Arama

Popüler aramalar

‘’Sahayı doğru kullanınca...‘’

Galatasaray'ın büyüleyici başlangıcının sebeplerinden biri İlhan Palut'un cesaretiydi. Marcao'nun yokluğunda Donk-Luyindama ikilisinin oyun kurmada zorlanacağını düşünmüş olmalı. Nitekim skoru 2-1'e getirdikleri gol bu planın meyvesi. Ancak baskıyı tam yapamamalarının sebebi Taylan'ın sezon başından bu yana aldığı sorumluk.

Taylan arasına girdiği iki stoperini bek alanlarına itti. Bu hamlenin sonraki adımı Omar ve Saracchi'nin çizgiye açılması oldu. İki çizgi arasında geniş bir alanda basmaya çalışan Göztepe amacına ulaşamadı.

Baskıyı kolay kıran Galatasaray, rakip yarı alanda çok kolay pas alanları buldu. Üstüne üstlük Göztepe'yi ceza sahası ve çevresine sıkıştırdılar. Önceki haftalarda Taylan, Oğulcan, Emre Kılınç, Akbaba gibi enerjisi yüksek isimlerle oyunu tutup, topu çeviren Galatasaray; bu kez Arda, Belhanda, Feghouli gibi deneyimlilerle her iki aksiyonu da gerçekleştirdi.

Önce topu aldılar ardından basit ama çok klas paslarla baş döndürücü bir hücum devamlılığı sağladılar. Topa sahip olup, rakip alanda bu kadar dolaştırınca geri gitmek zorunda kalmadılar. Yüksek oranda doğru oyuncuyu bularak pozisyonları bitirmeyi başardılar.

Galatasaray'ın sahanın her bölgesini çok doğru kullandığı bir maç oldu.

Diğer yandan 3-1'lik yenilgiye ve verilen onca pozisyona rağmen Göztepe'nin oyun planı takdir edilesi. Maça hangi motivasyonla çıktıysalar, uzatmalara kadar öyle gittiler. Burada bir teknik adam katkısından bahsetmek gerek.

Bir takımı her türlü planla her türlü dizilişle oynatmayı başarabilirsiniz ancak saha içindeki motivasyonu yüksek tutmak kimi zaman imkansız hale gelir.

Göztepe birkaç hafta düşebilir, puansız kalabilir ama sezonluk performanslarda her zaman yukarılarda kalmaya aday bir takım.

22 Aralık 2020, Salı 21:14
YAZININ DEVAMI

‘’Hande Sümertaş‘’

Büyük kulüp taraftarları, aralarındaki kalın çizgiyi belirginleştirmek için her fırsatı kollar oldu. Mehmet Demirkol'un, Hande Sümertaş hakkındaki yorumları sonrası başladı sosyal medya derbisi!

Eski görüntüler, videolar, açıklamalar vs vs.. Olay yeri inceleme ekipleri gibi oldu sosyal medya kullanıcıları.

Bu büyük pazardan nasiplenmek isteyenler çok ucuz bir dille hedef haline getirdi bir çalışanı. Öyle bir seviyeye indi ki tartışma/kavga, Mehmet Demirkol rahatsızlığını anlatan bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

Yine bilgi üzerinden değil algı üzerinden konuşmalar, iddialar gerçekleştiği için kimse işin aslını sorgulamak istemedi.

Mesela şu anda bile Hande hanımın yayıncı kuruluşta ne iş yaptığını bilen insan sayısı çok az. Öğrenmek için çaba da yok. Yayıncı kuruluş olan bitenden çok rahatsız.

Sosyal medya operasyonu yapıldığını düşünüyorlar. Onlara göre, gerçek kişiler tarafından kullanılmayan hesaplar kullanılıyor çoğunlukla.

Hande Sümertaş ile ilgili cinsiyetçi ve şiddeti teşvik eden söylemler için hukuki durum incelemesi yapar haldeler. Hande hanım ve diğer kuruluş çalışanlarının açık hedef haline geldiği düşüncesindeler.

Onlara göre, VAR sistemiyle ilgili manipülasyonlar sonrası Sümertaş ile oluşturulan gündem, bu sistematik saldırının devamı.

Hande Sümertaş'ın Galatasaray ya da beIN SPORTS'ta bir 'spor profesyoneli' olarak icraatları tartışmaya açık ancak bilgi üzerinden konuşmak, benzer konularda daha sağlıklı tartışma ortamları sağlar.

Öte yandan tartışmayı noktalar mı ya da seyrini değiştirir mi bilmiyorum. Hande hanım Amerika macerası öncesi okul yıllarında iyi bir Fenerbahçeli'dir. FIFA CIES'te ve Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki spor yönetimi eğitimi sırasında ise Galatasaray'a sevdalanmış bir profesyoneldir.

13 Aralık 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Sergen Yalçın daha cesurdu‘’

Erol Bulut'un geçen haftaki Beşiktaş - Başakşehir maçından habersiz olması mümkün değil. O gün, çok nadir pozisyonlar ve yüksek isabet yüzdesiyle oynamış, kazanmıştı Beşiktaş. Tabelanın, sahadaki oyunu yansıtıp yansıtmadığı tartışılırdı.

Başakşehir'in saldırıları, hep kontra tehditler bulmuştu. Bu yakın tarihteki tecrübeye rağmen Erol Bulut'un ileride oynamak isteyişi yine de kabul edilebilir. Trabzonspor maçının ikinci yarısındaki gibi bir planla, çelimsiz Beşiktaş savunmasını çabuk düşürmek istemiş olabilir. Burada planı bozan, Siyah-Beyazlılar'ın soğukkanlı bir pas trafiğiyle, sahanın tam ortasında hakimiyet kurması oldu.

Fenerbahçe hatları bu sezon ilk kez bu kadar kolay geçilir oldu. Bu durumun başlıca sebeplerinden biri iki merkez orta saha arasındaki enerji farkıydı. Atiba malum, hep iki kişilik oynuyor. Topla iyi olmasa da Mensah'ın güçlü duruşu, Josef'in oyun bilgisi çok baskın bir fark yarattı.

Diğer cephede Gustavo'nun ilk kez bu kadar çaresiz kalışı, Sosa'nın 45 dakika tahammül edilebilecek oyunu vardı.

Beşiktaş soğukkanlı şekilde pas yapıp, Fenerbahçe ceza sahasına yaklaştığı hemen hemen her pozisyonda atağını finalize edebildi. Ya gol attılar ya çerçeveyi buldular. En kötü ihtimalle şut çekebildiler.

Fenerbahçe hatları öylesine düştü ki, ilk yarının sonlarında Larin kendi ceza sahasından kullanılan taç atışı sonrası soluğu Fenerbahçe altı pasında buldu! Penaltının kıyısından dönülen bir pozisyondan bahsediyoruz.

Diğer yandan yaptığı ataklarda dahi kontra yeme tehdidi, Fenerbahçe'nin her dakika oyun aklından uzaklaşmasına neden oldu.

Erol Bulut'un her şeye rağmen hamle yapabilecek lüksü vardı ama Beşiktaş savunmasına pres yapamayacağını düşündüğünden belki de, Trabzon maçındakine benzer bir cesaret gösterisinde bulunamadı.

Daha cesur olan Sergen Yalçın ve öğrencileriydi. Cesaret kazandı.

Tugay Kaan Numanoğlu çok tartışılacak. Hatalı kararları var elbette. Diğer taraftan, Avrupa Kupası'nda ya da Avrupa liglerinde oynanan bir maçın hakemi olarak konumlandırın dün geceki performansını, sonra yargıya varın.

Tugay Kaan Numanoğlu, Cüneyt Çakır'ın Avrupa'daki standartlarının üzerine çıkacak bir potansiyele sahip.

30 Kasım 2020, Pazartesi 08:28
YAZININ DEVAMI

‘’Muğdat'ın kanıtı!‘’

Bilgiye, kanıta dayandırmadan eleştiriyoruz her şeyi. Gözümüzle gördüğümüze de yorum yapıyoruz. 5 farklı hakemin 5 farklı şekilde yorumlayabileceği bir pozisyonda bile mesafesi uzak cephelere ayrılıyoruz.

Sorgulamadan, kısıtlı hakemlik bilgimizle yapıyoruz bunları. Sezon başında yenilenen kural kitapçığını elimize almadan, kural belirleyicilerin önerilerini okumadan, kuralları bilmeden yapıyoruz her şeyi..

Bu engizisyon mahkemelerinin her hafta ve hatta her maç bir kurbanı oluyor. Sonuncusu Muğdat oldu.

Muğdat'ı idam sehpasına taşıyan basamaklar sosyal medyada inşa edildi hızlıca. Oyunun ruhunu teneffüs etmeyi çok zaman önce terk etmiş renk körleri aldı sahneyi.

Tahtaları bir bir birleştirip, hızlıca çivileri çaktılar. Darağacı da merdiven de hazırdı. Son bir tekme gerekliydi ipi çekmek için. Kayserispor'lu futbolcular engel oldular bu katliama. Üstelik 10 kişi, kendilerini yarı yolda terk eden arkadaşları için direndiler.

Çok az kişi Muğdat'ın beceriksizliğini konuştu. Temel futbol bilgilerinin eksikliğini kimse işaret etmedi. Misal, önünde koşan oyuncunun aşil tendonuna o şekilde ayağını uzatmaması gerektiği esasen bir altyapı konusu. Ya da topa elle dokunduğu pozisyonda doğru zamanlama ile doğru pozisyon alamayışı..

3 Temmuz sonrası Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'a, "Maçı satan ailesini satar" dedirten futbol iklimi ve futbol ailesi Muğdat'a da benzer bir laf ettirdi.

Sadece bir oyun için en kutsal değerlerden biri daha masanın üstüne kanıt olarak kondu!

25 Kasım 2020, Çarşamba 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Sivas'ın stratejisi!‘’

Galatasaray için oyunu kolaylaştıran şey Sivas'ın stratejisi oldu.

Geçen sezon iç sahada dominant oynayan Rıza Çalımbay takımının bu kadar kısa sürede değişimi tuhaf. Artık tamamen hücumcularının süratinden yararlanmayı planlıyorlar. Bu durum oyunu biraz geride kabullenmeyi gerektiriyor. Sivas'ın tipik bir deplasman takımına dönüştüğünü söylemek için çok neden var.

Topu bırakıp, kendi alanlarında beklemeleri Galatasaray'ın, pas trafiğini rahat yapmasına neden oldu. Taylan, sezon başındaki Gaziantep/Başakşehir maçlarındaki seviyesine ulaştı. Baskı görmeyince, topu istediği gibi dağıttı.

Yine her iki kanatta pas alternatifleri üretti Galatasaray. Buna rağmen finalde Babel'i yeterince beslediklerini söylemek güç. Top gelmeyince Hollandalı topa gider oldu. Ceza sahasının uzağında arkadaşları ile pas alışverişine başladı. Bu bakımdan hücumdaki katkısı anlamlıydı. Sivas savunmacılarının da rotasını şaşırttı bir anlamda. İlk golü tekrar izleyin. Tamamen arkaya deplase olmuş durumda ve Sivas savunması alan paylaşımı yapamıyor. Belhanda'ya o kadar kolay vuruş şansı tanımanın açıklanabilir tarafı yok.

İkinci yarının başındaki baskın golle Sivas'ın hücum planı tamamen işlevsiz kaldı. Geriye düştüklerinde boş alan bulamayacaklarını bilmeliydiler.

Galatasaray gücünü ekonomik kullanmaya başlayıp, skora oynamaya başlayıncaya kadar işler değişmedi. Sivasspor bir ribaund topu sonrası dengesiz savunmada golü buldu. Bulabildikleri nadir pozisyonlarda ise Okan, Muslera oradaymış gibi hissettirdi.

İki takımın da alacağı mesajlar var dünkü 90 dakikadan. Galatasaray, herhangi bir rakibinin işini bu kadar kolaylaştırmayacağını bilerek, milli takım arasına girmeli.

Sivasspor'un ise hücumda alternatiflere ihtiyacı var.

09 Kasım 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe gözünü karartarak‘’

Maçın sürprizi Trabzonspor'un cesaret gösterisiydi. Kadıköy'deki meydan okumaları karşılığını buldu. Kağıt üstünde beklenmeyen bu kontra Fenerbahçe için bu sezon bir ilkti.

Erol Bulut ve ekibi 5 haftada bu kadar çabuk top dolaştıran bir rakibe denk gelmemişti. Galatasaray derbisi de dahil. Trabzon'un hızlı pas trafiğine dayalı planı, Fenerbahçe'nin planladığı presi kırıp geçti. Ön alanda baskıyı kuramayan Fenerbahçe, orta saha çizgisinin gerisinde çok fazla boş alan bıraktı.

Abdülkadir başta olmak üzere Nwakaeme ve Afobe ile dripling alanları buldu Karadenizliler. Fenerbahçe baskısında ısrarcı kaldıkça, Trabzon hızlı oynamaktan vazgeçmedi. Böyle bir anda da Fenerbahçe savunmasının hatasıyla gol ve pozisyonlar buldular.

Abdülkadir Ömür, bir gün önce El Clasico'da olmayan bireysel bir performansla sahada varoldu.

Trabzonspor'un ikinci golü bulması gerektiği ikinci 45'in ilk düdüğüyle ortaya çıktı!

Erol Bulut, işlemeyen planı ve dizilişini terk etti. Önde Cisse ve Samatta ile yaptığı prese karşılık buldu. İlk yarıda hiç olmayan Sosa kenara geldi. Gustavo-Ozan ikilisi ile merkezi tuttular. Hatta 2 Ozan, 2 Gustavo ile. Gerçekten ikişer kişilik performanslardı.

Bu diziliş ve baskıyla Trabzonspor'u 60 metrelik bir alana hapsettiler.

İlk yarıda Abdülkadir-Nwakaeme tehdidiyle beklendiği kadar ileri gidemeyen Caner ve Gökhan Gönül de böylece devreye girdi. Kanatlarda bir fazla olunca, uygun ortaları yapabilme fırsatını buldu Fenerbahçe.

Bu fırsat daha fazla kenar ortası ve gol pozisyonları getirdi. Kornerler de çalışılmıştı. Çalıştığının karşılığını aldı Fenerbahçe. Dakikalar ilerledikçe de tüm sahanın kontrolünü. Trabzonspor geçen sezondan bu yana olduğu gibi tepki veremedi oyunun gidişatına. Bu 90 dakika özelinde de B planları yok gibiydi.

Fenerbahçe, şartlar ne olursa olsun reaksiyon verebileceğini gösterdi. Geniş kadrosunun yanı sıra, birkaç pozisyonda oynayabilecek efektif oyuncuları var. Bu oyuncu grubu ile neler yapabileceğini ispatladığı bir maç oynadı.

Trabzonspor ise çok ciddi bir sorun ile karşıya karşıya; İlk 45'i de oynatan Edie Newton, ikinci 45'i de!.. Çok kritik karar..

26 Ekim 2020, Pazartesi 10:22
YAZININ DEVAMI

‘’Acı verici‘’

Rangers müthiş bir blok savunma yaptı. Galatasaray’ın atak yönünü çevirmesine tek bir kez bile izin vermediler. Galatasaray topu bir çizgiden diğerine taşımak istediğinde mutlaka Luyindama ve Marcao’yu kullanmak zorunda kaldı.

Oyunun yönü bu tempoda değişince Galatasaray yine karşısında hazır bir blok buldu. Daha doğrusu sıkı bir duvar.

Babel ve Feghouli’yi etkisizleştiren bu yapı, Galatasaray’ın ceza sahasına yaklaşmasını da önledi.

Neredeyse tüm ara pasları topladı Rangers. Sonrasında da çok çabuk açıldılar. Oyunu genişletip, boş alanlarla Galatasaray ceza alanına koşular yaptılar. Buna benzer bir hücum girişiminde ilk golü de buldular. İkinci gol içinse söylenecek söz yok. Utanıyor insan!

Daha bir dolu fark vardı iki ekip arasında. Topu hızlı çevirmek, yakın oynamak, yardımlaşma, doğru zamanda şok pres vs vs..

Farklar çok büyük. Türk futbolu ile Avrupa arasındaki uçurumun nasıl büyüdüğünü tek bir 90 dakikada gördük.

Galatasaray şu an Türkiye’nin en iyisi. Rangers gerçek anlamda Avrupa futbolunun içinde bile değil.

Aradaki farkı bu kadar net görmek çok acı verici..

02 Ekim 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Güzel oyunun engeli var‘’

Türk futbolunun hak etmediği şeylerden biri bu zeminler. Ülkenin en gözde statlarından birinin derbideki fotoğrafında bolca toprak parçası var. O kaliteli ayakların birçoğunun top kontrolünde saçmalamasının ilk sebebi bu vasatlık.

Erol Bulut'un ilk iki haftadaki performansı sonrası dün geceki refleksi takdirlik. Başka bir Fenerbahçe izletti. Alanyaspor günlerine dönmüş gibiydi. Hücuma hızlı çkıp, boş alan yaratarak ileridekilere dripling imkanları sağlayan bir oyundu bu. Ozan Tufan'ın birkaç pozisyonda sarı kart pahasına sertlikle durdurulması bu yüzden.

Bulut'un en önemli hamlelerinden biri Taylan'ı tamamen geri itmesiydi. Taylan, bu sezon Galatasaray'ın pas istasyonunun merkezi. Onun gördüğü baskı, hem kanatları beslemesini hem rakip savunmanın içine atacağı topları engelledi.

Caner ve Gökhan'ın cesur hamleleri Galatasaray'ın iki kanadını daha da geriye itince, Fatih Terim'in planları daha da işlevsiz kaldı.

Galatasaray'ın her geçen dakika pas trafiği, dolayısıyla da oyun hızı yavaşlayınca ilk iki haftadaki büyü bozuldu. Önce Feghouli-Arda'nın, sonrasında Babel'in tehditten uzak kanat oyunları; Falcao'yu sonrasında Diagne'yi buharlaştırdı.

Galatasaray finalde ceza sahasına atılan karambol toplardan medet umar hale geldi. Fenerbahçe'nin iki fizikli stoperi hata yapmayınca bu alternatif de sonuç vermedi. Bu bölümde Galatasaray dönen topları alamadığında, Fener hücumcuları dripling alanları buldu ama berbat zemin sağlıklı ataklara izin vermedi.

Bu ülkede güzel futbolun önünde bir dolu engel var. Sebeplerden biri de sağlıksız oyun şartları. Zemin berbat olunca, sonrasının güzel olması çok zor.

27 Eylül 2020, Pazar 22:36
YAZININ DEVAMI