Arama

Popüler aramalar

‘’Yürek dayanmaz!‘’

Bitime 270 dakika kaldı. Bu süre sonunda sınıfı geçenler de olacak, sınıfta kalanlar da... 31. hafta karşılaşmalarına baktığımda ‘bol keseden yiyen’ de vardı, ‘yarışa dört elle sarılan’ da... Bu hafta isterseniz liderden değil de, ilginç bir karşılaşmadan başlayalım. Boluspor-Denizlispor maçına gitmek istiyorum. Denizlispor’u izlerken, ‘gerçekten yazık oldu’ diyorum.

Denizli’ye yazık oluyor!

1.Lig’in en çok gol atan takımlarından biri haline geldiler, Osman Özköylü ile birlikte... Hem güzel futbol oynuyorlar, izleyenlere zevk veriyorlar hem de sonuç almasını biliyorlar. Bolu’da, ev sahibi için çok kritik bir karşılaşmaydı Play-Off açısından. Her şey iyi başlamıştı Bolu Beyi adına... 2-0’ı daha maçın başında yakalayan Boluspor, ‘tamam, bu iş bitti’ dedi ama Denizlispor, ‘hayır bitmedi’ diyerek, önce Ragıp ile golü buldu ve sinyali o dakikada verdi. Ardından Dilaver’in bir sağ bir de sol ayakla gelen iki nefis golü, bu ligin güzelliğiydi.

Adana’da skor aldatmasın

Bu hafta sadece bu maça takılıp kalmayalım... Her haliyle ilginç bir maç da Adana’da oynandı. Skora bakılarak, ‘kolay bir maç’ olarak değerlendirilebilir. Ama gol dakikalarına baktığınızda, şaşırmamak mümkün değil. Oyunun 80. dakikasına 1-0 önde giren Adanaspor, Bucaspor’un bu dönemde 10 kişi kalkmasıyla, adeta patladı. Önce Mbilla skoru 2-0’a taşıdı ama daha da ilginci, oyuna son 5 dakikada giren Yaser, 2 gol birden atıp, adeta tarih yazdı. Bu skoru ve Adanaspor’un başarısını küçümsemiyorum, sadece maçın kırılma anını ve ardından ne kadar ilginç gelişmeler yaşandığını gündeme taşımak istedim. Adanaspor için önemli bir 3 puandı. Çünkü bu galibiyetle Güney temsilcisi bir anlamda Play-Off yolunda çok ciddi bir adım atmış oldu.

Elazığ’nın işi zor

Zirveye bakarsak, kalan 3 haftada işler çok karışacak gibi görünüyor. Çünkü fikstürde şöyle bir göz gezdirin, anlarsınız ne demek istediğimi... Lider Elazığspor’un ‘iç sahada kaybettiği puanlar’ başına iş açabilir. Çünkü kalan 3 maçtan ikisi, oldukça zorlu. Gakgoşlar, Erciyesspor karşısında kazansa, Süper Lig yolunda işleri çok kolay olacaktı, çünkü maçlar başlamadan 4 puanlık bir avantajları vardı. Artık fark 2 puan, ama ipler yine de kendi ellerinde...

Rize’nin gözü zirvede

Kasımpaşa, Adapazarı’nda kazandı. İstanbul ekibi önünde kolay gözüken fikstürü iyi kullanırsa, Süper Lig’e rahatlıkla ‘merhaba’ diyebilir. Fakat ligden düşmesi kesinleşen Sakarya önünde 1-0 geriye düşmeleri ve son 15 dakikada buldukları gollerle kazanmaları düşündürücü.
Giray Bulak’la atağa kalkan Rizespor da, Süper Lig için ciddi bir aday haline geldi. Küme düşen rakibi Güngörenspor’u İstanbul’da deviren Rizespor, eğer rakipleri de geçit verirse, ilk ikiye göz kırpabilir. Karadeniz ekibi son haftalarda yakaladığı çıkışı, bundan sonra 3’te 3 yaparak taçlandırmak istiyor.

Son maç final olabilir

Konyaspor’un deplasmandaki başarıları sürüyor. İçeride kaybettiklerini dışarıda telafi eden Konyaspor, zorlu Gaziantep Büyükşehir Belediyespor deplasmanından, altın değerinde bir 3 puanla dönüyor. Osman Özdemir’in öğrencileri, Play-Off için avantajlı ama ‘neden ilk iki olmasın’ı gerçekleştirmeye çalışıyor. Son maçlarında Elazığspor ile evinde bir final oynama ihtimalleri yüksek gözüküyor bu şartlarda. Tabii bunun için 2 maçı kayıpsız geçmeleri şart.

Giresun umut veriyor

1.Lig’de küme düşme hattında büyük bir kızışma yaşanıyor. ‘3. takım kim olacak’ sorusunun cevabı, belki de son haftaya kalabilir. Niye derseniz, iki takımın veda ettiği 1.Lig’den düşecek 3. takım olmamak için, 3 takım büyük bir mücadele veriyor. Giresunspor içeride kazanarak, ligde kalma savaşında önemli bir şans yakaladı. Hala 16. sıradalar, ancak son 3 haftalık fikstürleri umut verici. Çünkü iki maçın düşen iki takımla olması, bir şans gibi görünüyor. Üstelik psikolojik olarak da teknik direktör Erhan Altın takımını zorlu periyoda çok iyi hazırlamış durumda.

Üçünden biri düşecek

Ancak Tavşanlı Linyitspor ile aralarındaki 2 puanlık farkın kapanması, rakibinin kaybetmesine bağlı açıkcası. Ama Tavşanlı Linyitspor’un bu hafta evinde Elazığspor, ardından deplasmanda Kasımpaşa ile oynayacağı karşılaşmalar, kendi kaderlerini belirler. Göztepe ise ligde kalma yolunda olağanüstü kötü bir pefrformans göstermezse, korkulu rüya görür...
Acı-tatlı, 31 hafta geride kaldı ve önümüzde müthiş bir 3 hafta ve hemen ardından da Süper Lig’e çıkacak 3. takımı belirleyecek Play-Off’lar var. Hani bir reklamdaki gibi ‘kalbi olan izlemesin’ diyorum bu heyecanı!

24 Nisan 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’'Süper Elazığ'‘’

TFF 1.Lig’de Gakgoşlar, Süper Lig’e doğru emin adımlarla yol alıyor. Gerçekten futbol tarihinde az rastlanır bir başarı öyküsü Elazığspor’unki. Niye derseniz, biraz daha açayım. Bir çok sürpriz yapan takım izledik ve başarıları parmak ısırtmıştır. Ama daha lig bitmedi, 4 maç var önlerinde. Ancak bu hafta Kasımpaşa önünde aldıkları galibiyet, deyim yerindeyse 56 puanın da üzerindeydi. Bir takım düşününki, bu sezon 2.Lig’den 1.Lig’e çıkmış ve ilk sezonunda yarışı başladığı gibi sürdürüyor. Ama bu süreçte öyle krizler yaşamasına rağmen, etkilenmiyor.

İşte başarı öyküsü
İsterseniz sezon başından bugüne gelişi kısaca özetleyelim. Osman Özköylü bu takımı TFF 1.Lig’e çıkarmış teknik adam ve şimdi Denizlispor’un başında. Başarısız mı, hayır... Ama gönderildi. Niye derseniz, kulübün mali vecibelerini yerine getirememesi sonucu yayıncı kuruluşa verdiği demeçten ötürü bileti kesildi. Özköylü’ye o zamanki yönetim ‘sezonbaşı alacaklar’ konusunda söz vermişti, hoca da haklı olarak sitemini bildirmişti ve haksız duruma düşürülüp, yollandı. Sonrasında nefesi tükenen ve sözlerini yerine getiremeyen yönetimin içinden, verilen sözleri yerine getirebilecek tek isim olan Selçuk Öztürk başkan oldu. Öztürk, gelir gelmez takımı rahatlattı. Özköylü’den boşalan teknik direktörlüğe de bu ligin deneyimli ve başarılı bir ismi olan Hüsnü Özkara getirildi. Özkara bayrağı düşürmedi, aldığı yerden devam ettirdi, ta ki, üst üste yaşanan Gaziantep Büyükşehir Belediye ve Adanaspor yenilgilerine kadar. Burada yönetim bir risk daha aldı ve takım lider olmasına rağmen bu kez de Özkara ile yollarını ayırdı. Yerine Süper Lig’de başarılı olmuş ve sezon başı Eskişehirspor’da yaşadığı mahkeme süreci nedeniyle görevden ayrılmış Bülent Uygun’u uygun buldu.

Motivasyon ustası Uygun
Uygun, bu ligi çok iyi bilen bir teknik adam değil. Ama çalıştırdığı kulüplerde başarılı olmuş bir isimdi. Göreve gelir gelmez, bir ‘motivasyon ustası’ olarak farkını ortaya koydu ve kritik denilebilecek iki maçını da kazanıp, takımını Süper Lig’e oldukça yaklaştırdı. Lig daha bitmedi ve önemli maçları var Elazığspor’un. Son maçı Konya’da oynayacaklar, belki de bu maça 1.Lig’in misafiri olarak gidecekler ya da burada kader maçına çıkacaklar. Tüm bunları zaman gösterecek. Ancak her ne olursa olsun, Elazığspor’un 30 haftalık performansı, alkışı hakediyor.

Tabi ki, “Bu başarının mimarları, 3 teknik adam ve futbolcular. Bir de sonradan göreve gelen başkan Selçuk Öztürk” diyebiliriz. Elazığspor örneği; bir uç örnek bana göre. Takım liderken, 3 teknik direkörle hedefe gitmek, pek alışık olduğumuz bir durum değil. Şu bir gerçek ki, Elazığpor ekip olarak iyi bir takım ki, bu değişikliklere ve olumsuzluklara rağmen zirvede. Bence işin özeti de bu...

Paşa çıkmak istemiyor!
Madalyonun diğer yüzüne gelince, Elazığspor maçını kazansa, Kasımpaşa haftayı lider kapatacaktı. Ancak bu kadar iyi ve tecrübeli kadronun, ligin ikinci yarısında bu kadar inanılmaz inişler çıkışlar yaşaması, pek anlaşılır gibi değil. Sanki bu kadro, Süper Lig’e çıkmak istemiyor! Tabi ki, böyle bir düşünce içinde olmaları mümkün değil. Ama ayaklarına kadar gelen Süper Lig fırsatını, ellerinin tersiyle kenara itmeleri gibi bir durum var ortada. Belki “daha önce play-off’lardan çıkmış olmanın deneyimine güveniyorlar” diyebilirsiniz. Ama play-off, gergin bir süreçtir ve Kasımpaşa’nın ciddi bir ‘ilk iki’ şansı varken ki, halen var, bu şansını play-off’a taşıması, büyük bir risktir.

Bazıları için lig bitti
TFF 1.Lig’e baktımız zaman, ilk 9 sıranın içinden ilk iki ve play-off grubu çıkacak gibi görünüyor. Yani “42 puanlı Bucaspor’a kadar olan takımların içinden 3’ünü önümüzdeki sezon Süper Ligde izleriz” diye düşünüyorum. Bazı takımlar için lig bitmiş gibi. Orta sıralardaki Gaziantep Büyükşehir Belediye, Karşıyaka, Denizlispor ve Kartalspor için bir önem taşımıyor bundan sonraki dönem. Son iki takım Güngören Belediyespor ve Sakaryaspor, 2. Lig’e düştü. Kalan 4 haftada ise “3. takım kim olacak?” sorunun cevabı belirlenecek. Görünen manzara; bu yarışın Giresunspor, Tavşanlı Linyit ve Göztepe arasında geçeceği... Şu anda Giresunspor 16. sırada, rakiplerinin alacağı sonuçlara bakarak ‘Kurtuluş Savaşı’ veriyor. Ancak rakiplerinin de zorlu fikstürleri var, aradaki puan farkı aldatıcı olabilir.

Rize ilk ikiyi zorluyor
İlk iki ve düşme hattından bahsettik. Play-off Grubu’na gelince; Rizespor, Giray Bulak ile önemli bir çıkış yaptı. İçeride dışarıda aldığı puanlarla, ilk iki iddiası da doğan Rizespor’un, fikstür de şansını güçlendiriyor. Karadeniz ekibi en azından play-off’u garantilemiş gözüküyor. Diğer 3 takım arasında olmak içinse, bu sayının iki katı takım mücadele verecek...

18 Nisan 2012, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Muhteşem Bursa‘’

Öyle bir ilk yarı izledik ki, en koyu Bursaspor taraftarı bile böyle bir oyun ve böyle bir sonuç beklemezdi. Herkes devre arası birbirine şu soruyu soruyordu: Bursaspor mu çok iyi, Sivasspor mu çok kötü ?

Bence ikisi de geçerliydi. Geçen hafta sonu deplasmanda Samsunspor’u yenip Play-Off’a kalan Sivasspor, orada kalmıştı! Bursaspor’un ise Gaziantepspor yenilgisinin yarattığı mahcubiyetle sahaya çıktığı ve kendisini affettirme psikolojisinde olduğu belliydi. Nitekim o kadar rahat pozisyona girip, goller buldular ki, ilk yarıdaki 3-0’lık fark, iki katına da çıkabilirdi.

Yıllardır Sivasspor’u takip ederim, en kötü döneminde dahi bu kadar aciz ve güçsüz görmedim. Gerçekten savunmadan başlayan yaprak dökümü, ileri uçta Eneramo’ya kadar gidiyordu. Rıza Çalımbay ilk yarı bitmeden 2 oyuncu değiştirmek zorunda kaldı, aslında kurallar el verse 7-8 oyuncuyu çıkartmak isterdi sanıyorum! İkinci yarıda Uğur Kavuk takımını umutlandırdı, ancak o kadarla kaldı. Bursaspor Vederson’la
kapanışı yaptı.

Bu maç öncesi Avrupa Ligi Grubu’na kalmayı başaran iki takımın mücadelesinin daha kıran kırana geçeceği düşünülüyordu, ama Bursaspor rahat kazandı. Ancak şimdiden söylemek lazım pazar günü Play- Off’ta karşılaşacak iki takımın maçına, Sivas’ın daha iyi motive olacağını düşünüyorum. Sözü fazla uzatmayalım, Bursaspor baştan sona hak ettiği bir zafer kazandı. Yarı finalde Bursaspor-Eskişehirspor mücadelesi kupaya büyük renk katacaktır.

13 Nisan 2012, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İyi başladı kötü bitirdi‘’

Kayserispor için 2011/12 lig sezonu gerçekten kötü geçti. Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Sarı-Kırmızılı ekip için hayal kırıklığıydı geride bırakılan 34 hafta... Play-Off dışı kaldıktan sonra tutunacak tek dalları kupaydı. Tabii ki, Fenerbahçe’nin kupayı uzun yıllardır alamıyor olması onlar için rakibin ne denli zorlu olduğunu gösteriyordu. Ancak Şota’nın öğrencilerinin çok iyi hazırlandıkları daha ilk dakikada belli oldu. Ligde iki maçta da yenildiği rakibini bu sefer iyi analiz etmişti Gürcü teknik adam... O nedenle maçın başından itibaren tempoyu yükselterek, rakibini yorgun düşürdü. Öncelikli hedefi ilk yarıyı golsüz bitirmekti ama Amrabat’ın şık golü işi kolaylaştırdı. İkinci 45 dakikada daha fazla risk alan bir Fenerbahçe ve daha kontrollü oynaması beklenen bir Kayserispor vardı. Ama Sarı-Kırmızılı ekip Kujoviç’le 2. golü de bulunca herkes, ‘maç bitti’ dedi, ancak Baroni’nin cevabı gecikmedi. Bir kez daha, Kayserispor, 28 yıldır kupaya hasret rakibi karşısında, Türkiye Kupası’nda önemli bir engeli aşıyor derken, maçın son saniyelerinde umutları yıkıldı. 3. golü Kujoviç’le kaçıran Sarı-Kırmızılılar, dönen topta Sow’dan beraberlik golünü yiyince uzatma dakikalarına moralsiz girdi. 120. dakika sonunda da eşitlik bozulmadı. Kayserispor penaltılardaki şansını ise normal süre içinde 2. golünü atan Kujoviç’le tüketti. Sarı-Kırmızılılar zorlu rakibine karşı iyi mücadele etti ancak penaltılar sonunda gülen taraf Fenerbahçe oldu.

12 Nisan 2012, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’2 bilet 5 aday‘’

Birinci Lig’de her taraf toz duman. Şöyle bir puan cetveline bakmak, aslında her şeyi anlatıyor. Lider Elazığspor, 54 puanla zirvede. Ama tam iki puan arkasında yani 52 puanlı 4 takım, yakın takipte. Ve bu ilk iki içine bu hafta alınan sonuçlardan sonra, bir takım daha dahil oldu diyebiliriz, bu takım da Çaykur Rizespor... Artık bitime 5 maç kala, olağanüstü bir mucize olmazsa, ilk iki, bu ön gruptaki takımlar içinden çıkar. Özellikle kalan maçlarına baktığımızda, gerçekten kimin ilk iki içinde olacağını kestirmek zor. İsterseniz, liderden başlayalım maçları irdelemeye...

Sakaryaspor-Elazığspor

Bülent Uygun’un öğrencileri, Sakaryaspor karşısında 3-1 öne geçmelerine rağmen avantajlarını koruyamadı. Oysa önümüzdeki hafta, ilk 4 içindeki takımların birbirleriyle oynayacağını göz önüne alırsanız, Elazığspor’un çok kritik bir puan kaybı yaşadığını daha iyi anlarsınız. Tabii ki Sakaryaspor’u ve teknik direktör Yılmaz Vural’ı da kutlamak gerek. Gerçekten Sakaryalı gençler, ligde kötü durumlarına rağmen, son güne kadar mücadelelerini sürdüreceklerini gösterdiler ve 2 farkı kapatıp, sahadan bir puanla ayrıldılar.

Akhisar Bld.-Bucaspor

Aslında haftanın şoku, Akhisar’dan geldi. Bucaspor, Manisa temsilcisini evinde, golcüsü Abdülkadir’le vurdu. Gerçekten bu ligin karakterini çok iyi anlatan bir karşılaşmaydı. Maç öncesi istim üzerinde olan ev sahibi Akhisar, favoriydi... Geçen sezon Süper Lig’den düşen Bucaspor, bir türlü istikrarı yakalayamamış ve orta sıraların takımı olarak mücadele ediyordu bu ligde. Ancak önemli gol silahlarına sahip konuk ekibin, ‘gününde olduğu zaman’ rakibinin canını yakabilecek güçte olduğunu da biliyorduk. Nitekim Akhisar karşısında iyi mücadele ettiler, disiplinli oynadılar ve tek golle kazanıp, evlerine mutlu döndüler. Akhisar’a gelince; tecrübe sadece futbolcularla olmuyor, bence yarışta da tecrübeli olmak lazım. Sanırım Akhisar biraz da bunun sancısını çekti ve çok önemli bir dönemde, önemli bir kayıp yaşadı.

Göztepe-Kasımpaşa

Liderin takipçilerinden Kasımpaşa ve Konyaspor ise haftanın kazananlarıydı. Kasımpaşa, Göztepe karşısında İzmir’de 3 puan alırken, tekrar ‘buradayım’ mesajını verdi. Haftalardır yaşadığı kayıplarla ilk iki yarışından kopma noktasına gelen Kasımpaşa’nın, rakiplerinin de puan kaybettiği bir haftada, aldığı 3 puan, adeta doping niteliğindeydi.

Boluspor-Konyaspor

Bolu’da ise gerçekten çok zor bir maç oynandı. Konyaspor karşısında iyi olan ve öne geçen ‘Yarenler’ 90 dakikanın sonunda gerçekten yıkıldı. Konyaspor maçı bırakmadı ve puansız dönmemek için mücadelesini verdi. Tabii ki, karşılaşmada hakem Hüseyin Sabancı, verdiği kritik kararlarla, ön plana çıktı. Özellikle ev sahibinin hiç de memnun olmadığı bir yönetim gösterdi. Geçen hafta da uyarmıştık; zor bir döneme girdik, bu nedenle MHK’nın atamalarda daha hassas olmasını bekliyoruz.

Ç.Rizespor-Karşıyaka

Rizespor’un, Giray Bulak’la iyi bir hava yakaladığı kesin... Bulak, gelmeden önce dış sahada başarılı ama iç sahada sıkıntılı bir Rizespor vardı ortada... Ama Bulak, içerdeki sıkıntıyı da halletmiş gözüküyor. Rizespor bu hafta Karşıyaka önünde 2-1 kazandı. Ev sahibi, öne geçmesine rağmen, Taha’nın golüne engel olamadı. Ancak Bulak, kulübeden önemli bir silahı sahaya sürdü. Bikoko, oyuna girer girmez hocasını mahcup etmedi ve şık bir asistle Jallow’a galibiyet golünü attırdı. Bu 3 puan, üst sıradaki takımların puan kaybettiği bir haftada, gerçekten daha da anlamlı oldu ve Rizespor bir anlamda kendini ilk iki hesapları içinde buldu.

Adanaspor-K.Erciyesspor

Adanaspor zorlu bir engeli aşmayı başardı. Kendisi gibi Play-Off kovalayan Kayseri Erciyesspor’u 2-1’le geçen Toros Kaplanları’nın, son maça kadar bu yarışın içinde olacağı kesin gibi gözüküyor.

Gaziantep B.B.-T.Linyitspor

Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’daki istikrarsızlık devam ediyor. Tavşanlı Linyitspor karşısında, evinde yenik duruma düşen Belediye, Volkan’ın golüyle bir puanı koparabildi. Aslında geçen sezonun iki Play-Off oynayan ekibinin, bu sezonki performansı ise düşündürücü... Kendini ateş hattının yakınında hisseden Tavşanlı Linyitspor, önemli bir puanla evine döndü.

Giresunspor-Kartal

Giresunspor evinde kazanmaya devam ediyor. Tecrübeli rakibi Kartalspor’u da 1-0’la geçen Çotanaklar’ın, ligde kalma yolunda önemli bir istikrar yakaladıkları kesin. Kalan maçlara baktığımızda, ‘düşecek 3. takım kim olacak’ sorusunun cevabını vermek zor.

Güngören-Denizlispor

Güngören 1. Lig’e noktayı koydu. Sezon başından beri bir türlü istediği sonuçları alamayan, hoca değişiklikleri de çare olmayan İstanbul ekibi, Denizlispor’a 3-0 yenildi ve bitime 5 hafta kala küme düşmeyi garantiledi. Denizlispor ise ateş hattında altın değerinde bir 3 puan aldı. Fakat bu hafta oynayacakları Giresunspor maçı onlar için çok daha kritik. Kaderleri, bir anlamda bu karşılaşmadan sonra belli olacak.

12 Nisan 2012, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Eskişehir hak etti‘’

Kupa maçları farklı olur, lig gibi değildir. Bu sezon tek maçlık tarafsız sahada gerçekleşen statü nedeniyle daha da farklı oldu. İşte bu değişiklik çeyrek finalin ilk maçında hemen sahaya yansıdı. Düşünün ilk yarıda tam 25 dakika ne Eskişehirspor ne de Antalyaspor’un bir gol pozisyonu göremedik. Tabii ki bunun sebebi oyunu kontrollü biçimde zamana yaymaktı. Ancak Antalya’nın oyunu sahasında kabullenmesi Eskişehir’i ister istemez hücuma itti. Önce Kamara ile gole yaklaştı, ama Ömer zamanında çıkarak golü önledi. Es Es
aradığı golü hiç beklemediği bir anda buldu. Dede’nin serbest atışında dönen topa Erkan klasına yakışır bir vuruşla filelere yolladı. İkinci yarıda Mehmet Özdilek, Tita ve Emrah gibi hücum silahlarını soktu. Ancak Kadıköy’de Erkan Zengin’in gecesi vardı. Stilini çok beğendiğim Erkan, rakibin beraberlik planlarını attığı ikinci golle altüst etti. Ersun Yanal’ın normal sezonda yararlanmadığı Erkan, Süper Final’de ilk tercihleri arasında olacaktır. Ali Turan’ın kırmızı kart görmesiyle iyice gardı düşen Antalyaspor için 2011-2012 sezonu kara bir yıl oldu. Gerçekten sezona başlarken neler hayal ediyorlardı, ne oldu. Şu bir gerçek ki, Antalyaspor kadrosundaki oyuncuların tek tek iyi kumaşları var. Ancak bu kumaştan çıkan elbise bu olmamalıydı. Üstelik bu kadar kısır bir forvetle bütün sezonu geçirmek zordu. Nitekim Necati’nin de gidişiyle sıkıntı daha da büyüdü. Artık Antalyaspor gelecek sezon için radikal kararlar alıp hemen uygulamaya sokmalı. Eskişehirspor’a gelince;
favoriydi ve kadro kalitesini sahaya yansıttılar. Hak ettikleri bir maçı kazanarak yarı finale çıkan ilk takım oldular, tebrikler...

11 Nisan 2012, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemlere kırmızı kart!‘’

Bu haftanın maçlarına geçmeden önce, 1.Lig’de yaşanan bir sürpriz hepimizi şaşırttı. Gerçekten yıllardır bu ligle ilgili yaptığımız değerlendirmelerde öne çıkan öğe sürprizlerdir. Yani ‘her an her şey olabilir, burası Bank Asya 1.Lig’ diye bir özdeyiş bile oluşturmuştuk. Ama bu defa sürpriz sponsordan geldi, hem de heyecanın en yüksek olduğu dönemde. Bank Asya, 1.Lig’deki isim sponsorluğundan çekildiğini açıkladı. Gerçekten kurumsal olarak beklenenin çok üzerinde bir geri dönüş alan kurumun bu kararı vermesi ve açıkladığı sebep pek tatmin edici değil. Tabii ki kurumsal bir karardır, bize fazla sorgulamak düşmez. Artık bundan sonra bu lige ismini verecek yeni bir sponsoru bekleyeceğiz.
28. haftaya gelirsek... Süper Lig’e çıkma yolunda büyük bir mücadele izliyoruz. Ancak son haftalarda bazı takımlardaki düşüşler, dikkat çekici. Onlara yazımın içinde değineceğim ama daha önemlisi bu hafta ‘can yakan’ hakem hataları izledik. Üstelik bu hatalar, sonuçları etkileyen cinstendi. Yani sezon sonunda birileri bunun bedelini ağır ödeyecek. Merkez Hakem Kurulu başını Süper Lig’den kaldırıp, arka bahçeye de bakmazsa, Bank Asya’da kan gövdeyi götürür son haftalarda. Tek tek yazmayacağım, ancak şimdilik bir tanesi ‘yeterli olur’ diye düşündüm, çünkü ‘yenir-yutulur’ cinsten değildi.
Deniz Çoban penaltıyı yedi
Erciyesspor-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçında orta hakem Deniz Çoban’ın, konuk ekibin mutlak bir penaltısını ‘çiğ çiğ yedi’ğini gördüm. 2-1 yenik durumda olan Gaziantep Belediyespor açısından bu hayati bir düdüktü, maalesef Çoban ‘devam’ dedi. ‘Bugünlük bu kadar yeter’ diyorum ama bu sade bir uyarı olsun. İnşallah kalan 6 haftada bize ‘hakem eleştirisi’ yazdırmazlar hocalarımız...
Futbola dönünce; lider bu hafta ayağa kalktı. Yeni teknik direktörü Bülent Uygun ile çıktığı Göztepe maçında 3 puanı 3 golle alan Elazığspor, ‘derin bir nefes aldı’ diyebiliriz. Zemin kötü olmasına rağmen ev sahibi, istekli oynadı ve Göztepe’nin de galibiyet serisine son verdi.
Akhisar fırtına gibi
Ligin flaş ekibi Akhisar Belediyespor’u durdurana aşk olsun. Manisaspor’un küme düşmesiyle birlikte adeta tüm ilin sorumluluğunu aldılar. Küme düşme hattının civarında dolaşan Tavşanlı Linyitspor karşısında, yenik duruma düşmelerine rağmen kazanmasını bildiler. Ev sahibi ekipte, kaleci Yavuz’un sakatlanıp çıkması üzücüydü.. Çünkü rakip forvetten yediği darbe sonucu tecrübeli kaleciye 25 dikiş atılması, sakatlığının önemini gösteriyor. Her şeye rağmen Hamza Hamzaoğlu, ilk ikiyi seven ekibiyle, unutulmayacak bir sezon yaşıyor.
Kasımpaşa 1-1 eriyor
İlk ikinin iki takipçisi ise bitime 6 hafta kala büyük bir rehavet içinde. Kasımpaşa üst üste yaşadığı puan kayıplarıyla, Süper Lig’e direkt çıkma şansını zora sokmaya başladı. Yeni hocası Metin Diyadin ile Adanaspor karşısına çıkan Kasımpaşa, kendi kalesine attığı golle yenik duruma düştü. Cezalı ve sakatlar nedeniyle önemli eksikleri olan Adanaspor, 3 puana çok yaklaştığı karşılaşmada Hüseyin Kala’nın nefis golüne engel olamadı.
Giresun 1 puana üzüldü
Konya’da ise ev sahibi beraberliğe sevindi. Giresunspor karşısında 1-0 yenik duruma düşen ve 10 kişi kalan Konyaspor, uzatmanın sonlarında Erdinç’in kafa golüyle bir puanı kurtardı. Giresunsporlular’a maç öncesi ‘bir puana razı mısınız?’ diye sorsalar, havada ‘evet’ derlerdi. Ancak düşme hattındaki bir takımın, önde götürdüğü bir karşılaşmada, son saniyelerde 3 puanı kaçırması, Giresun adına oldukça üzücüydü. Son iki maçta evindeki puan kayıpları Konyaspor’da istikrarı bozdu. Yeşil-Beyazlılar’ın acilen toparlanması gerek, yoksa geçen seferki gibi Play-Off’tan Süper Lig’e çıkmayı deneyecekler. Ama Play-Off’un ne kadar stresli olduğunu da unutmayalım.
Bolu kafasını kullandı!
Deplasman takımı Rizespor, Denizli’de öne geçti ama skoru koruyamadı. Cenk Ahmet’in çok şık golü, gerçekten görülmeye değerdi. Ancak Denizlispor maçı bırakmadı ve Ragıp’la beraberliği ve de bir puanı yakaladı.
Beşiktaş’ı kupadan eledikten sonra tutulmayan Boluspor ise 3 puan serisini Buca’da da sürdürdü. Yarenler’de Aydın Çetin, bu maçı da boş geçmedi ve 2-0’lık galibiyette ilk golü kafa ile Bucaspor ağlarına yollayan isimdi. Boluspor’da golün ikincisi de yine kafa ile geldi. Veysel’in sağ taraftan yaptığı ortaya Kenan Özer kafa ile nefis dokundu ve sonucu ilan etti. Bucaspor için, ‘orta sıraların takımı oldu’ diyebiliriz. Ev sahibi, golcüleri Emre ve Abdulkadir’in ilk 11 yer almasına rağmen skor üretemedi.
Kartal zor kurtuldu
Haftanın ‘banko’ maçlarından biri olarak gösterilen karşılaşmada da Kartalspor evinde bir puanı zor kurtardı. Son sıradaki Güngören önünde herkesin ‘garanti kazanır’ dediği Kartalspor, 2-0 yenik duruma düştükten sonra maçı 2-2’ye getirdi ve bir puana razı oldu.
Erciyesspor, kötü gidişe evinde Gaziantep Büyükşehir Belediyespor galibiyetiyle son verdi. Önce Elazığspor’u dış sahada ardından evinde Kasımpaşa’yı deviren Gaziantep Belediyespor, 3 puan serisini sürdürmek için geldiği Kayseri’den eli boş döndü.

Kaf Kaf’ta hasret bitti
İzmir’de Karşıyaka, çok gol kaçırdığı maçta sahadan 1-0 galibiyetle ayrıldı. Artık kümede kalması mucizelere bağlı Sakaryaspor, genç oyuncularıyla sadece iyi bir mücadele örneği veriyor. Ancak daha sezon bitmeden bu gençlerin başka takımlarla anlaşması bile, her şeyi anlatıyor. Karşıyaka ise hasret kaldığı 3 puana nihayet ulaştı.

04 Nisan 2012, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanmaya oynadılar‘’

Aslında iyi bir iç saha takım oldu Belediyespor. İç saha puan cetvelinde Olimpiyat’ta tam 30 puan toplamışlar. Üstelik dün Doka gibi önemli bir hücum silahından cezası nedeniyle mahrumdular. Beşiktaş sadece orta alandan hücum geliştirmek istedi. Belediyespor’un orta alandaki etkisi, hücumla pekişince Beşiktaş rakip kaleye gitmekte zorlandı. Üstelik Beşiktaş’a kanatlarından izin vermeyen Belediye, ilk yarıda oyuna istediği gibi hükmetti. Beşiktaş’ta Quaresma ve Almedia gibi önemli isimlerin yokluğu sahada fazlasıyla hissedildi. Ancak sahaya çıkan kadronun her şeye rağmen daha üretken olması gerekirdi. Sadece Fernandes merkezli oyun anlayışını rakipler çözmüş görünüyor. O nedenle Carvalhal’ın bir B planı üretmesi gerekir. Ancak Fernandes yine de hocasını mahcup etmedi. Portekizli, rakip savunmanın hatasını affetmedi ve Oğuzhan’ı avlayan plaseyle takımını beraberliğe taşıdı. Aslında bu gole, yani 37. dakikaya kadar Belediyespor kalesinde görünmeyen Beşiktaş ilk organizasyonunda golle buluştu. İlk yarının son bölümünde farklı ve etkili bir Beşiktaş vardı sahada.

İkinci yarıya golle başlayan taraf Beşiktaş’tı. Kara Kartal’ı haftalardır taşıyan Fernandes yine sahnedeydi. Ceza alanına girerken attığı nefis pasla başlayan atakta Mustafa Pektemek takımını öne geçirdi. Belediyespor yenik duruma düştükten sonra kendine geldi. Ama kalede Cenk inanılmaz toplar kurtardı bu dakikalarda.

Aslında rüzgarın ve soğuk havanın olumsuz etkisine rağmen bol pozisyonlu ve zevkli bir karşılaşma izledik. Dün gece iki takım da kazanmaya oynayınca Olimpiyat Stadı’na gelenler pişman olmadı. Açıkçası ilk 4’ü garantileyen Beşiktaş puanını yükseltmek istiyordu. Ancak rakibi de ciddi bir ilk 8 adayıydı. Belki de bu faktör maçın kalitesini yükseltti...

27 Mart 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI