Arama

Popüler aramalar

‘’Tek hamle yetti‘’

Fatih Terim, Avrupa’da beklerini çok fazla çıkartmadan oynuyor. Bu tercih, savunmada sıkı durmalarını sağlıyor, diğer yandan hücumdaki alternatifleri azaltıyor. Oyun genişletip, kenar ortalar gelmeyince hangisi olursa olsun -Diagne, Halil, Mostafa- santrfor beslenemez oluyor. 60-65’e kadar da böyle oldu. Ta ki Moskova oyunu 15-20 metre ileri taşıyana kadar. Galatasaray beklerini ileri daha çıkarmadan, hızlı bir pas oyunu ile rakip kaleye gitmeye başladı. Moskova yarı sahasının boşaldığını gören Terim, belki de sezonun en isabetli değişikliklerini yapınca maçı da kopardı. Diagne, boşalan Moskova yarı sahasında rakip stoperleri çekince, Kerem’e piyango vurdu. Morutan’ın Hagi’yi anımsatan mükemmel pası Kerem’in bitiriciliğinden daha şıktı. Çok kritik bir dakikada bitirici bir vuruşla final yaptı Galatasaray. Bu plan Avrupa için işliyor. Ligde katı savunmalar için başka bir yöntem düşünmek gerek. Yine de neticeye bakmak lazım. 2’si deplasman 3 Avrupa maçında 7 puan mükemmel ötesi. Üstelik böylesi bir grupta.

Gecenin sorusu

Maçtan bağımsız… Beşiktaş- Sporting, Fenerbahçe- Antwerp maçını da katarak yazıyorum. Yabancı hakemlere karşı tutumumuz neden farklı. Bizimkileri fazlaca mı itibarsızlaştırdık?

Maçın starı

Kerem Aktürkoğlu Rakip kovalamayıp sadece hücum düşündüğünde potansiyeli ortaya çıkıyor. Hele ki dün geceki gibi koşu alanı bulduğunda. Bir gol, bir yüzde 100 pozisyon, sürati ve sezgilerinin doğal sonucu.

Maçın olayı

Maça dair iz bırakan en önemli şey Morutan, Kerem, Diagne’nin sahaya ayak basışı. Moskova’nın rüzgarı kesildiği gibi oyun tamamen Galatasaray’a geçti. Terim’in bu sezonki en isabetli hamlesi.

Kısa mesaj

Çok fazla diziliş ve ratosyon yaşadı Galatasaray. Bu uğurda felaket bir Kayseri maçı oynadığı unutulmamalı. Merkezi Berkan, Taylan, Cicaldau ile fikslemiş gibi. Marcao’nun dönüşüyle savunma kurgusu da tamamlanacak. Biraz zaman aldı ama Galatasaray klasik 11’ini bulma yolunda. Birkaç seviye daha yükselebilir.

22 Ekim 2021, Cuma 07:52
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe Trabzon'u tetikledi‘’

Fenerbahçe bu sezon her oyuna hızlı başlıyor. Bu aksiyon, dün gece Trabzonspor’u da tetikledi. Maçın belki bol pozisyonlu olmaması ama temponun yüksek kalmasının sebebi buydu.

Bu durum devrenin ortasına kadar 2 gol sıkıştırdı.

Kırmızı ile işin rengi değişti elbette. Trabzonspor, maç başında Fenerbahçe’nin oyunu çektiği seviyenin de üstüne çıkmaya çalıştı. Diğer yandan Trabzonspor çok hükmetmesine rağmen Fenerbahçe kalesini bariz bir şekilde abluka altına alamadı. Bakasetas’ın ekstra kalitesi ile Trabzonspor iyi yerleşerek topu tamamen alsa da bir duvara çarptı.

Fenerbahçe’nin 3’lü gözüken ama çoğunlukla 5’liye dönen defans dizilişi maçın kaderini belirleyecek gibiydi. Burada Fenerbahçe adına handikap, topu ileride daha fazla alamamasıydı. Bu tabloda Serdar Dursun da atıl kaldı. Değişiklikler de genelde yorulanların yerine oldu.

Trabzonspor için eksik olan ise topu daha hızlı çevirememesiydi. Fenerbahçe savunma dengesini bozmak bir yana, sarsamadılar bile.

Durumu finalize eden ise Cornelius’un sahaya ayak basışı oldu. Kenar ortalarla pozisyon bulamasalar da ceza sahası içi karambolleri yarattılar. Bir penaltı golü ile de maçı kopardılar.

Trabzonspor için kazanım, galibiyet ve elbette liderlik.

Fenerbahçe adına en iyi şey ise kusursuza yakın bir savunma inşası yolunda ilerliyor olmaları.

Kim’in ikinci sarı karttan atıldığı pozisyon bile mükemmel bir kademe anlayışının fotoğrafı.

Fenerbahçe bu sezon ligin en az yenilgi alacak takımı olacak gibi.

18 Ekim 2021, Pazartesi 07:39
YAZININ DEVAMI

‘’İllüzyon mu?‘’

Bu maçın en iyi tarafı büyük bir illüzyon yaşamıyor olmamız. Mucizevi 3 puana seviniyorken, şansın yanımızda olduğunun farkındayız.

Bizzat Stefan Kuntz’un bunu söylüyor oluşu önemli. Diğer sevindirici taraf ise bir aylık bir süre kazanmamız. Belki analizlerimizi daha sağlıklı yapıp, sorunların üzerine çokça düşünebileceğimiz bir süreçteyiz.

Belki de Kuntz’un, “Oyuncularla konuştuk. Bu taktikle rahat edebilir misiniz”, diye bahsettiği o plana çalışma fırsatımız var.

Diğer yandan endişe verici boyutta bir tablo görmek mümkün. Başta oyunun merkezi olmak üzere hiçbir şeyi değiştiremiyoruz. Ozan, Orkun, Berat.. Kim girse çıksa, hiçbir şey değişmiyor. Üstelik topu kullanma becerisi düşük Letonya karşısında bile. Dün gece onlar gibi savunma refleksi göstermeyip, saldırmak isteyen bir rakip olsa karşımızda ne yapardık? Topu rakip kaleye bu kadar yaklaştırabileceğimizden dahi emin değilim.

‘Tarihin en iyisi’ dediğimiz jenerasyonun birkaç sefer tüm kapasitesiyle ve birlikte, başarılı oynadığı maçlar mıydı Fransa, Hollanda zaferleri diye düşünmüyor değilim. Üstelik rakipler çok da iyi zamanlarında değilken.

Eğer öyleyse gerçekten büyük bir illüzyonun içindeyiz demektir. İş, Güneş/Kuntz’dan çıkmak üzere.

Bu oyuncu grubundan maksimum verim almadan, yeni başarılar çok da yakın görünmüyor.

12 Ekim 2021, Salı 10:19
YAZININ DEVAMI

‘’Yolumuz uzun!‘’

Muhtemeldir ki başka bir teknik adam da olsa benzer değişiklikler yapacaktı.

Problemi oyuncu grubunda aramak lazım artık. Bu nesil takım halinde iyiyken Fransa’yı, Hollanda’yı yenebildik. İşler kötüyken hala sivrilebilen, başkaldıran oyuncumuz yok.

Bu yüzdendir ki, 5-6 aydır aynı tek düze futbol var sahada.

Diğer yandan Kuntz’un ibrenin Norveç’e dönmesine çare üretemeyişi de irdelenmeli. 25. dakikadan itibaren tam da Norveç’in istendiği gibi oynandı oyun. Öne geldiklerinde alan daraltıp, pas opsiyonlarımızı yok ettiler. İlk kez birlikte varolan orta saha merkezimiz etkisizleştikçe, Cengiz ve Kerem de her dakika biraz daha atıl kaldı. Haliyle Burak da.

Israrla ileri vurmaya çalıştığımız topların tamamına yakınını da onlar topladı. Topu tekrar alıp, finalize ettikleri ataklar gördük.

Bu anlarda Cengiz ile kontra şansları doğdu. Ama bir iki istisna hariç, topu bile Cengiz’e aktarmakta güçlük çektik.

Bu kısır döngü maçın sonuna kadar devam etti.

Ülke futbolunun kronik sorunları bugünün problemi değil ama bedelini şimdilerde bir kez daha ödüyoruz.

Rakiple doğru şekilde eşleşemiyoruz, onları takip edemiyoruz. Topu hızlı şekilde çeviremiyoruz.

Kenar toplarımız problemli. Küçük bir iki pasla adam eksiltemiyoruz.

Durum böyle olunca, tarihin en yetenekli grubuyla dahi başarı devamlılığı sağlayamıyoruz.

Kuntz’un uzun mu kısa mı olmadığını bildiğimiz bir yol var önünde. Ama şunu biliyoruz, üzerine çalışması ve değiştirmesi gereken çok şey var.

09 Ekim 2021, Cumartesi 08:20
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray merkezi imha edilince..‘’

Kayserispor ileride oynayarak başlamak istedi. Riskleri olan bu planın doğal sonucu kontralar oldu. Feghouli merkezde top alabildiği birkaç pozisyonda harika servisler de yaptı. Oğulcan çok net bir pozisyona girince, Hikmet Karaman Feghouli'yi atıl bırakacak baskı talimatını verdi. Feghouli sahadan silinince iş Assunçao'ya kaldı. Tüm tecrübesizliğine rağmen soğukkanlı bir şekilde topun sorumluluğunu alan Portekizli de kısa sürede Feghouli'nin akıbetine uğradı! Topu kaptırdı, bedeli gol oldu.

Kayseri'nin olağanüstü merkezi, dün gece Xavi-Iniesta ikilisini bezdirecek düzeydeydi. Mensah önderliğinde resmen güç denemesi yaptılar!

Galatasaray merkezi imha edilince maçın hikayesi de netleşti.

Devre sonrası planını değiştiren yine Kayserispor oldu. Galatasaray'a kendi yarı alanlarının ortasına kadar yaşam alanı bırakıp kendilerine dripling alanı yarattılar. Galatasaray bu planla baskılı oynar gözüküp, özellikle Ömer'in kanadından ortalar aradı. Mohamed-Diagne ikilisinin aynı anda sahada oluşunun sebebi de buydu.

Lakin Ömer 3 gün öncenin travmasını yaşarmışcasına özgüvensizdi. Diagne-Mohamed ikilisini yeterince besleyemedi. Terste, ters ayaklı Morutan da bu planın oyuncusu olamadı. Ceza alanına gelebilen toplarda ise Türkiye'deki kariyer maçlarından birini oynayan Hosseini neredeyse her topu süpürdü. Lung'a bile iş düşmedi.

Galatasaray bu sezonki en görkemli galibiyeti olan Lazio karşılaşmasında dahi, merkezinde yeteri kadar üretken değildi. Yaratıcılık ve üretim problemi var.

Çok tartışılan Belhanda odaklı Galatasaray merkezi bile bu seviyenin çok üstündeydi.

Fatih Terim, bir merkez üçlüyü artık bulmalı ve onlara bir plan belirlemeli. Zira bu ligde Galatasaray merkezine saldıran her takım doğal favori!

22 Eylül 2021, Çarşamba 23:12
YAZININ DEVAMI

‘’Daha hızlı, daha enerjik‘’

Lazio, sürpriz şekilde topu bırakınca, Galatasaray çok rahat başladı.

Her ne kadar pas trafiğinin çoğunu kendi yarı sahasında yapsa da, topun sahibi oldu. Lazio, kısmi hücum pres yapıp kendi alanına çekilince Galatasaray için rakip yarı alana geçmek kolay oldu. Bununla birlikte zor olanı yapamadılar. Rakip sahada daha hızlı şekilde topu çevirip, hızlı olamayınca Lazio yerleşme fırsatı buldu.

Galatasaray hızlı oynadığında ise Kerem’i bire bir bırakmayı başardı. Planı bozan, Kerem’in bireysel performansı oldu. Benzer bir pozisyonda Morutan ile direği sarstılar.

Lazio’nun, alan açıp hızlıca kaleye gitme planı da zaman zaman işledi. Bu anlarda Marcao’nun zamanlaması mükemmel müdahaleleri, Immobile’nin Euro 2020’yi aratan performansı skorun değişmesini engelledi.

İkinci yarıda rakip alanda daha hızlı davranan Galatasaray, net pozisyanlara bu kez ulaşabildi. 61’de Kerem, 63’te Cicaldau’nun ağları bulamadığı pozisyonlar bu planın meyvesiydi.

Her ne kadar bir şans golü ile skor değişmiş olsa da Galatasaray istediklerini yapar hale gelmişti.

Skor sonrası pas trafiğini devam ettirerek, topu bırakmayan Galatasaray savunmada da iyi yerleşti. Lazio, topu alabildiğinde 70-80 arası pozisyonları bulsa da organizasyon sorunu yaşadı. Acerbi gibi bir tecrübe bu çaresizlik nedeniyle topu bir pozisyonda taca attı. Galatasaray’ın dizilişi ve merkezdeki enerjisi Lazio’ya yaşam alanı bırakmadı.

Geçmiş maçların aksine oyundan düşmeyen Galatasaray, olması gerektiği gibi geçirdi final dakikalarını da..

Lazio da baskıyı kuramayınca, Galatasaray kalesini rahatlıkla savundu.

Bu arenanın kurallarından biri ne yaparsan yap içeride kaybetme. Galatasaray sadece iç saha maçlarını kazanarak, hatta 2 maçta 4 puan çıkararak gruptan çıkma imkanı yarattı.

Dün gecenin en önemli işi, Galatasaray’ın ilk kez 90 dakikayı belli bir standardda oynamasıydı.

Geçmiş maçlardaki 25-30 dakikalık oyun sonrası yaşanan düşüşlerin esamesi yoktu.

Galatasaray fizik gücünü daha da artırarak, bu planda ısrarcı olmalı. Eldeki genç ve enerjik kadro, bu oyunu oynamak için çok elverişli bir grup.

17 Eylül 2021, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray'dan Trabzonspor'a‘’

Avcı, Galatasaray oyuna Luyindama ile başlasın istedi. Yıllar önce Sabri’ye top aldırdığı gibi..

Bu duruma Muslera erken reaksiyon verip, uzun oynamaya başladı. Böylece Trabzon ön alan baskısı da sonuçsuz kaldı. Galatasaray ikinci golü bu şekilde, Muslera’nın uzun oynayışı sonrası buldu.

Halil’in, Edgar ve Hugo’ya yaptığı baskı ve çok hareketli kalışı da ibreyi Galatasaray’a çevirdi. İlk gol, bu bocalamanın doğal bir sonucuydu.

Trabzon adına bir başka olumsuzluk ise Bakasetas’ın, Galatasaray merkeziyle boğuşmayıp kendini geriye atışı oldu. Uzun toplarda mükemmel bir ortalama ile oynasa da kaleden uzak kalışı, bitirici işleri yapmasını engelledi. Galatasaray ceza alanına girdiğinde ise Cornelius’a arkası dönük, çok şık bir asist yaptı.

İki oyuncu değişikliğiyle birlikte, Bakasetas ve Hamsik’i daha ileri atan Avcı, oyunun kontrolünü aldı. Nwakaeme de geriye koşmak zorunda kalmayınca, tehditkar oynamaya başladı. Oyun net şekilde Galatasaray'dan Trabzonspor'a geçti. Ev sahibinin işini kolaylaştıran bir başka şey ise Galatasaray’ın değişiklikleri oldu. Kerem, soldan sağa geçince etkisizleşti, Peres daha fazla ileri gider oldu.

Yusuf Sarı’nın müthiş enerjisiyle o kanattaki üstünlük de Trabzon’a geçti.

Aanholt ileri çıkamadı, Babel ayağına top beklemeye devam etti.

Galatasaray’ın ilk yarıda rakip alandaki hareketliliği, yerini durağanlığa bıraktı.

Final dakikalarında orta sahalar tamamen düşünce oyun gitgele döndü. Ekstra enerjiler harcanınca, yorgunluklar baş gösterdi. Oyun artık orta sahasız oynanır oldu.

Pozisyonlar da çıktı ama özellikle Trabzonspor hücumcularının isabet yüzdesi çok düşüktü. Tabela 2-2’de kaldı.

Galatasaray, sezon başından bu yana 25-30 dakikalık iyi oyunlarının süresini artıramıyor. Onlar adına problem bu.

Trabzonspor’un planı ise oyunu tutup, sonra sonuca gitmek. Dün akşam, maça ortak olmalarını sağlayan sebep, Galatasaray’ın her dakika geri gidişi.

Trabzonspor’un geriye düşmemesi lazım. Bu plan, maç çevirmeye yetmiyor

12 Eylül 2021, Pazar 22:34
YAZININ DEVAMI

‘’Tarihi fırsat kaçıyor‘’

Hazirandan bu yana değişen çok şey yok. Hatta marttaki Letonya maçına kadar gitmek lazım.

Değişen tek istisna, Cengiz Ünder’in vites yükseltmesi. Marsilya performansını buraya taşıması çok umut verici. Bu kadar istekli ve formdayken onu kullanmakta ısrar etmeyişimiz ise anlamsız.

Son altı aydır oyunu belli standartta tutamıyoruz. Kısa süreli yükselişlerimiz var. İsviçre maçının başı, Galler karşılaşmasının kısa bir bölümü ve dün gece golleri bulduğumuz zaman dilimleri. Sonrasında kabul ediyoruz rakibi. İtalya ya da Karadağ farketmiyor.

Ve olmayacak işler yapıyoruz! Yediğimiz ilk golde Merih sahte koşuya aldanıyor, Kaan ofsaytı bozmamak için öne çıkıyor. Mert, arkasına kaçırıyor rakibini.

Bu takım Galler’den iki ay önce tıpa tıp gol yemişken üstelik.

İsyan edemeyince, rakiplerimiz istediklerini yapmaya başlıyor. Bu oyuncu grubu rakibin şablonunu bozacak herhangi bir aksiyona giremiyor. Bireysel direnç de yok. Dün gece Cengiz’in yanına koyabileceğimiz ikinci bir oyuncu yok. Onu da 90 dakika sahada tutmuyoruz! Kenan’ı, sekmeye başlayıp, sakatlanınca alıyoruz kenara.

Sahadaki tepkisizlik, kulübede de devam ediyor.

Elimizde ezberi bozulmuş, özgüvenini yitirmiş, isyan etmeyen bir grupla en kritik haftaya giriyoruz. Tarihi bir fırsatı geri tepmek üzereyiz.

02 Eylül 2021, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI