok

Sadece sahadakilerle değil, kulübede oturan topçusuyla, artık samimiyet barajını aşıp gereksizliğe doğru kayan açıklamalarına rağmen Vahid Hocası ve hepsinden önemlisi koyduğu hedeflerle bambaşka bir Trabzonspor
sahadaydı. Üstelik sezonun da ilk maçı. Hava mevsim normalinde, rakip ise kurayı kendin çeksen ayıp olur diye topu geri atacağın nitelikte. Peki futbol şehri (!) Trabzon’un futbolseverleri nerede? Dün gece acaba Trabzon’da hangi dünyaca ünlü büyük bir etkinlik vardı da Trabzonlu futbolseverler maçta değil de oradaydı, son hizmet senesindeki Avni Aker boş kalmıştı. Her şeye muhalefet olmakla, kongrelerden takımdan çok keyif almakla bir kentin en büyük markasını böyle küçültenler, kentin heyecanını emenler dün geceden biraz utanmıştır belki.

22 Ağustos 2014, Cuma 10:00
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon'un son ihtiyacı‘’

CHP ve MHP’nin ortak adayı İhsanoğlu başkan olamadı ya hani... CHP’de belki de seçilmesinden büyük bir heyecan ortaya çıktı ya hani... CHP içinde hep böyle bir güruh var ve hep böyle kurultaydan hoşlanıyor, kendi adayını desteklemek yerine muhalefet yapıyor, sonra da kurultay diye toplaşıyorlar ya hani...

Bir benzeri de Trabzonspor’un içinde var. Kongre severler bir güruh. Öznesi tıpkı iktidar CHP gibi, başarılı Trabzonspor olmaktan çok uzak bir kitle. Kafalarında hep şu var; haydi kongre.
Aday desen yok. Ekonomi politikası yok. Transfer politikası yok.

Ne var peki, kongre var kafalarında. Ellerinde kağıt kalem, kimden ne imza buluruz, ne yaparız, ne ederiz kongreye gideriz. Desteklediği adayın arkasından bile 3-4 ay sonra kongre ateşini yakan bir kitle bu. Her oluşumun içinde olmuş ama elini bir kere taşın altına sokmamış, kongre turizminden beslenmiş bir kitle.

Sakın yanlış anlaşılmasın. İbrahim Hacıosmanoğlu, dünyanın en iyi başkanı, en iyi Trabzonspor Yönetimi’nin patronu falan demiyorum. Çok ciddi hataları var, transferde, yönetim şekillendirilmesinde, kırdıklarında. Ancak bu yönetim bir yola girdi, sadece kongre yapalım diyerek bir kongreye gitmek, üstelik attığı imza dışında ne olacağına dair en ufak bir stratejisi olmayanlarla yola çıkmak Trabzonspor’un son ihtiyacıdır.

Sevin, sevmeyin, ters gelsin, düz gitsin. Bu yönetim, Başkan Hacıosmanoğlu istediği süreyi, 1-2 yıllık sportif beklenti dönemini hak etmiştir. Hacıosmanoğlu buraya kongre turizmi ile değil, Albayrak’ın ekibinde 2. adam olarak, ardından kongreye girip kaybederek, muhalif kanattayken bile yönetimlerin süresini doldurması prensibine uyarak gelmiştir. 50 kere falan yazdım, söyledim. Hiç de değişmemiştir. Sert, son söyleneceği ilk söyleyen, radikal karar almaktan çekinmeyen bir kişiliktir. Trabzonspor’un sokağının, halkının, taraftarının sesidir. Kabul edin ya da etmeyin, Trabzon’un genel tablosu ne ise Hacıosmanoğlu odur. Sevmememek, yakın olamamak, avam falan bulmak bir iktidarı değiştirmek için yeter sebep değildir. Değişim için yeni bir şey söylemek gerekir. Yoksa kongre turizmi Trabzonspor’un artık ilacı değil, hastalığının ta kendisidir.

Trabzon kaç kişi!

Bazen tepki mesajları alıyorum ama tekrarlamaktan çekinmeyeceğim:

Trabzon kentinde hafta sonu yapılacak en büyük etkinlik, sosyal faaliyet Trabzonspor maçına gitmektir. Şimdi gerçekten de sıra dışı bir kadro kuruldu, 2 sene içinde de iyi bir teknik kadro yapılanmasıyla bu takımın o beklenen heyecanı karşılayacağı kesin. Kentten gelen rakamlara gelince...

20 bin dolayında forma, özne Cardozo. Normal ama eksik var hala. Son kampanya sadece Trabzon’u değil, Türkiye’nin her tarafındaki Trabzonsporlular’ı etkileyecek türden: Her eve 1 kombine, 1 forma.
Ekonomik standartları düşününce normal, hayli mantıklı, beklentisi olabilecek bir durum. Sadri Başkan (Şener) hep söylerdi, “Serhat, bu kombine ve forma işinden para kazanmak, ordan gelecek parayla büyük transfer yapmak zor. Bu işin en önemli tarafı bizimle beraber kaç kişi yürüyor onu görmek” diyerek. Doğru. O kart ve forma sayısı işin başındakilere, sahadakilere kaç kişi olduğunu göstermek aslında, başka da bir şey değil. Trabzonspor kaç kişi göreceğiz.

Hami hoca işi

Hami Mandıralı’nın Trabzonspor ve Trabzon için ne demek olduğunu, onun bu kenti nasıl sevdiğini falan anlatmayacağım. Kendisi için çok kısa ama kariyeri adına bir hayli riskli dönemde taşın altına elini sokması ve buna karşın elde ettiği başarı alkışlanacak türden. Luce olsa kalacaktı, Vahid hoca oldu işler değişti falan hepsi ayrı. Bu hayat çok profesyonel. Buna da tamam. Ancak Başkan Hacıosmanoğlu ile Hami Hoca’nın diyaloğu başkaydı. Abi-kardeş gibi. O diyalog getirdi biraz da geçen sezonun sonundaki iyi işleri. Başkan bazı işlerini bazı profesyonellere bıraktı ama atladığı şey kimsenin o ağabeylik işini yapamayacağı. Başkanın 1 dakikası profesyonellerinin 1 günü. Kırılmalar, dökülmeler de cabası. Hami Hoca, kırılmayı hak edecek, profesyonel düşünülmeyecek bir adam. Bunu da en iyi bilen Başkan. Ve haliyle bu işi de çözmek sanırım kendisine kalacak.

14 Ağustos 2014, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Forvetin kadarsın‘’

İlk 15 dakikasında maçın başladığını bile anlamamıştık. O kadar sıradan, idmanın az üstü bir maçtı. Hatta başkanın karşılanışı, Belkalem’in gelişi ve Alp Dağları’nın beleş tepesi daha çok dikkatimizi çekmişti. Sonra Köln baktı, Trabzon oynamaya niyetli değil, başladı oynamaya. Dolayısıyla Vahid Hoca da oynatmaya. Hatta üst üste gelen 2 golden sonra kızmayı bile bıraktı.

Sonra yine Trabzon atakları, Bundesliga disiplinindeki Köln karşılamayı ve herkesin unutacak bir hazırlık maçı sonucu.

Fakat bize neyi gösterdi bu maç diye sorarsanız.

Bir kere Colman bu takımın hala en yetenekli isimlerinden.

Ayak uyduracak ya da en kötü işini kolaylaştıracak oyuncu lazım yanına. Bourceanu sakatlanmasa tam bu işin adamıyım ama şimdi Soner ve türevleri ile olmaz. Malouda o işin değil Colman’nın iyisi. Kanatlarda çok büyük sorun olmaz ama en büyük ve her şeyi derinden etkileyecek durum forvet meselesi. Bugün yine basit şekilde söyleyelim Trabzon’un tüm rakiplerinin kafasını kaldırdığı zaman yerini tarzını bildiği golcüleri var. Trabzonspor’da ise 2 sezona yakın bir ezber yok. Bu ezber olmadığı sürece teknik adamların da kabul ettiği şekilde orta saha akını yeni ve düzensiz bir hücum oluyor.

Ve final. Topu rakip sahaya geçirdiğiniz kadar değil kaleyi gördüğünüz kadar puan - para - hedef yakalayabilirsiniz bu yapı içinde.

01 Ağustos 2014, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Halilhodziç ve gerçekler‘’

O yakın geçmiş efsanesi olarak kabul edilen, Fatih Tekke’li, Gökdeniz’li, Hüseyin Çimşir’li kadronun sert çalışma prensiplerine rağmen Boşnak teknik adama nasıl saygı duyduğunu anımsamış, “Futbolcular paralarını almak için bankaya koşarak gidiyor, ancak aynı performansı idmanda göremiyorum” sözleriyle bizi yine renkli günlerin beklediğini düşünmüştüm.

Doğrusunu söylemek gerekirse aradan geçen bir hayli zamana rağmen Vahid Hoca’nınhiç değişmediğini gördük. Kendisinin de altını çizdiği, oyuncuların pek hoşuna gitmeyen, zorlayıcı antrenman metotlarına ek olarak kısa sürede flaş çıkışlarıyla manşetlerdeki yerini de aldı Halilhodziç.

Özellikle yaptığı basıntoplantılarındaki net tavrı aslına bakarsanız hem yönetim hem de taraftarlar için bir şans. Çünkü kararsız ve ne istediğini tam olarak bilmeyen, Trabzonspor’un heyecan zeminli hedeflerini paylaşmayan teknik adamlardan bu kulüp bir hayli zarar gördü. O da olsa olur, bu daolsa olur, şeklindeki teknik adam davranışları Trabzonspor’a sadece zaman değil, ciddi paralar da kaybettirdi.

Her ne kadar 9-10 transfer beklentisi takımdaki oyunculara üst tondan mesaj olsa da Halilhodziç’in ne istediğini bilmesi, hedefi çok yüksek çizmesi ve tercih anlamında fantezi yerine bildik deneyimlere başvurması Bordo-Mavili yönetimin de en büyük kazançlarından biridir.

Ancak tüm bu kazançlara rağmen Vahid Halilhodziç’in bu dobra tavrının işlerin sıkıntılı gideceği zamanlarda muhatapları için biraz sorun olacağı da muhakkak. Her ne kadar dobralıktan yana olduğumuzu beyan etsek de bir çoğumuz gerçekler yüzümüze çarpıldığında afallarız. Bu d Vahid Hoca’nın 61’inden sonra değişmeyecek bir huyudur.

30 Temmuz 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Halilhodzic ne dedi?‘’

Trabzonspor’un ilk maçının ardından futbolcuların değil, hocanın verdiği mesaj gündem oldu. Normaldi. Çünkü ilk andan itibaren, “Transfer lazım” diyen Vahid Halilhodzic bu kez, “Görünen o ki 9-10 oyuncuya ihtiyaç var” demişti. Hazırlık maçlarının skoruna bakmadığımız, derinliklerine yoğunlaştığımız gibi, Vahid hocanın bu mesajını da dümdüz okumamak lazım.

Halilhodzic, Trabzonspor’u biliyor, tanıyor, yabancısı değil. Geçen sene ne yaptı, bu sene ne istiyor, ne kadar paras var, duruma hakim. Yetkileri geniş, bütçesi yüksek. Alınan oyuncuların Türkiye kariyeri hakkında kendisine bilgiler aktarıldı, görüşülen yerli oyuncular yönetime, yabancılar ise kendisine emanet. Şu ana kadar kadrosunda yüzde 70 oranında bir değişime gitmiş Trabzonspor’un 10 oyuncu daha alamayacağını, almayacağını, almaması gerektiğini en iyi bilenlerden biri de Vahid hoca.

Oyuncularının hiç hoşuna gitmese de günlerdir çok yoğun çalıştığını, acı çektiğini söyleyen de Vahid hoca. Geçen sezondan çok hazır bir kadro almadığını, bu yapıyı iyileştirmeye, aile havası oluşturmaya çalıştığını söyleyen de Vahid hoca.

Müthiş bir yağış altında, 45 dakika oynayan yorgun oyuncularının resital vermeyeceğini bilen de Vahid hoca.

O zaman ne demek istedi Vahid hoca!

3-4 oyuncudan 9-10’a çıkması mevcut kadroya bir mesaj. Onur’u, Bosingwa’sı, Malouda’sı, Colman’ı, Yusuf’u, Mustafa’sı, Serdar’ı, Emrah’ı olan bir kadroya 10 oyuncu almak akıl kârı değilse bile gelecek için herkesten vazgeçme mesajını da içeriyor. Bu kadroda yer bulan yıldızlar arasından kendine yer açmak isteyen gençlerin Vahid hocanın mesajını iyi okuması, anlaması lazım.

Transfere gelince...
Acil ihtiyaç tablosu belli... Stoper, orta saha ve forvet. 3’te 3 yapmak pek mümkün değil ama en azından 2’sinin 11’e olması şart. Eğer hazır gelecekse, Dünya Kupası görmüşse çok geç değil halâ.
Fakat geçen her gün Vahid hocayı yeni mesajlar vermek, gündemi değiştirmek zorunda bırakacak sanki!

28 Temmuz 2014, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her yardımcı bir Halilhodzic!‘’

Topsuz salon veya kros çalışmasını da hesaba katarsanız günde 3 idman... Uzun geçen tatilin ardından, üstelik sıcak havada... Henüz ciddi bir yorgunluk emaresi ve kaytarma durumu söz konusu değil belki ama böyle süreceğini düşünürsek oyuncuların en sıkı kamplarından birini geçireceği kesin. Ancak gördüğümüz o ki, Vahid hoca futbolcuların kendi gelişimleri için olduğunu bilmelerine rağmen nefret ettiği, topsuz çalışma ile toplu oyun ayarını çok iyi dengelemiş durumda. Bıktırmıyor, bezdirmiyor. Olur olmaz müdahale etmiyor, yardımcılarına ciddi inisiyatif verip onları oyuncuları gözünde önemli bir noktada sınıflandırıyor. Bu da her yardımcıyı ayrı çalışmalar sırasında bir ‘Vahid Halilhodzic’ kılıyor.

‘Değişik’ adam algısı

Vahid hocanın kısa sürede takıma aşıladığı güven ve ‘herkese eşit mesafe’ prensibi idmanların belirleyicisi.Yıllardır birçok isimle yakın çalışan, mesai harcayan kulüp elemanları da dahil olmak üzere Halilhodzic için genel kanı, ‘değişik’ biri olduğu yönünde. Bu kendisini çözememenin getirdiği, ‘değişiklik’ değil. Tam tersine, çözdükleri ve kısa sürede anlamaya başladıkları için ‘değişik’ diyorlar hocaya. Amirinden memuruna güven vermiş durumda. Taraftara da... Malouda gibi bir yıldız kadar imza veriyor, fotoğraf çektiriyor. Kısacası kredisi zirvede başlıyor.

Ya yıldız olurlar ya da...

Avusturya kampında olan her oyuncunun çok şanslı olduğu kesin. Sorunlulardan, gönderileceğini bilen mutsuzlardan, yönetici hengamesinden uzak, kafa rahatlığı ile çalışıyorlar. Hocanın geçen senenin verileri ve genel bakış dışında bir önyargısı da yok. Colman ve Malouda’nın takımda olması, buna en güzel örnek. Fakat bu fırsatı kullanamayan, kardelen misali üzerindeki toprağı geçip gün yüzüne çıkamayan futbolcular için maalesef Trabzonspor defteri kapanır. Çünkü bu takımda Vahid hocanın da dediği gibi vasata asla yer yok.

22 Temmuz 2014, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI