Arama

Popüler aramalar

‘’Hamzaoğlu'nun planı çok riskli‘’

Burak Yılmaz kariyerinin en önemli gelişimini Şenol Güneş'in ellerinde gerçekleştirmişti. Onu Süper Lig'in zirvesine, dolaylı olarak bu seviyeye getiren de Şenol Güneş'ti.

Şimdi Hamza Hamzaoğlu ile bir başka dönüşüm yaşayacak gibi. Bu kez depar atan değil, arkadan gelenlere duvar olan bir hücumcuydu. Kariyerinin en fazla topla buluştuğu maçlarından birini çıkarması da bu sebepten. Belki de uzun süre ofsaytsız bir maç oynaması da.

Ancak Hamza Hamzaoğlu'nun riskler barındıran bu oyun planı, Burak için de tehlikeler gizliyor. Her stoper Uğur Demirok gibi kalesinin 40 metre uzağına giderek forvet kovalamaz. İlk gole bakın. Umut Bulut'la giden Uğur'un yaptığı faul, golün başlangıç anı. Ki o Uğur ülkede gelecek vaadeden stoperler arasında gösteriliyor. Burak ve Galatasaray için tehlike de bu noktada başlıyor. Galatasaray, Burak'ın duvar olduğu bölgeyi paslaşarak aşamadığı takdirde rakip için kontratak seçeneği beliriyor. Özellikle de Sneijder sol kanadı boşaltmışken. Sarı-Kırmızılı oyuncular bu tehlikeyi Akhisar karşısında belli oranda bertaraf etti. Semih ve Chedjou orta saha çizgisine kadar yaklaşıp, Akhisar'ın olası hücum paslarına set çekti. Melo'nun yokluğunda Emre'nin ekstra çabası da boşlukları doldurdu. Elbette Gekas'ın can simidi Bilal'in yokluğu da bu bakımdan bakıldığında Galatasaray'ın şansıydı.

Bir başka rakip karşısında da Galatasaray'ı bu diziliş ve oyun yapısıyla görmek gerek. İlk akla gelen örnek geçen haftaki Fenerbahçe-Eskişehirspor maçı. Kadıköy'deki Eskişehir dün gece Arena'da olsaydı, bambaşka bir maç izleyebilirdik.

Burak'ın 2 golü ve Galatasaray'ın galibiyeti onlar için elbette güzel. Ancak Hamza Hamzaoğlu'nun bu oyun planı çok fazla riskli.

06 Aralık 2014, Cumartesi 23:45
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray'ın karakter sorunu‘’

Rakip stoperin 2 gol attığı bir Şampiyonlar Ligi maçının ardından teknik adama vurmak hak değil. Eldekilerden en iyi 11'i biraraya getirmişti Belçika'da. Oyun planı yeterli miydi tartışılır. Ama ilk düdük öncesi yapılabilecek olanın en iyisini yapmıştı. Sorun bu kez tamamen saha içindeydi. Yıldızlarının oyuna ve skora refleks verememesi ipleri kopardı.

Burak'ın sürekli ofsayt çizgisinin ilerisinde olması bir kader olmamalı artık. Selçuk'un patinaj yapan performansı kısmen kabul edilebilir. O hücumu da savunmayı da bilen bir yıldız. Türkiye standartlarında sıra dışı bir model. Alex'in onun için, "En iyi yerli oyuncu" övgüsünün sebebi de bu özellikleri. Ancak kötü oyununun hırsını hakemden çıkarmaya çalışması kabul edilemez. Ya da takımın iki genç yabancısı; Bruma ve Telles'e fırça atmaya çalışması... Bunlar Selçuk'un bildiğimiz futbol karakterine çok tezat.

Galatasaray'ın dibe vuruşunun başlıca sebebi de bu aslında. Takıma karakter katan Selçuk'un, Burak'ın standartlarından hızla uzaklaşması.

Burak'a dönersek. Her forvet gibi gol kaçırması çok doğal. Ancak özgüvenini kaybetmesi kariyerini tehdit eder boyutta. O, olgunluk çağında Türk futbolunun en hızlı gelişim gösteren isimlerinden biri. Ama üstüne koyarak geliştirdiği meziyetlerini inkar eder halde.

Bu ikilinin yanı sıra Hamit'in sıradanlaşan performansı ise bir sistem adamı oluşundan. Pas atarken, top alırken/verirken bir şablon arıyor ama bulamıyor.

Takım karakterinin buharlaşmasının ardından yetenekleri erozyona uğramış bir tecrübe artık.

Ki o tecrübeyle dahi gidişata dur diyemiyor. En azından saha içinde. Ondandır ki maçlar sonrası en çarpıcı açıklamaları yapanlardan biri. İsyanı diline vuruyor.

Galatasaray, kariyer dosyaları parlak yıldızların bile rayına sokamadığı bir ekip haline geldi.

İşte bundandır ki Prandelli çoğunlukla doğru tercihler yaptığı ama kaybettiği bir maçın ardından ülkesine dönmek zorunda. Bugüne dek karakter katamadığı ekibi bir anlamda onu yüzüstü bıraktı. Hocalarını sabote ettiler iması değil anlatmak istediğim. Güçleri yetmedi. Çaresiz kaldılar. Elbette bu dibe vuruşta onların payı daha az. Belçika'da masum olsa da bu bozuk düzeni inşa eden kişi Prandelli.

Dün sıradanlaştırıp, karakter katamadığı oyuncu grubu bugün İtalyan'ın veda mektubunu yazmış gibi!

29 Kasım 2014, Cumartesi 08:55
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray çatırdıyor!‘’

Bu seviye böylesi hatalar kabul etmez. Golden 10 dakika öncesini hatırlayın. Sneijder’in kullandığı serbest vuruştan yalnızca 10 saniye sonra top Galatasaray kalesindeydi. Yenen gol ise facia. Rakip
stoper, altı pas üzerinde bomboş kafa vuruyor. Şu iki örnek bile futbolcu grubu olarak işinizi ne kadar ciddiye aldığınızı gösterir. Duruma isyan eden ilk kişinin Sneijder olması ise sorgulanmalı. Uluslararası
düzeyde Hamit, Selçuk, Burak öylece dururken. Tecrübesiz Anderlecht’e karşı farklı bir senaryo geliştirememek başka bir problem. Teknik direktörünüzün tekdüze bir planı olabilir. O plan tıkandığında alternatif üretmek gerekir. Tecrübe bu tür kriz anlarında ortaya çıkması gereken bir vasıftır. Ne mümkün! Galatasaray gibi bir kadro sadece ödenen ücretlerle bile beklentiyi yükseltir. Dün geceki performans yetmez. Değil Devler Ligi’nde ikinci tur, Avrupa Ligi bile kaçar. Galatasaray her yanı çatırdayan bir yapı haline geldi. Bu takımın yeni bir diriliş hamlesine ihtiyacı var. O hamle için Avrupa doğru adres değildi. Galatasaray tüm mazeretlerini tüketti.

27 Kasım 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI