Arama

Popüler aramalar

‘’Türkiye Şaka Federasyonu!‘’

Tarih; 21 Aralık 2014 Pazar... Saat; 21,20... Beşiktaş, Akhisar engelini 3 golle aşmış, yeniden liderlik koltuğuna oturmuştu. Yayıncı kuruluşun mikrofon uzattığı Beşiktaş kalecisi Tolga Zengin; ne liderlikten ne futboldan ne de hakem hatalarından bahsetti. Tolga’nın sözleri aynen şöyleydi:

“Maça çıkarken küçücük çocukları kısa kollu formayla sahaya çıkarıyorlar. Arkadaşlarıma söyledim, eşofmanlarımızı çıkarttık ve çocuklara verdik, üşümemelerini sağladık. O çocuklar, bizlere emanet verilmiş. Hasta olmamaları lazım. Yazıktır, günahtır. Bunun yetkilisi kimse, o çocuklar orada üşümesinler. Bunu özellikle söylemek istedim. Yetmiyorsa, formamızı da çıkartır veririz. Önlerine saygı yazıyorsunuz, ama sevginin olmadığı yerde saygı olmaz. Çocuklar titriyordu. Göze batmayan bir şey, ama lütfen dikkat etsinler. 35-40 yaşına kadar futbol oynarsın, yaptığın şeyler unutuluyor. İşin sonunda
duruşuna, adamlığına bakılıyor. Gördüğümüz haksızlık karşısında asla susmayacağız.”

Tarih; 23 Aralık 2014... Saat; 14,30 civarı... Türkiye Futbol Federasyonu’nun hepsi de ceket giyip gravat takan kocaman adamları; yaklaşık 38 saat düşünmüş ve Tolga Zengin’e vereceği yanıtı en sonunda
bulmuştu:

“Bazı medya organlarında Spor Toto Süper Lig müsabakaları öncesi düzenlenen seremonilerinde hakemlerimiz ve futbolcularımıza refakat eden çocuklarımızla yapılan organizasyon ve çocuklarımızın
giydikleri ekipmanlarla ilgili çeşitli haberler yayınlanmaktadır.

Federasyonumuz tarafından sezon öncesi yapılan talimat değişikliği ile futbolculara refakat eden çocuklarımızla ilgili madde değiştirilmiş ve bu organizasyon kulüplerimize bırakılmıştır. Konuyla ilgili Sportif Ekipman Talimatı’nın 22. maddesini kamuoyunun bilgisine sunarız.

MADDE 22 - REFAKATÇİ ÇOCUKLAR

(1) En üst profesyonel ligde ev sahibi kulüpler diledikleri takdirde, TFF’nin izni çerçevesinde müsabaka öncesi seremonilerde futbolculara refakat etmek üzere, 12 yaşından küçük çocukları refakatçi çocuk olarak belirleyebilirler.

(2) Seremoniye katılan her futbolcuya eşlik edecek olan refakatçi çocukların, ev sahibi takımın forma setlerini giymeleri zorunludur. Buna ilaveten, müsabakada görev yapacak hakemlere eşlik edecek refakatçi çocuklar, göğüs hizasında ve 200 cm boyutunda olmak şartıyla, ‘Fair-Play’ veya ‘Saygı’ yazısı bulunan ev sahibi takım forma setlerini giymek zorundadırlar.”

Koskoca Türkiye Futbol Federasyonu’nun verdiği cevap özetle bu işte: Suç bizde değil, kulüplerde!

Mahallenin yaramaz çocukları gibiler. Hani camı kırar, ama annesi sorduğunda, “O yaptı” der ya...

Onun gibi...

Ben bu cevabı şöyle yorumlarım;

“Bana ne kardeşim çocuklar üşüyorsa... Sonuçta onları oraya çıkartma görevini kulüplere devrettik. Yani çocukları üşüten biz değiliz, kulüpler...”

Bravo...

Aferin...

Tamam, hasta olsun o çocuklar, hastanelere düşsünler, salgın olsun, abartalım, dayanamayanlar ölsünler...

Nasıl olsa sonuçta suçlu belli; TFF değil, kulüpler...

Böyle bir ciddiyet olur mu!

Sevgi Tolga kardeşim, öncelikle duyarlılığın için teşekkür ederim. Bizler, konu hakkında etkili-yetkili insanlar değiliz; ancak konuyu elbette Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği ve tüm kulüplerimize tek tek iletiriz. Sonuçta onlar, bu ülkenin geleceği... Hepimizin çocukları... Suçlu aramak değil yapmamız gereken, çözüm üretmek... Muhtemelen, bu ülkenin futboldaki çatı kurumu olan TFF gerekeni yapacaktır. Ya kendileri kış aylarında bu çocukların giymesi için gerekli ekipmanı sağlayacaklar, ya da kulüplere böyle bir ricada bulunacaklardır. Dedik ya; emir-komuta ilişkisine ne gerek var böyle bir konuda...

Onlar çocuk en nihayetinde...

Bizim çocuklarımız...”

TFF arzu ederse, www.fanatik.com.tr adresine girebilir, yazımın bu son bölümünü kopyalayıp yeni bir açıklama yapar gibi yapabilir!

Zararın neresinden dönseniz,kârdır...

Saygılarımla...

24 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu yazı Çarşı'ya‘’

Adamların derdi ne,
biliyor musunuz çocuklar?
Evet, biliyorsunuz...
******
Palavradır, “Darbe yapmaya kalkıştılar” demeleri falan.
Onların istedikleri gibi olmamanızdır, bütün problem.
******
Soma’da ölenlerden ve onların acılı ailelerinden size ne?
İlk tekmeyi vuran, Yusuf yerine, siz olmalıydınız.
******
Vay efendim, “Van’daki çocuklar soğuktan donuyormuş.”
Devlet onlara çadır verdi mi?
Verdi...
Otursunlar oturdukları yerde.
Nelerine yetmiyor kış günü yazlık çadır?
******
Köy okullarına yardım meselesi de nedir?
Okuyup da ne yapacaklar?
Gidecekleri hocanın tekkesi hazır...
******
‘Vicdan’ mı dediniz?
Kaç tane çocuk öldü bu memlekette..
Ve kaç tane kadın?
Hiçbirinin kılı
kıpırdamadı.
******
Onlar gibi olmalıydınız çocuklar.
Yalanlar peşinde koşmalıydınız.
******
El pençe divan durmalıydınız kapılarında.
Sınavsız en güzel işlere yerleşmeliydiniz.
Türlü şaklabanlıklar yaparak genel müdür falan olmalıydınız.
******
Akıllı tuvaletlerde hacet gidermek..
Ve altın varaklı bardaklarda içmek meyve sularını,
Sizin de hakkınızdı...
******
90 dakikalık mutluluklar ya da hüzünler size yeterdi,
ama yetmedi...
******
Tek suçunuz, vicdan ateşini gönüllere yakmaktı çocuklar.
Onların korku veren ateşini ellerinden aldınız.
******
Şimdi Yunan Tanrıları’nın, Promethus’un sırtına yüklediği gibi dünyanın suçunu yükleyecekler sırtınıza..
Ve akıllarınca, kartallara ciğerinizi yedirecekler...
******
Pandora’nın kutusu çoktan açıldı çocuklar.
Bütün kötülükler ve pislikler ortaya saçıldı.
******
Siz kutunun içinde kalan tek şey,
Umutsunuz...
******
Umuda zincir yok çocuklar!
Vicdanlara zincir yok!
Hayallere zincir yok!
******
“Zeus tahtından düşmedikçe, benim işkencelerimin sonu yoktur” diyen Promethus gibi haykırdığınızdan...
Ölümsüzlüğü çoktan hak ettiniz...
Sizlerden korkan, yalancı Tanrılar dünyasında...
******
Hakan Şevket Telkes’in bir yazısı bu...
İnsanı kıskandıran...
Eline sağlık demekten başka bir şey bırakmayan!
“Çarşı, darbeye karşı” diye bağırdı bu çocuklar..
Ve şimdi ‘darbeci’ diye yargılanıyorlar...
Aklanacakları günü iple çekiyoruz ve onlara, ‘bir güzel abiden’, Nazım Hikmet’ten birkaç dize gönderiyoruz...
******
Çınarı yıkmak için, baltayı köküne vururlar.
Evi yıkmak için sokarlar kundağı temele...
Kartal uçmaz olur; kanadı kırılınca.
Düşünebilir miyiz, başımız vurulunca?
Onlar köküdür memleketin,
Dallara yürüyen su bu kökte saklıdır.
Onlar umudun temeli,
onlar kanadı hürriyetin, halkın aklıdır.
Kaç kere kaç yerde baltalandı kök, Yürümez oldu su, dallar kurudu.
Kırıldı kanat, öldürdüler aklı;
Ve sonra yolladılar insanları salhaneye.
Çünkü böyledir, asrımızın gerçeklerinden biri.

17 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Türk futbolu‘’

Van Büyükşehir Belediyespor ile Bergama Belediyespor, Van'da karşılaştı. Maçın 84'üncü dakikasında Bergama’nın beraberlik golünü atan Gökhan Çetinus, takımının yedek kulübesine giderek 'asker' selamı verdi. Buna sinirlenen Vanlı futbolcular ile Gökhan arasında tartışma çıktı. Tribünlerin de tepki gösterdiği Gökhan'a maç sonrası Vanlı futbolcular ve bazı taraftarlar tekme-tokatla saldırdı. Gökhan kaçarak çevik kuvvet polislerinin arasına girdi.
******
Ziraat Türkiye Kupası’nda Cizrespor ile karşılaşacak Gençlerbirliği kafilesi, Şırnak'a zırhlı araçlar eşliğinde gitti. Teknik direktör İrfan Buz, "Yeni bir atmosfer diyelim. Bizi getiren polis arkadaş, olaylar hakkında bizi bilgilendirdi. Enteresan bir yolculuk yaptık. Cizrespor maçını ciddiye alıyoruz. Onlar da Göztepe’yi yenerek, buraya geldiler” dedi.
******
Göztepe nasıl elenmişti?
Göztepeli bir futbolcu, Cizre maçında yaşananları www.goztepeliler.com’da şöyle yazmıştı:
“Cizre’de bir maçtan ziyade kaybedilenlerin çok daha fazla olduğunu gördük. TFF'nin Ziraat Türkiye Kupası adı verilen organizasyonunda, kendi vatan ve topraklarımızda, zırhlı araçlar ve tomalar eşliğinde stada güçlükle gelebiliyoruz. Yol boyunca takımımızı taşıyan polis araçlarına taşlar ve patlayıcı maddeler atılıyor. Isınmak için sahaya çıkarken üzerimize atılan yabancı maddeler (taş, kiremit, ses bombaları, havai fişekler) ve sahada kim oldukları belli olmayan onlarca insan, gerek ısınırken gerekse maç boyu sürekli tehditler savuran ama hiçbir şekilde sahaya girme izni olmayan sözde görevliler. Armasından Türk Bayrağı’nı çıkarmış olan Cizrespor maçı öncesi atılan terör örgütü sloganları ve hem stat çalışanları hem de oradaki Cizreliler tarafından sabote edilen (okunmayan) İstiklal Marşımız. Bütün bu olanları bilen gören ve sessizce izleyen, sözde devletimizin bir Valisi… Maçı uzatmaya taşımamak için verilen bir penaltı ve hakeme 'neden penaltı verdin' diye sorulduğunda, ‘ben de bilmiyorum’ diye alınan cevap. Maç boyunca bölücülük ve terör örgütü propagandası. Bunlar görülmesin, duyulmasın, bilinmesin diye maçın canlı yayınlanmasına engel olunması…”
******
Biraz daha geriye gidelim…
Türkiye Kupası 2. Turu’nda Cizrespor’a elenen Aydınspor 1923’ün İkinci Başkanı Erdal Karakavukoğlu konuşuyor:
“Futboldan daha çok konuşulması gereken olaylar yaşadık. Biz Silopi’de gördük ki ayrı bir Cumhuriyet ilan edilmiş. Otobüsten iner inmez TFF tarafından verilen görevli kartı bulunan arkadaşlar tarafından futbolcularımız tekmelendi. Oyuncumuzun boğazına sarıldılar. Hocamızı darp ettiler. Bize de saldırdılar. Stada geldiğimizde yanımızda sadece 4 polis vardı. Maç öncesi verilen davette, 27 kişilik kafilemizin yanında yaklaşık 60-70 kişi vardı. Beli silahlı kişiler maçı Cizre’ye vermemizi istedi. Atmosferi görünce maça çıkmama kararı aldık. Silopi Emniyet Müdürü ile birlikte Cizrespor kulüp başkanı soyunma odamıza gelerek resmen bizi tehdit etti. ‘Maça çıkmazsanız buradan ölünüz çıkar’ dediler. Top toplayıcı kişiler, ‘sakın gol atmayın, ölürsünüz’ tehditlerini savurdular. Futbolcularımız, Cizre’den kaçmak için çamurlu şortlarla araçlara bindiler.”
Kaptan Mustafa Şen; “Stat stat değil, taraftar taraftar değil, örgüt propagandaları eşliğinde çok zor bir maç oynadık. Can güvenliğimiz yoktu” dedi.
******
Ülkede bunlar yaşanıyor, güzel ülkemin güzel yorumcuları da şunları söylüyor:
Emre Belözoğlu’na 6 ay ceza verin…
Ne ayıp şu Osman Özköylü’nün yaptıkları…
Sosa atılmalıydı…
Felipe Melo kollanıyor…
******
Beyler farkında mısınız: Ülke elden gidiyor…

10 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çare Diego‘’

Aziz Yıldırım...
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 1 numaralı lideri...
Yaptığı tesisleri, kurduğu takımları, aldığı yıldızları ve kulübe kattığı değerleri kim inkâr edebilir ki?
15 Şubat 1998’de, yani tam 18 yıl önce 1 oyla kazandığı seçimin ardından, 16 yılda Fenerbahçe Spor Kulübü’nü getirdiği nokta ortada...
*****
İsmail Kartal...
Fenerbahçe Futbol Takımı Teknik Direktörü...
Yıllarca Fenerbahçe forması giydi, ‘Arap’ lakabıyla tribünlerin en sevdiği adamlardandı.
313 resmi karşılaşmada oynadı, sağ bek olmasına karşın 21 gol attı. Herkes oraya buraya kaçarken, en kritik zamanlarda, penaltılarda topun başına o geçerdi. Böyle durumlarda fazlaca sakindi, gerilimli ortamlarda ise fazlaca agresif... 44 sarı, 4 kırmızısı vardı!
Bu arada, o 103 gollü şampiyonlukta o da vardı, rekortmen takımın oyuncularındandı.
Futbolu bıraktıktan sonra sırasıyla Fenerbahçe, Kardemir Karabükspor, Fenerbahçe, Sivasspor, Mardinspor, Altay, Mardinspor, Malatyaspor, Orduspor, Konya Anadolu Selçukspor’da antrenörlük yaptı. 7 Temmuz 2010’da döndüğü yuvasında, bu sezon başı 1 numaralı teknik direktör oldu.
*****
Emre Belözoğlu...
Fenerbahçe Futbol Takımı Kaptanı...
Galatasaray’da yıldızı parladı, Hagi’nin veliahtı olarak nam saldı. 5 sezonun ardından İnter’e gitti... Oradan Newcastle United’a transfer oldu. 2008-2009 sezonunda Türk Futbol Tarihi’nin en çok konuşulan bir kaç imzasından birine imza attı; çocukluğundan beri büyük bir aşk beslediği Fenerbahçe’ye geldi. Yarım sezonluk Atletico Madrid serüvenini bir kenara koyarsanız, 7 sezondur Fenerbahçe’de...
25 golü var, 16 asisti...
55 sarı kart görmüş, 3 kırmızı...
*****
Fenerbahçe futbol takımı denilince, akla gelen ilk üç ismi yazdım şu ana kadar...
İkinci kaptanın Volkan Demirel olduğunu da not edin bir kenara...
*****
Aziz Yıldırım gergin...
İsmail Kartal gergin...
Emre Belözoğlu gergin...
Volkan Demirel gergin...
*****
Kanaat önderlerinin tamamı gergin Fenerbahçe’nin...
*****
Saha içi liderleri farklı mı?
Bruno Alves mesela...
Emanuel Emenike, Caner Erkin mesela...
Bekir İrtegün bile isyankâr bir görüntüye bürünüyor kimi zaman...
*****
Tribünler nasıl peki?
Ok gibi gergin...
*****
Bu kadar gerilimden, pozitif sonuç çıkmaz...
*****
Fenerbahçe’nin bir an önce kendisiyle barışması lazım...
Yönetimin tribünle...
Futbolcuların birbirleriyle...
*****
Gökhan Gönül gibilerin, Dirk Kuyt, Moussa Sow, Pierre Webo, Michael Kadlec gibilerin çoğalması lazım...
Saha içinde; Alex de Souza tarzında görüntüde pamuk gibi, ama futboluyla rakipleri yere seren bir lider lazım...
Bu kadroda var mı böyle bir adam derseniz...
Var derim;
*****
Çare; Diego...
İzin verirlerse elbette!

03 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ortaya karışık!‘’

KONU: Vatan haini...

YORUM: Bursa’da Volkan Demirel’e maçın büyük çoğunluğunda böyle bağırdı taraftarlar... Nedeni, TT Arena’da oynanan milli maçta, ısınma hareketleri yaparken kendisine küfredilmesini gerekçe göstererek stadı terk etmesi... SORU: ‘Vatan haini’ sözü küfür müdür, değil midir?

YORUM: Birkaç gün önce Merkez Hakem Kurulu, hakemlere, küfürlü tezahürat halinde maçı tatil edebilme yetkisi verdi. Fırat Aydınus, çok uzunca süren ‘vatan haini’ tezahüratlarına karşın maçı durdurmadığına göre; MHK, bu iki kelimeyi küfür olarak algılamıyor demek ki.

SORU: Merkez Hakem Kurulu bünyesindeki herhangi bir şahıs (Mesela Başkan Zekeriya Alp), isminin önüne ‘Vatan haini’ ifadesi konulursa ne hisseder?

?

KONU: Fatih Terim...

YORUM: Meşhur bir şarkıdır; O eski halinden eser yok şimdi... Nerede otorite, nerede istikrar, nerede başarı... Hepsi, geride kalmış... İstikrar ve başarı, inanın çok da önemli değil aslında; fakat otorite bitmişse...

SORU: Ne olacak bu milli takımın hali?

YORUM: Taraftarı bile yok ki bu milli takımın... Kadıköy’de ‘Neymar’ tezahüratı yapılıyor, Arena’da Volkan’a küfrediliyor, Avni Aker’de genç Salih hedefe konuyor. Sevmiyorsan, hesap soramazsın!

SORU: Fatih Terim şu Volkan meselesi hakkında ne zaman ağzını açacak?

?

KONU: Caner Erkin...

YORUM: Orantısız güç... Futbolu büyük, otokontrolü sıfır... İsmail Kartal’a tepki göstermesi değil, teşekkür etmesi gerekli... Çünkü her zaman olduğu gibi gereksiz bir sarı kart görmüştü. Üstelik Volkan Şen, adeta koridor yapmıştı onun kanadını...

Hakemin ikinci sarıyı göstermesi an meselesiydi.

SORU: Bu hareketin cezası ne olmalı?

YORUM: Aslında, bir futbolcu oyundan alındığında seviniyorsa sorun var demektir! Doğrusu bu... Fakat Bursa’da yaşananı da iyi okumak lazım... Öfkeli olması, üzgün oluşundan kaynaklanıyor olabilir, ancak bu durum, futbolcunun hocasına ve kaptanına hakaret etmesine izin vermez. Bu konuda iş, yönetime düşer. Ciddi bir para cezası, gerekli uyarı anlamına gelebilir.

SORU: Caner Erkin daha önce de böyle bir eylem yapmış mıdır? (Birinci hata olabilir, ama ikinci suçtur.)

?

KONU: Cesare Prandelli...

YORUM: Biraz Ünal Aysal’ın işbilmezliği, biraz da Roberto Mancini’nin torpiliyle geldiği ortaya çıktı. İtalya Milli Takımı için kimin torpili vardı, onu bilemem... Fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Türkiye’ye gelmiş en vasat teknik adamlardan biri olacağı kesin...

SORU: Ne yapılmalı?

YORUM: Duygun Yarsuvat ve ekibi, bombayı kucağında buldu. Göndermek istese, bir ton tazminat... Kasa zaten tamtakır... Ünal Aysal kurumsallaşma alanında gösterdiği başarılı performansla, kulübün kasasını tertemiz yapmış! Kalsa, nereye kadar? Puan cetvelinde fark sadece 1 puan; evet ama, Galatasaraylı taraftar bile bu takıma, bu takımın oynadığı futbola güvenmiyor ki...

SORU: İki İtalyan döneminde Galatasaray futbol takımı iki maç üst üste aynı kadroyla sahaya çıkmış mıdır?
?

KONU: Ersun Yanal...

YORUM: İyi teknik direktör.. Ve şu an en olması gereken yerde, en olması gereken takımın başında... Bu takım, bu sezon zirvede olamazsa bu durumun tek nedeni var; Vahid Halilhodzic ile boşu boşuna geçirilen zaman...

?

KONU: Ünal Aysal...

YORUM: Galatasaray’ın temeline dinamit koyan adam...

?

KONU: Slaven Bilic...

YORUM: Adam...

26 Kasım 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Unutma Galatasaraylı‘’

Ne olacak bu Galatasaray’ın hali deyip duruyorduk; puan cetveli bize kapak yaptı!
*
Baksanıza; Lider Fenerbahçe’nin hemen arkasında, ikinci sırada Galatasaray? Üstelik Fenerbahçe kadar kazanmış, Fenerbahçe kadar kaybetmiş ve Fenerbahçe kadar berabere kalmış. Sadece attığı 1 eksik, yediği 2 fazla; puanı aynı ve averajla geride Sarı-Kırmızılılar... Ligin en iyi futbolunu oynuyor denilen Beşiktaş, 2 puan gerisinde... Önünde (daha doğrusu yanında) 1, arkasında 16 takım var ve halâ yerlebir ediliyor Galatasaray...
*
Kanmayın... Puan cetveli kandırır bazen adamı... Evet; Galatasaray yine şampiyon olabilir ve 4. yıldızı takabilir... Fakat sizler, yani Galatasaray’ın gerçek sahipleri; Ünal Aysal ve ekibinin maddi-manevi
nasıl bir enkaz bıraktığını görmezden gelmeyin.
*
Alex Telles, Bruma, Ontivero, Amrabat, Tarık Çamdal, Olcan Adın ve unuttuğum ne kadar sol kanat oyuncusu alınmışsa... İsimlerini ve maliyetlerini alt alta yazın, toplayın... Ne kadar para harcamış Ünal
Aysal ve ekibi, görün... Sonra sahaya bakın, kim oynuyor... Hakan Balta!
*
Veysel Sarı, Salih Dursun, Tarık Çamdal ve unuttuğum ne kadar sağ kanat oyuncusu alınmışsa... (Bu arada Gökhan Gönül’den sonra bu mevkiinin en iyi adamı Eboue de halâ Galatasaray’da... Yan gelip yatıyor, tıkır tıkır ödenen parasını sayıyor) İsimlerini ve maliyetlerini alt alta yazın, toplayın... Ne kadar para harcamış Ünal Aysal ve ekibi, görün... Sonra sahaya bakın, kim oynuyor... Sabri Sarıoğlu!
*
Pandev’i, Burdisso’yu, Umut Gündoğan’ı, Sinan Gümüş’ü, Yasin Öztekin’i ve unuttuğum kimler kimler varsa... (O kadar çok ki) İsimlerini ve maliyetlerini alt alta yazın, toplayın... Ne kadar para harcamış Ünal Aysal ve ekibi, görün... Sonra sahaya bakın, kim oynuyor... Yine Muslera, yine Sabri, yine Semih, yine Chedjou, yine Hakan Balta, yine Hamit, yine Selçuk, yine Melo, yine Sneijder, yine Burak, yine Umut...
*
Kanmayın... 4. yıldız da gelse Galatasaray’ın parasını har vurup harman savuran, 2.5 yıllık şaşalı hayatın ardından ilk dalgalı havada gemisini en önde koşar adımlarla terk eden Ünal Aysal ve ekibini unutmayın...
*
Çünkü şu an elde edilecek her başarı, Ünal Aysal ve o çooook meşhur profesyonellerine rağmen elde edilmiş olacaktır. Hani bir marşı vardır Galatasaray tribünlerinin; Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray...
*
Tarih, gerçekleri yazacaktır...

11 Kasım 2014, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Töre üzerine!‘’

BÖLÜM 1!

“Amcalara pipini göster bakim...”

‘Agu’dan terfi eden bir erkek çocuğu, utanmazlığa işte bu sözlerle başlar...

“Teyzelere pipini göster bakim...”

İşte bu cümleyle de, utanmazlıktaki sınır tamamen ortadan kalkar!

*

Kız çocuklarını bebeklikten itibaren gizleme ihtiyacı duyar oysa ki bu sözleri sarfeden annebabalar...

Duş alır almaz havlulara sarıp sarmalarlar... Etek giydirmişlerse, dikkatli oturması için sürekli göz tacizi altında tutarlar...

Fakat banyodan çırılçıplak çıkma, salondaki misafirlere pipisini gösterme özgürlüğü vardır erkeğin...

*

Böyle büyür bizim çocuklar...

Erkekler olabildiğinde özgür ve hatta bu özgürlük terbiyesizlik boyutunda...

Kızlar olabildiğince kısıtlanmış ve hatta çoğu mahpus kıvamında...

BÖLÜM 2!

Bilic, Fenerbahçe derbisi sonrasında, Gökhan Töre ile ilgili, “Futbol oyunu içerisinde sahada küfür olabilir. Bunu dert etmem. Küfrü savunmuyorum ama erkeklerin sporu bu. Futbol oyunu içerisinde sahada küfür olabilir” deyince aklıma geldi. Bilic’i yerden yere vuranlar var! Ben de küfrü savunmuyorum, fakat Bilic ile aynı şeyleri düşünüyorum. Mesela bugün açın, herhangi bir İngiltere Premier Ligi maçını izleyin. Abartmadan söylüyorum; en az 20 kez ‘fuck off’ çeken futbolcu göreceksiniz. Peki kaçı oyundan atılır sizce? Hiç!!!

*

Bilic’e kızanlar dikkatli okusun aşağıdakileri

BÖLÜM 3!

- Senin a.... koyacağım. Soytarı, köpek şerefsiz! O..... çocuğu! P.. kurusu. Satılık köpek! Şerefsiz! Senin ananı s...m!

- Siz bu yaptığınızı gazetecilik mi sanıyorsunuz? Ben de sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam!

- Senin kı..nı si..m!

- Arkadaşlar, sayın milletvekilleri... 6 saattir buradayız. Bi küfür etmeyin, azıcık insan olun da şu görüşmeyi yapıp si...... gidelim şu a.... kodumun yerinden ya. Daha oylamaya geçemedik m... s... Zorla küfrettireceksiniz beni de!

*

- Arkadaş ormanda o kadar bütçeyi napıcak bu adamlar? Para mı sı.ıyoz burada?

- Gö...... sokacaz ulan, var mı bi itirazın?

- Oğlum aramızda bayanlar var lan, onlardan utanın biraz. Küfür etmeyin a.... koyim.. Bi adam olun yav.. klar!

*

- Bakın arkadaşlar, sabahtan beri debeleniyoruz iki tane si...... maddesi yüzünden. Azıcık efendi olun, azıcık haddinizi bilin, yoksa günah benden gider amk!

- Şurada iş yetişsin, iki tane önerge çıksın, vatana millete faydamız dokunsun diye kı..mızı yırtıyoruz, siz orada gö..nüzü germiş, birbirinize küfrediyosunuz. Sizin de, yapacağınız işin de, onaylayacağınız önergenin de taa a.... koy.... lan.

Dangalaklar...

*

-Ne alâkası var a... koya...! Kafayı mı yediniz?

- Bu sabah ...’li vekillerin bizim sıralarımızın önüne kadar gelip toplu halde ‘Ekinler dize kadar, Kamuran gel bize kadar...’ şeklinde bağırması ağrımıza gitti. Belli ki çalışıp gelmişler. E bizim de elimiz armut toplamıyor...

*

Bölüm 2 ve Bölüm 3’teki başarılı küfürlere imza atan arkadaşların hepsi de Bölüm 1’deki gibi ‘pipisini göstererek’ büyütülen erkek çocuklar...

Yaş ilerleyince, ‘pipi’ kavramı da değişiyor elbette!

*

Türkçesi “Abi, super yav...” kıvamında olan gurbetçi Gökhan Töre’ye 3 maç ceza verdi

PFDK,Tahkim 2’ye indirdi. Ortalama 50 kelime ile konuştuğu (okuduğunuz üzere 50 kelimenin yarısı da küfür) tespit edilen Bölüm 3’teki milletvekili arkadaşlara hangi ceza verilmiştir sizce?

Bilic haksız mı halâ!

06 Kasım 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Jürgen biliyor‘’

Kulüplerimizi kimler yönetiyor?

Duygun Yarsuvat; Galatasaray Başkanı, hukukçu...
Aziz Yıldırım; Fenerbahçe Başkanı, inşaat mühendisi, iş adamı...
Fikret Orman; Beşiktaş Başkanı, inşaat mühendisi, iş adamı...
İbrahim Hacıosmanoğlu; Trabzonspor Başkanı, iş adamı...
Recep Bölükbaşı; Bursaspor Başkanı, iş adamı...
İlhan Cavcav; Gençlerbirliği Başkanı, iş adamı...
İbrahim Kızıl; Gaziantepspor Başkanı, iş adamı...
Zafer Yıldırım; Kasımpaşa Başkanı, iş adamı...
Hüseyin Eryüksel; Akhisar Başkanı, müteahhit.
Mecnun Odyakmaz; Sivasspor Başkanı, iş adamı...
Mesut Hoşcan; Eskişehirspor Başkanı, iş adamı...
Metin Kalkavan; Çaykur Rizespor Başkanı, iş adamı...
Mustafa Yolbulan; Karabükspor Başkanı, Kardemir Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Üyesi.
Ahmet Şan; Torku Konyaspor Başkanı, Kombassan Yönetimi Başkan Yardımcısı.
Ziya Eren; Kayseri Erciyesspor Başkanı, iş adamı...
Ali Kahramanlı; Mersin İdmanyurdu Başkanı, iş adamı.
Tuna Aktürk; Balıkesirspor Başkanı, iş adamı.
Göksel Gümüşdağ; Başakşehir Başkanı, iş adamı...

Almanya’da kulüpleri kimler yönetiyor?

Bayern Münih... Başkan Karl Hopfner, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör; Karl-Heinz Rummenigge, eski milli futbolcu...
Borussia Mönchengladbach... Başkan Rolf Königs, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör; Max Eberl, eski futbolcu...
Wolfsburg... Başkan Francisco Javier Garcia Sanz, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör; Klaus Allofs, eski milli futbolcu...
Hoffenheim; Başkan Peter Hofmann, Eski Futbol Direktörü... Sportif Direktör; Alexander Rosen, eski futbolcu...
Bayer Leverkusen... Başkan; Michael Schade, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör; Rudi Völler, eski milli futbolcu...
Mainz 05... Başkan Harald Strutz, Kurucu Başkan... Sportif Direktör; Christian Heidel, eski Mainz futbolcu...
Hannover 96... Başkan Martin Kind, Kind Grup CEO’su... Sportif Direktör Dirk Dufner, eski futbolcu...
Paderborn... Başkan Wilfried Finke, Finke GmbH CEO’su... Sportif Direktör; Michael Born, Spor Müdürü...
Augsburg... Başkan Walther Seinsch, iş adamı... Sportif Direktör; Stefan Reuter, eski Augsburg futbolcusu...
FC Köln... Başkan Werner Spinner, iş adamı... Sportif Direktör; Jörg Jakobs, asistan koç...
Eintracht Frankfurt... Başkan Peter Fischer, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör; Bruno Hübner, eski futbolcu...
Schalke 04... Başkan Horst Heldt, eski futbolcu... Sportif Direktör Jan-Pieter Martens, eski futbolcu...
Hertha Berlin... Başkan Werner Gegenbauer, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör Michael Preetz, eski futbolcu...
Stuttgart... Başkan Bernd Wahler, Profesyonel Yönetici... Sportif Direktör; Ulrich Ruf, eski Federasyon Başkanı...
Borussia Dortmund... Başkan Reinhard Rauball, avukat-politikacı... Sportif Direktör; Hans-Joachim Watzke, Watex GmbH CEO’su
Hamburg... Başkan Carl-Edgar Jarchow, politikacı... Sportif Direktör; Dietmar Beiersdorfer, eski futbolcu...
Freiburg... Başkan Heinrich Breit, doktor... Sportif Direktör; Oliver Leki, Spor Müdürü...
Werder Bremen... Başkan Klaus-Dieter Fischer, Bremen GmbH CEO’su... Sportif Direktör; Thomas Eichin, eski futbolcu...

Sorusu olan var mı?

29 Ekim 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI